Engin Akın

Başarısızlığın Nedenleri

Kişisel bir yazıdır, sabır gösterebilirseniz aynı zamanda da güzel bir yazıdır. Hiçbir zaman başkanın adamı olmadım. Sadece ‘dostum’ dediğimi asla satmayan bir isim oldum. Anlayacağınız öyle son derece lüks restoranlarda zengin sofralarına meze de olmadım.  Birinin adamı kılığına girmediğimle birlikte fikirsel açıdan bağımlılığım olmadı. Geçmişte ise Silivrispor’un sözde emekçileri tarafından gerçek anlamda hiç sevilmedim. Geçmişten gelen bir gelenek gibi hep sever, sayar gibi gözükenler oldu. Bu zamana kadar ara sıra da olsa, şahsım ve yaptıklarımla ilgili övgüyle söz edenlere de denk geldim. Lakin bunlara da karnım fazlaca tok…  Nedeni ise; bana yaptıklarım konusunda iltifatlarda bulunanların birçoğunun sözleri ikiyüzlülük ve içten içe hem kıskançlık, hem de çekememezliğin buram buram koktuğunu da biliyorum. Neden bu konuya geldim diye soruyorsunuzdur kendi kendinize. Bu konuya nereden mi geliyorum, bakın şimdi. Bana ve yaptıklarımla ilgili söylemlerde bulunanların hemen hepsinin ortak paydası görevli olmadıklarında benimle aynı fikirleri paylaştığını söylerken, bir koltuğu işgal ettiklerinde çark ettiklerine yüzlerce, binlerce kez tanıklık ettim. Şimdi değişen ne bilmiyorum aynı durum devam ediyor.

GÜNDEMDEKİ MESELEMİZ İSE!
Bu işi yaptığım günden beri asla mütevazi olmadım, bundan sonra da mütevazilik beklenilmesi ahmaklıktan öteye gidemez. Günümüzde kendini spor adamı, spor yazarı, Silivrispor aşığı olarak görenler, gösterenler, gösterilenler, benim ve kurumumun yaptıklarını inkâra gidenler. Düne kadar kulübe sallayanlar birden kulübün fotoğrafçısı kesilince güldüm. Geçmişte kulübün kapısından dahi geçmesi yasaklanan kişilerin kapı tokmağı olabildiği bir yönetimden farklı bir şey beklemek de ahmaklık olurdu. Silivrispor idmanlarında, maç saatini beklemeye koyulduğu dakikalarda, maç başladığında takımın puan kaybetmesini bekleyen aktif yöneticilerin, idari personelin varlığını bilmemek de iş bilmezliğin üst seviyesidir. Yanlışları yüze vurduğumuzda istenmeyen adam olmak görevini çok sevdiğimden dolayı benim için sıkıntı yok. Yanlış yapılandırmalar olduğunda fikir beyan ettiğimde de burunlarının dikine gidip, yapılandırmanın sonucuna göre, ya sahiplenilir ya da yerden yere vurulur. Oysa her zaman ben söylemiştim derim. Bundan da rahatsız olurum aslında. Bana sorsanız ben yazarçizerim, bilgilendiririm,  kulüpteki isimler için bir hiçimdir bunun bile farkına varamazlar. Asıl olan kurumun varlığıdır ki bunun dahi farkına varamazlar. Kurumun iç işleyişinde kullanıldıklarının farkına varamazlar. Gelinen noktada kulüple yaşadıklarımda haklıyım. Sonuna kadar hem de. Net duruşumu her zaman sergilerim. Bu arada duruşumun sonucu da neyse sonuna kadar da katlanırım. Gerektiğinde yanıldığımı beyan eder, gerektiğinde de doğrularımla gurur duyarım. Bu durum birilerine benmerkezcilik gibi gelse de umurumda da değil açıkçası… Şu zamana gelinceye kadar yaşanmış Silivrispor tarihinde, birbirinden ilginç olaylara tanıklık ettim. O zamanlarda da duruşumu bozmadım şimdi de aynı durumdayım. Şimdi yönetimin ne denli beceriden yoksun olduğunu her geçen zamanda daha net anlaşılıyor. Silivrispor’un marka değerini düşünenler olduklarını ifade edenlerin bu değerinin çıtasının altında yönettiklerini ilerleyen zamanlarda daha da anlayacağız.

MESUT TONTA RAHAT DEĞİL!
Sezon başında Kadir Hoca ile yollarının ayrılmasının ardından bu takımın başına Tonta’nın getirilmesi gerektiğini belirtmiştim. Nitekim Tonta, takımın başına getirildi ve lig çalışmaları başlatıldı. Ligin ilk maçı ve akabinde yapılan maçlarda alınan sonuçlar hafta sonu oynanan Garajlar Taç maçının kaybedileceğinin göstergesi oldu. Bundan sonra durum daha da kötüye gidecektir. Bir an evvel Başkanın durumu toparlaması gerekir. Aksi takdirde şimdiki gidişat ile bu takım ligin ikinci yarısını görmeden puan hanesinde en az üç mağlubiyeti yazdıracaktır. Bunca yenilginin de telafisi zor olur. Evet, Tonta ve oyuncular rahat değil! Tonta’nın ve oyuncuların rahat olamamasının sebebi ise yönetimce kendilerine sahip çıkacak kol kanat gerecek bir büyüklerinin olmayışındandır. Teknik bilgisinin tartışılamayacağı bir isim olabilirsiniz lakin yönetim tarafından yalnız bırakılmışsanız işiniz çok zor. Tonta yalnızdır. Yalnızlığa mahkum bırakılmıştır. Şimdi buradaki asıl zihniyeti sorgulamak gerekir ki buna ilerleyen zamanlarda daha da detaylı girerim. Sonuç olarak yenilginin sebebi asla teknik değildir. Bunun sebebi bilgi sahibi olamayan bilgisizlere taviz verilmesidir.

Haberin devamı 16.11.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…

YORUM YAP