Sevginar Sali

Bana Geliyorlar


Bugünlerde çok acayip haberler alıyorum. Tanrı beni nedense hep sevmediğim, ya da yazılarımın hedefine koyduğum insanlarla sınıyor! Sevdiklerimle sınamasından iyidir … Valla şikayet etmiyorum, paylaşıyorum sadece!
Benim "İmar Müdürüyle ne işim olur!?" diye düşünerek bu kapıda ömür tüketen insanların ızdırabını kaleme alırken, müdüre hanımın fırsat kolladığını düşünmek istemiyorum.
Bugün de bi sabır geldi üzerime, hoşgörüden dağılıyorum… Oysa kamunun yetki ve gücünü elinde bulundurarak kişisel hesaplaşmalarını devreye sokanlara adadığım pek çok yazım olmuştur. Sonuncusunu yazdığım izlenimine hiç kapılmadım.
Benim kaderim mi bu? Kadın yöneticileri kollayayım, yükselsinler, geldikleri yerleri yeterli görmeyip daha yukarılara çıksınlar diye düşündüm hep bugüne kadar. Yine de aynı düşüncedeyim. Ama bunu hak eden kadınlar! Sırf kadın oldukları için değil, bulundukları yerin hakkını vermeliler!
Of of evele gevele… Öncesinde yazdıklarım zerre kadar kişisellik barındırmadığı için çok rahattım. Ama şimdi mesele tamamıyla şahsıma dayalı… Bunun için sabrımın sınırlarını zorluyorum. Ki herkes aklını başına alsın yaptığı işin, üstlendiği sorumluluğun farkına varsın. Sabır taşı değilim! Benimle uğraşma zevkinden kimseyi mahrum bırakmam!

Neyse gelelim Silivri'ye…

CHP'NİN GEL GİTLERİ
Uzun zamandır CHP'nin kapısını çalmadığımın içten içe azabını sürdürmenin gereği yok diye düşünüp Muharrem Başkan'ın kapısını çaldık. Havadan sudan sohbetimizin ardından laf dönüp dolaşıp kongre hazırlık sürecine dayandı. Aydoğan'a bizleri basın olarak meşgul eden konuları açıkça sormak istediğimi ifade ederken, "Ben aynı açıklıkta cevap veremeyebilirim" diye bildiğimiz, beklediğimiz, hiç istemediğimiz bir itiraf dökülüverdi ağzından. Bu durumdan mutlu mu olmak lazım, mutsuz mu? Bilemedim. Ama "Size sorduğunuz şeyi açıklıkla yanıt veremem" itirafından ziyade bu durumu bizlere hissettirmeden yöneltilen sorulara yanıt daha yerinde olurdu.
Muharrem Aydoğan'ın hakkında kim ne derse desin veya bizzat bile hoşuma gitmeyen düşünceler içerisinde kendimi bulsam da saygı duygumu hiç yitirmedim. Efendiliğine, insanca yaklaşımından, muhalefet meclis üyesiyken her şeye rağmen koruduğu sükunetini unutamıyorum.
Bugün CHP İlçe Başkanlığı konusunda yaşanan ise bir gelgit. Aydoğan, "Aday olabilirim de olmayabilirim de" diyor. CHP bu kongreye tek adayla gitmeye kararlı. Hakan Sefa'nın "Varım" demesiyle yaşanacak 'gel'den, Aydoğan'ın payına düşen 'git'lerdir. Sefa'nın 'yokum' demesini dört gözle bekleyen Değirmenci'yi kim bunun için suçlayabilir ki?! O elinden geleni güya yaptı, Hakan Sefa'nın adaylığı için şimdi sıra Işıklar'ın ona destek vermesinde!
Bir de olayın iç yüzü var tabi: Bu ilçe başkanlığı seçiminde "Özcan Işıklar, Abdullah Yıldırım sayesinde seçildi" diyenlere ola ki Aydoğan yerine Hakan Sefa veya giderek daha yüksek bir ihtimalle Selami Değirmenci ilçe başkanı oldu denilecek ki "O bi ilçe başkanını bile seçtiremedi, belediye başkanı nasıl seçtirmiş olabilir!"
Hakan Sefa tüm kesimlerin itirazsız oluşu aday olmasına yetmeyebilir. Selami Değirmenci'yi sokak istiyor partililer ayaklanıyor. Değirmenci'ye değil asıl itiraz gereksiz hareketler ve hatalar ile süslediği particilik mazisi! O da tahtaya yazılı yazı gibi süngerle silinmiyor işte! Aydoğan'ın ilçe başkanlığı devamı Abdullah Yıldırım'ın örgütte belirleyiciliğinin sürmesi, Işıklar'ın belediye başkanlığını ilçe başkanlığının gölgesinde devam etmesi demek. Böyle olmasa bile kamuoyu nazarında durum algılaması aynen bu şekilde olacak!
Işıklar kendini ispat etme derdinde, Değirmenci Yıldırım'dan rövanş alma peşinde. Ve tüm bu kişisel hesapların ucunda CHP için tüm kesimlerin destek vermeseler bile itiraz edemeyeceği bir isim; Hakan Sefa. Burada konu Muharrem Aydoğan'ın yetersizliği de değil. CHP'de değişim konusunda ısrarın nedeni partinin son beş yıl teslim edildiği kesimin elinden alınması! CHP muhalefetteyken emanet edildiği kesimin elinden kendini alarak bağımsızlığını ilan etme peşinde. Sefa'yla bu bağımsızlık duruşu sancısız, Değirmenci ile pimi çekilmiş her an patlamaya hazır bir bomba havasında olacak.
Kenardan bakılınca herkes davasında haklı valla! Doğrular kişiye göre değişiklik arz etme durumunu sürdürürken, gerçek kabak gibi ortada.
İlçe kongresinden sonra mı ne olacak?! CHP'nin 'gel' 'git'leri bitsin ilçe başkan adayı konusunda karar verildikten sonra onu da konuşuruz!
İyi hafta sonları!

YORUM YAP