Yine üzüldük.
Yine bize hüsran, yine bize esmer günler düştü eyvah…
Maçla ilgili fazla söze gerek yok.
Hürriyet gazetesi bizim maç günü 42. sayfasındaki ‘Feda buna denir' haberiyle durumumuzu özetliyordu aslında.
Deplasmana gidecek para bulamayan İskenderun 1976 takımında futbolcular cep telefonlarını satışa çıkarmış, yönetim son gün para bularak takımı deplasmana götürmüş.
Biz de bu takıma bile 2-0 yenilmişiz.
Memur zihniyeti hakim olmuş. Bireysel olarak kimsenin kariyerine kalitesine kişiliğine söyleyecek laf yok ama özellikle bazı oyuncuları sahada bulmak için ya internete bağlanmak ya da güncellenmiş navigasyon kullanmak lazım…
Bu şartlarda galibiyet için papatya falı açmak veya Metin ile Nazif'in yürüyüşten dönmelerini beklemek gerekecek…
Tekin hocam belki işe yarar diye ‘Sakal' bile bıraktı ama kötü gidişatı tetikleyen faktörler o kadar çok ki, birilerinin kulaklara fısıldadığı Nedim Yiğit hoca da bu gidişi değiştiremez…
Sorun sadece teknik, taktik değil idari boyutu daha vahim…
Akreditasyon ve protokol listeleri için takınılan tavırlar bile sorunun kaynağını anlamak için yeterli…
Bir de izleyici gözlemci heyeti var ki eyvah eyvah.
Onların raporlarıyla bağlan hayata bağlanabilirsen…
Bu hafta yine içerde oynayacağız.
Rakip daha zorlu tam da bir olmak ya da olmamak maçı.
Futbolun en basit taktiğidir, herkes kötü oynayabilir ama kimse kötü koşamaz…
Bu hafta biraz koşalım, biraz heyecan coşku cesaret ekleyelim, birkaç orta, şut atalım zamanı ve şartları biraz daha iyi kullanalım, kaderimize razı olmayalım yeter…
Bayram geliyor.
Hem de kurban bayramı.
Şu bayramı sağ salim atlatmayı hepimiz istiyoruzdur herhalde…
