Geçtiğimiz gün, tam da meclis toplantısı öncesi, Silivri Belediyesi'nin Başkanlık katında, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın odasının önünde, yaşlıca bir amca, ısrarla oturup bekliyordu... Özel Kalem personeli, yaşlı amcaya neden geldiğini sordu, “Başkan'la görüşeceğim.” dedi. Başkan'ın meclis toplantısına girmek üzere olduğunu, önemli bir konuysa ilgili birim müdürü ya da başkan yardımcısıyla görüştürebileceklerini söylediler, amca ısrarla “Başkan'la görüşmek istiyorum.” dedi. Meclis toplandı, bitti, sonrasında görüşmeler yapıldı, Başkan randevulu ziyaretçilerini, misafirlerini kabul etti, programı gereği dışarı gitti geldi, amca “Başkan'la görüşeceğim.” dedi, başka bir şey demedi... Amcanın yaşadığı mahalleden, onu tanıyan meclis üyesi kendisini gördü, amcaya hal hatır sordu, amca derdini anlattı, meclis üyesi ilgilendi, amca “Başkan da Başkan” dedi... Amcanın sorunuyla ilgili en bilgili kişi, Başkan Koordinatörü Mehmet Has geldi, amcanın evraklarını inceledi, derdini dinledi, telefonlar açtı, arşive baktı... Amcanın derdi, planlarda 18. madde uygulanan yerinin durumuydu, üstelik olay mahkemedeydi. En teknik isim, uzun uzun izahat verdi, belgeleri gösterdi, “Amca şu an yapılacak bir şey yok, mahkemenin karar vermesi lazım, mahkeme kararı çıkmadan bir şey yapılamaz.” dedi, amca düşündü, düşündü... “Tamam ama ben yine bir Başkan'la görüşeyim.” dedi. Başkan kapıya kadar çıktı, amcanın elini öptü, derdini dinledi, evraklara baktı ve “Amca bu olay mahkemelik, mahkeme karar vermeden bir şey yapamayız, bekleyeceğiz.” dedi. Amca teşekkürler ederek oradan uzaklaştı...
Eğer Özcan Başkan, kapıya çıkıp amcayla görüşmeseydi, küsecekti ona... Beklediği süre boyunca iki farklı kişiden duyduğu şeyi, üçüncü kez söylemiş olmasına rağmen, illa söyleyen Başkan olmalıydı, amcayı daha aşağısı kurtarmıyor çünkü...
Devamı 16 Mart 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde