Sevginar Sali

Başkası olma, kendin ol!

Silivri Yoğurt Festivali'nin 62.'si sona erdi. Silivri'nin en köklü etkinliği olmasının yanı sıra en çok misafir ağırladığımız program olarak da öne çıkıyor. Bir öncekileri üzerinden zaman geçtiği için unutuyor da olabiliriz ancak bu sene 2. geceki kalabalığı tarif etmek bile oldukça güç.
Son festival özelinde dikkat çekmemiz gereken, Bora Balcıoğlu'nun döneminde ilk büyük ve önemli organizasyon oluşu. Katılan kalabalığa bakılırsa, acemilik dönemi için hiç de fena sayılmayacak bir ev sahipliği gerçekleştirildiği söylenebilir. O kadar yüksek katılım ve yoğun etkinlik trafiğini organize edenlerin emeğini tebrik etmeli. Program akışı devam etti mi? Etti. On binlerce insanın sirkülasyonu neredeyse sorunsuz sağlandı mı? Sağlandı. Beklentileri karşılayan veya karşılamayanlar mutlaka oluyor. Herkesin aynı oranda memnun olması imkansız zaten…
Niyet iyi, çaba doğru olduktan sonra ara ara meydana gelen aksaklıklar ve pürüzler önem arz etmez. Silivri Belediyesi, Bora Balcıoğlu başkanlığında, organizasyonun önemine atfen belli ki iyi bir işleyiş ortaya koymak için çaba sarf etti. İnsanın olduğu yerde hata olmaması mümkün değil, on binlerce insanın bulunduğu ortamda ise sıkıntılar kaçınılmaz olur, yeter ki telafisi olmayan sonuçlara meydan verilmesin.
Uzun lafın kısası, gerek sanatçı seçimleri gerek düzen akışı açısından Balcıoğlu ve ekibi, ilk deneyimlerinde festival sınavını geçti bence.
***
Festival, Balcıoğlu'nun Belediye Başkanı olarak ilk aleni liderlik sınavı olarak da değerlendirilebilir. Festival arifesinde kamuoyunda gündeme gelen ilk 100 gün yorumlarında selefi Volkan Yılmaz'ın icraat performansı ile kıyaslamalarından olsa gerek Balcıoğlu, Belediye Başkanlığı konusunda ‘Özcan Işıklar' esinlenmesine fazlasıyla sarılmış bir görüntü verdi. Kim olursa olsun, hangi göreve gelirse gelsin kendisinden önceki örnekler ile kıyaslanır ve belki esinlenir. Işıklar ile aktif siyasete adım atan ve Başkan Yardımcısı olarak oldukça yakın mesaide olması etkilenmesini kaçınılmaz kılıyor. Keza Volkan Yılmaz'ın fazlasıyla etkin başkanlık profili de esin kaynağı olur.
Bora Balcıoğlu'nun bu iki güçlü figür arasında ilk zamanlar için gelip gitmesini de doğal karşılasak bile artık daha ziyade kendi kimliği ile yol alması gerektiği ve bunun kendisini daha özgür, yaratıcı ve etkin kılacağını bu vesile ile söylemek isterim. Kalıcı olmanın temel taşlarından biri de kendiniz olmaktır. Özcan Işıklar'ın anısını yaşatmak, Volkan Yılmaz'ı hatırlatmak Balcıoğlu'na yarar değil zarar verir. Aslında içinde var olan ama (kendinden önceki rol modellerin baskınlığında bocalamaktan) özüne odaklanmakta yaşadığı güçlüğü ortadan kaldırmalı. Ve artık kendine özgü liderlik tarzını geliştirmeye odaklanmalı.
CHP'nin adayları arasında, Belediye Başkanlık yarışında alternatiflerini tercih eden, inananlar gibi kendine davranma hakkı yok Balcıoğlu'nun. Toplum ve siyasette çıktığı basamaklar ölçüsünde özgüvenini sağlamlaştırmalı.
Balcıoğlu'na sorgusuz sualsiz seçimlerden önce güvendiklerini söyleyenler üç ayın sonunda kendisini acımasızca eleştirebiliyor. Öncesi ve adaylıkta Balcıoğlu ilk tercihi olmayanlar, bugünkü konumuna kadar yükselmesinin altında tutunacak bir şey arıyor. Hangi safta olursa olsunlar ve daha da önemlisi bugünkü konumu itibariyle Balcıoğlu, kendisi olmayı hak ediyor. Başkası olmak olacak şey değil zaten.
***
Anız yakılmaması, yangın tehlikesi ile alakalı tüm uyarılara rağmen Pazar günü kavurucu sıcakta, saatlerce yangın söndürme çalışmaları vardı Silivri'de. Yangınların yarattığı korku, söndürmek için verilen mücadele, insan değil ama pek tabii pek çok canlımız yok oldu, maddi hasarlarımız oluştu. Hava sıcakları artarak devam edecek. Yangına sebep olan, çevreye zarar veren şeyleri hepimiz biliyoruz ve daha fazla önemsememiz gerektiği ortada.
Geçmiş olsun Silivri. Allah beterinden korusun.

YORUM YAP