31 Mart 2024 yerel seçimleri siyasetçilerimiz için bir anlamda karne günü. Ancak bu dönem ‘karne' alacak olanlar salgın, deprem, savaş ve ekonomik krizlerin kimi yerde çok ve bezen azalan etkisinde ‘okula devam edemedi'.
Çok zorlarsak hepi topu 2,5 senede kazandırıldı bu dönem yapılanlar.
Yeni bir yönetimin alışma süresi için tanınan vakitte Volkan Yılmaz ve ekibi, çoktan sahaya girişmiş, kolları sıvamıştı. Önce kronik hale gelen sorunlar, tek tek gündemimizden çıkarıldı, sonra yıllardır tozlu raflarda gün yüzüne kavuşmayı bekleyen projeler geliştirilerek hayata geçirildi.
Dillere pelesenk olmuş bir yerel yönetim talebi vardı ‘spor tesisi'…
Sahil meydanına dev bir afiş astırmış Silivri Belediyesi…
“5 yılda
74 park,
42 basketbol sahası,
14 futbol sahası,
6 voleybol ve tenis sahası,
1 yüzme havuzu yaptık” diyorlar.
Sadece söylemiyorlar yaptılar da. Temel atmalar günlük rutinimiz haline gelmiş, bir ara günde 2-3 açılış yapıyorduk.
Yakın geçmişe kadar çoğunluğumuz Hükümet temsilcileri gelip sıra sıra hizmet ve yatırım vaadinde bulunmasına karşın, yaşam tarzımızı korumak adına, ideolojik tercihlerimizi kuşanıp dönüp bakmaz, duymak bile istemezdik.
2019 seçimlerinden sonra Silivri'nin kat ettiği gelişim, yaşadığı dönüşüm yaşam tarzımıza, ideolojilerimizi kalkan yapmamıza gerek kalmadığını gösterdi göstermesine de zaten artık hizmetsizliğe rıza göstererek alacak bir yolumuzun olmadığı da ortaya çıktı. Sadece ihtiyaçlarımızı öteleme limiti değil deniz bitmişti!
“Az olsun bizim olsun” devrimiz fiziksel olarak sona ermiş oldukça çoktuk, eksik ve ihtiyaçlar ışık hızıyla yarışır seviyede artış göstermekteydi. Vaktin dar, durumun sıkışık, kaynakların kıt olmasını bahane etmeyen bir yönetimle yüzdük yüzdük rahat bir nefes almanın kuyruğuna geldik.
Tam olarak durumumuzu anlamakta güçlük çekenlere yardımcı olmak için şöyle anlatayım; gemi battıktan sonra kurtulacağını umut edenler varsa bilsinler ki işleri mucizeye kalmış. Bu gemiyi güvenli limana ulaştırmak ise yalnızca kaptanın sorumluluğu değil, önümüzdeki süreç hepimiz için elini taşın altına koyma zamanı. Ben değil, biz olmanın en can alıcı noktasına yaklaşıyoruz.
Seçimleri bu noktada genel ya da sırf iktidar mücadelesi olarak görmenin de topluma hiçbir faydası yok. Bu şahsi olmaktan çok ötede bir hizmet, yatırım, yönetim kabiliyeti, vizyon ve güven konusudur. Hükümeti geçtiğimiz Mayıs ve Haziran seçimlerinde oyladık. Çıkan sonucu da yeterince tartıştık sanıyorum. Şimdiki tercihimiz ayrıca kişisel olamayacak kadar da derinlikli çünkü Silivri ile ilgili.
GÜNÜN SÖZÜ
"Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki siz silahsızsınız bayım."
* Franz Kafka