İBB Meclis Üyesi Bora Balcıoğlu, son zamlar ışığında ekonomi ve tarımsal üretimi tehdit eden, gelecekte bizi bekleyen sorunlara dikkat çekti.
Balcıoğlu gidişattan duyduğu kaygıyı, "Üzülerek ifade ediyorum, büyük-küçük, yaşlı-genç hangi çiftçi tanıdığım ile görüşsem “Artık ekmeyeceğim. Toprağımı satacağım” diyor! İnanın değerli arkadaşlar, onları teselli etmek için bir şey diyemiyorum. ‘Üretimden vazgeçmeyin' derken gözlerine bakamıyorum. Onların zarar ettiklerini görüp nasıl gözlerine bakarak “üretmeliyiz” diyeceğimi bilemiyorum!" diyerek ifade etti.
CHP Meclis Üyesi Bora Balcıoğlu, İBB Temmuz ayı ikinci oturumunda söz alarak tarımsal üretim değerlendirmesinde bulundu.
BALCIOĞLU: BU ZAMLAR YALNIZCA BAŞLANGIÇ
Gündemdeki son zamlar üzerinden tarımsal üretim ve sorunların ardında yatan “üstü örtülemeyen” gerçeklere yönelik Balcıoğlu'nun İBB meclisinde paylaştığı değerlendirme aynen şu şekilde: “Geçtiğimiz birkaç gün içerisinde bir anda mevcut gündemlerimizi değiştiren “zam haberleri” hakkında bir takım değerlendirmelerde bulunmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Mâlum, 7 Temmuz 2023 tarihinde, Resmi Gazetede bir takım kararlar yayımlandı. Bu kararlar uyarınca; KDV, Pasaport, Vize, Noter, IMEI(telefon kayıt) harç ücretleri gibi bazı kalemlere%50'ye varan zamlar geldi. KDV'de %8'lik dilim düz hesap(!) %10'a; %18'lik dilim düz hesap(!) %20'ye yükseltildi. Bazı harç bedeli kalemleri %50 zamlandı. Kredilerin ilgili kalemlerinde %50 oranında zam yapıldı. İlgili araçlardan bir senede ikinci defa Motorlu Taşıtlar Vergisi alınacak. Yani ödenmiş olan vergi mükelleften bir defa daha alınmış olacak.
Üzülerek söylüyorum ancak bizler gayet iyi biliyoruz ki bu zamlar, düzenlemeler henüz yalnızca başlangıç. Adeta ne yazık ki bunlar henüz “ısınma turları”…
“ZAMLARIN ARDINDA ÜSTÜ ÖRTÜLEMEYEN GERÇEKLER”
Zira bu zamların ardında üstü örtülemeyen bazı gerçekler var; Dövizi düşürebilelim, ekonomiyi toparlayabilelim diye “adeta zorla göreve getirilen” yeni bakanın ilk “rasyonel adımı”, politika faizini %8,5'tan %15'e yükseltmek oldu ancak elbette dövizin ateşi düşmedi. Türk Liramız, Amerikan Doları karşısında seçimlerden sonra %30'dan fazla değer kaybetti. (19,46'dan 26,05'e) Seçimlerden önce litresi 18,5 lira olan motorin bugün yaklaşık %34 zam görerek 25 liraya (24,84₺) ulaştı.
Seçimlerden sonra işlenmemiş gıdadaki, yani meyve sebzedeki, zam oranı yaklaşık %47-48 bandında.
Aynı şekilde konut kiralarındaki yıllık enflasyon oranı, zam üst limiti olmasına karşın, gayri resmi sözleşmelerle %75-76'lara ulaşmış durumda. Bu örnekleri çoğaltmak ne yazık ki mümkün ancak öyle tahmin ediyorum maksat hasıl olmuştur.
“EKMEK FİYATLARINA ZAM”
Fakat son bir örnek vermeden ve bu hususu meclis tutanaklarına geçirmeden konuşmamı sonlandırırsam eğer kendimi kusur işlemiş olarak görürüm. Birkaç gündür sosyal medyada “ekmeğe zam yapıldı; ekmek 7 lira-8 lira; simit, poğaça 10 lira” ve bunlara benzer minvalde haberler dolaşmaya başladı. Ardından valilik hemen açıklama yayımlayarak haberlerin aslı olmadığını duyurdu. Elbette bu duyuru fiili durumun önüne geçemiyor zira İstanbul'un bazı yerlerinde ekmek çoktan bu bahsedilen fiyatlardan satılmaya başlanmış durumda. Temennim değil ancak öyle öngörüyorum ki; önümüzdeki günlerde ekmek fiyatlarına “resmi” olarak zam gelecektir.
“ZAMLAR, HÜKÜMETİN HATALI EKONOMİ POLİTİKALARI NEDENİYLE KAÇINILMAZ”
Bu üründe ve benzer diğer tüm ürünlerde hatta ne yazık ki piyasadaki tüm ürünlerde çok ciddi zamlar, hükümetin hatalı ekonomi politikaları nedeniyle kaçınılmaz hale gelmiştir.
Yaklaşık bir ay kadar önce (15 Haziran 2023) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez bir açıklama yapmış ve “İthalatı durdurarak çiftçiyi koruyun yoksa ekmeğe %50 zam gelecek” demişti.
Hasat zamanı yerli alım fiyatını manipüle edecek oranda ithalat yapmak yetmemiş gibi; TMO(Toprak Mahsulleri Ofisi) ekmek fiyatlarını kontrol altında tutabilmek için un fabrikalarına sürdürdüğü sübvansiyonlu buğday satışını durdurmuş. Dolayısıyla 340₺ olan unun çuval fiyatının yaklaşık 570₺'ye yükselmesi bekleniyormuş.
“KOMŞUMU, EŞİMİ, DOSTUMU MUTLU GÖRMEK BENİ MUTLU EDER”
Ben Silivri'de doğdum, büyüdüm, evlendim. Allah nasip ederse evlatlarımızı orada büyütüp, vatana millete hayırlı olmalarını sağlayacağız inşallah. Yani acımız, tatlımız hep Silivri'de oldu. Herkeste olduğu gibi benim için de memleketimin yeri bende çok ayrıdır. Komşumu, eşimi dostumu, çocukluk arkadaşımı mutlu görmek beni mutlu eder.
“ÇİFTÇİ ARTIK “EKMEYECEĞİM, TOPRAĞIMI SATACAĞIM” DİYOR”
Hepimizin mâlumu, bölgemizde ciddi oranda çiftçilik yapılıyor. Türkiye'nin bir kısım tahılı Trakya'da, Silivri'de üretiliyor. Fakat üzülerek ifade ediyorum, büyük-küçük, yaşlı-genç hangi çiftçi tanıdığım ile görüşsem “Artık ekmeyeceğim. Toprağımı satacağım” diyor! İnanın değerli arkadaşlar, onları teselli etmek için bir şey diyemiyorum. ‘Üretimden vazgeçmeyin' derken gözlerine bakamıyorum. Onların zarar ettiklerini görüp nasıl gözlerine bakarak “üretmeliyiz” diyeceğimi bilemiyorum! Mazot olmuş 25 lira… Tohum, gübre, ilaç deseniz ona keza… Ekipmanlara borçlanarak dahi ulaşılamıyor.
“BU HUSUS, BEKA VE MİLLİ GÜVENLİK SORUNU”
Bu gidişimiz gidiş değil arkadaşlar, bu gidişimiz gidiş değil! Bu bahsettiğim husus bir beka sorunudur! Bu husus, bir milli güvenlik sorunudur! Amerika'nın tartışmalı siyasetçisi Henry Kissenger'ın sözleri bu günlerde kulaklarımda çınlıyor: “Petrolle hükümetleri; parayla devletleri; gıdayla tüm insanlığı kontrol edebilirsiniz” diyor. Gıda bağımsızlığımızı tümden kaybetmememiz için ivedilikle bu hayati öneme sahip soruna, tarımsal üretimin ulusal çapta desteklenmesi hususuna hükümet, yerel yönetimlerle işbirliği yaparak eğilmelidir. Bu mesele yerelden genele değil, genelden yerele çözülecek bir meseledir. Her kurum ve siyasetçi üzerine düşeni bir an evvel yerine getirmelidir.
“BU MESELE ULUSAL VE ÖNCELİĞİ ÜST SEVİYEDE”
Bu bağlamda, İstanbul Büyükşehir Belediye'miz, gücü yettiğince, imkan-kabiliyet ve yetki alanı dahilinde üzerine düşeni yapmak için yoğun çaba sarf etmektedir.
İstanbul genelinde tarımla ve hayvancılıkla ilgili yurttaşlarımıza çeşitli desteklemeler sunmakta, takibini yapmakta ve elbette bu destekleri artırarak sürekliliğini sağlayabilmek maksadıyla kaynak araştırmalarını sürdürmektedir.
İlçe belediyelerimiz de üzerlerine düşeni yapmakta, çabalamaktadırlar. Şahsım adına her birisine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ancak, az evvel de bahsettiğim gibi bu mesele ulusal bir meseledir. Hassasiyet ve önceliği üst seviyededir. Hükümet ivedilikle ve ciddiyetle bu konuya yönelmeli, tüm kurumları atacağı adımlar konusunda koordine etmeye başlamalıdır.
ATATÜRK'ÜN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Sözlerimi toparlarken tarihten alıntı yapacağım müsaadenizle; Onlarca yıl cephelerde göğüs göğse savaşmış; yokluğu ve çaresizliği iliklerinde yaşayan, ulusal kahramanımız, büyük komutan Atatürk: “Ulusal ekonominin temeli tarımdır”, “Gerçek işgaller kılıçla değil, sabanla yapılır”, “Kılıç, sabana daima yenildi” demiş. Bu komutanın bir bildiği var değerli arkadaşlar. Bu 20. Yüzyılın en büyük liderinin bir bildiği var. Onun yolundan gitmeli; çiftçimizi, halkımızı, gençlerimizi ve geleceğimizi korumalı; onları başka ülkelere ezdirmemeliyiz.
Şahsım ve grubumuz adına yüksek önem arz eden bu hususa dikkatinizi çekebildiğim düşüncesi ve bu hususta yapılacak tüm çalışmalarda desteğinizi alabilmek temennisiyle; ilginiz için sizlere teşekkür ediyor; yüce meclisi, kıymetli İstanbullu hemşehrilerimizi ve değerli genç arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum.”
Sevginar SALİ