23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Silivri Belediyesi, tüm mahallelerde ana arterlerde bayrak çalışması yaptı. Ancak BEDAŞ tarafından Kavaklı ve Ortaköy’de bayraklar indirildi. Gerekçe olarak elektrik direklerine zarar vermeleri gösterildi. Ortaköy’de artan tepkiler üzerine BEDAŞ bizzat kestiği bayrakları direklere kendi astı.
Gazetemizin yayına hazırlandığı anda Kavaklı ile ilgili de aynı şekilde indirilen bayrakların geri asılması bekleniyordu.
Ne zamandır bu Türk Bayrakları elektrik direklerine zarar vermeye başladı diye sormayacağım. Çünkü hepimiz biliyoruz. Ama Türk Bayrağını indirmenin bu kadar kolay ve basite indirgenecek bir şey olmadığını bilmeyenin, öğrenmesi gerekenler var.
İnsanların sabrını gerçekten bu kadar zorlamanın alemi yok...
SONUCA BAK HİZAYA GEL
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günler İstanbul milletvekilleriyle yaptığı toplantıda İstanbul'daki son anket sonuçları açıklandı; "AK Parti’nin oyu %52.1, Kadir Topbaş’ın ki %55.”
Böylece "Kadir Topbaş’ın yeniden AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olduğu kesinleşti” demek mümkün.
İstanbul sonuçlarına bakarken, ankette Silivri sonuçları nedir diye merak ettim. Kısa bir süre sonra AK Parti twitter’inden bir paylaşım yapıldı; "AK Parti %46 oyla yerel seçimde 12 puan önde” diye.
Ulusal medyada anket tüm İstanbul ilçeleriyle birlikte yayınlandı. Anketi yapan firma açıklanmadı, sadece CHP ve AK Parti oyları üzerinden sonuçlar verildi.
Oysa hepimiz biliyoruz ki diğer partilerimize oy kullanacak olanlar kadar, henüz karar vermemiş veya bağımsız adaylardan yana tercih yapacaklar da var.
Silivri Belediyesi’nin birkaç ay önce yaptırdığı son anketin sonucuna göre AK Parti %38, CHP %41’di.
Halkın ve bana daha mantıklı gelen anket sonucundan bahsetmek istiyorum… "Silivri’de ‘yerel seçimlerde’ AK Parti’nin de CHP’nin de oyu %40’larda. Toplamda eder %80. Yüzde 20’lik bir kesim var, adaya, partilerin çalışmalarına, kamuoyunda esen rüzgâra göre karar verecekler bunları etkileyen seçimi alır.”
Seçimlere bir yıl kala ve genel anlamda öncesinde yapılan her şey çoğunlukla kamuoyunu etkilemek üzerine kurulur. Seçmen sandığa ulaşana kadar tüm çalışmalar sonucu lehine çevirmek üzere yapılır.
Sahada, birebir görüşmeler, toplantılar bir yana seçim psikolojik bir etki altına alınır.
Kamuoyu öyle dingin ve hareketli bir şey ki; iki günde halk sizi zirveden indirip, gömer de olup bitene şaşırırsınız.
CHP Silivri’de kazandığı iktidarı korumak için çalışırken, AK Parti de pek tabi ki boş durmuyor. Korumak mı, kazanmak mı daha kolay derseniz? Kolay iş yok artık bu dünyada. Hedefiniz ne kadar büyükse zorluk derecesi de o denli artar.
Ama şöyle de bir tablo var ‘lider’ katı değerlendirmesinde öne süreceğim; Muhalefet lideri son dört yıldır sürdürdüğü çalışma temposunun altında, iktidar lideri üstünde…
Karakaş, 2010 genel seçimlerine çalıştığı yoğunlukta yerel seçimlere çalışmıyor izlenimini uyandırıyor. Adaylık konusundaki gel gitlerinin etkisi hissediliyor.
Atletizm yarışlarında son dönemece gelen sporcunun temposuna hız katarak bitiş çizgisini dereceyle bitirdiği görüntüsü gözünüzün önene geliyordur. Spordaki bu taktik, siyasette de geçerli midir?
Bence geçerlidir. Siyaseti uzun bir maratona boşuna benzetmiyordur bu kadar insan…
AK Parti, Silivri’de adayının Işıklar ile adil ölçülerde yarışa girmesini istiyorsa kimliğini erken belirlemeli…
Yoksa yönetimin toparlanması, diğer aday adaylarının ikna edilmesi seçim çalışmaları için harcayacakları güçten çok şey alır.