Polemikler çok ilgi uyandıran şeylerdir ama sabun köpüğü kadar etkisi ve kalıcı olmayan süresi vardır. Sabunu köpürtüp köpürtüp durursunuz sonra bakarsınız ki elinizde bir şey kalmamış!
Polemiklerin ötesinde, kısır çekişmeler vardır bir de… Yıllardır Silivri'nin çok şey kaybettiğine dayandırdığımız durum; bu tuzağa düşmek veya bunun üzerinden gündemde kalmaya çalışmanın da sevimsiz yan etkilerinden başka bir şeyi yoktur.
Yani siyaset yapacaksanız gönül kazanın, hizmet yapın! Polemikle, kısır çekişmeyle siyaseten gidilecek bir yer varsa durmayın, girdiğiniz yoldan koşmaya devam edin…
Yeni Belediye Başkanımızın en sevdiğim huyu yapıklarından haberdar oluyoruz. Seçim sürecinde bulunduğu vaatler tamam da bir aya yaklaşık süre içinde; söylemeden evvel yaptıkları geldi hep önümüze. Gerçi meclis üyeleri biraz bu durumdan muzdarip, ‘Bize danışılmıyor, olduktan sonra haberimiz oluyor' diye ufaktan sitem ediyorlar ama kamuoyu da sözlerin değil, eylemlerin dönemi başladığı izleniminden oldukça hoşnut.
Siyasi Başkan Yardımcılığı konusunda Volkan Yılmaz'a baskılar farklı mecralardan devam edecek gibi görünüyor. Emre Sarısaltıkoğlu'nda yoğunlaşan eleştiriler zamanla diner diye düşünüyorum. Görevlendirmesi kendisine de sürpriz olmuş bildiğim kadarıyla, duyulan güveni boşa çıkartmamak için ayrıca çaba ortaya koyacağı hususunda nedense hiç kuşkum yok.
Belediyede siyaseten bir yere gelen insanlar, koşulların etkisinde niteliksel olarak kendisini ispat etmek zorunda hissetmiyor. Siyasi kanadı daha ağır basıyor… Ve bu da zaman içinde kendi partisinden olmayan diğer herkeste belli rahatsızlıklara yol açıyor. Silivri Belediyesi en ufak şekilde bir partinin hegemonyasında olduğu izlenimi verirse diğer partilere kendini yakın hissedenler açısından bu mesafe yaratır. O mesafeyi de kapatmanız önünde zaman ve gelişmeler hep aleyhinize işler.
Esasen AK Parti ve MHP tabanında “Allah Allah belediyeyi aldık” nidalarının bastırılmışlığından doğan rahatsızlığın daha büyüğü farklı yönüyle CHP'de var. Volkan Yılmaz aralarına hangi beklentilerin karşılanmasının hayal kırıklığı girerse girsin MHP ve AK Parti'nin adayı ve bir tık daha fazla seçilmiş başkanıdır algı açısından! CHP'lilerin de onu benimsemesi ‘Sol kanadın siyaset yapıcılarını' özellikle kendi tabanını kaybettiği yönüyle rahatsız etmeye başladı… MHP ve AK Partili'ler ‘kendilerine ait olduğunu hissettikleri birini' paylaşmak zorunda olmak (hem de siyasi rakipleriyle) düşüncesine yeni yeni ısınılıyor, ısınmak zorunda. AK Parti ve MHP'nin ortak adayı artık Silivri'ye mâl oldu; onu başta CHP ve diğer tüm partililerle paylaşmak zorundalar. Keza seçimde seçmen bu tavrı zaten ortaya koydu. Çok sahiplenenler açısından, paylaşmak zorunda olmak rahatsızlık veren bir duygu ama durum bu ve güzel şeyler paylaşıldıkça çoğalır… Avucunuzun içinde tuttuğunuz şeyi ne kadar sıkarsanız o kadar ya canını çıkartırsınız ya da parmaklarınızın arasından kayıp gitmesine neden olursunuz.
ZORUNLU AÇIKLAMA
Geçmiş dönem Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın dün basın toplantısında kendisine gazetemizde çıkan “Yılmaz, T C ibarelerini geri getirdi” haberinin sorulması üzerine “Masa başında yapılan bir haber. O haberi yazan arkadaş ya 10 yıldır belediyenin önünden geçmedi, ya da 10 senedir belediyenin içine girmedi” yanıtını verdi. ‘Güzin Abla' benzetmesini hangi duygularla yaptı konusuna hiç girmemek daha iyi. Benim belediyenin kapısının önünden geçmemem çok büyük bir sorun ve eksiklik teşkil etmez (kaldı ki pek işim de, yolum da düşmemiştir) ama her gün belediyeye giren kişinin kendi ifadesiyle fiziki nedenlerle düşen T.C. ibaresini unutup, önemsemeyip yerine konması ile ilgili talimat vermemesi gerçeğiyle yüzleşmesi epey can acıtıyor anladığım kadarıyla. İstemeden yol açtığımız yüzleşme için özür dileyemeyeceğim ama anlayışla karşılıyorum! Belediyenin muhtelif yerlerindeki T.C. ibarelerinin eksik bırakılması üzerinden Işıklar'ın Cumhuriyet inancını sorgulamak aklımın ucundan bile geçmez de ondaki savunma telaşına anlam vermekte güçlük çekenlerdenim ben de.