Adil Sirkecioğlu

Belediye Başkanlığında Bir Dönem Az Mı, Yeterli Mi?


Kimi bir dönemi yeterli görürken, bazıları üç hatta dört dönem bile başkanlık yapılmasından yana. Siyasetin içinde olan biri olarak bende tek dönemin yetersizliğini düşünenlerdenim. Mart’ın sonunda bir yılını dolduracak yeni başkanın daha yerini bile ısıtamadığı ortada. Fakat hizmet mesaisinin belediye harici konulara da ayrılıyor olması sürenin ve dönemin gözden geçirilmesini gerektirdi.
Son meclis toplantısını takip ederken; ortaya serilen çarpıklık ve dağınıklık hatta gereksiz gerginlik düşündürücü. Geçen dönem Aydoğan'a söz, verilmeyişini kınamıştım. Pazartesi günü Karakaş'a ters bir tavırla söz verilmedi. Meclis toplantısı terk edilmeyerek olgunluk gösterildi. Denetim komisyonu yasa gereği oluşturulması gerekirken; CHP’li üyelere 31, Ak Partili üyelere 23 oy çıkmasının açıklaması sadece acemilik midir? Grup toplantılarında mevzuat ve hareket tarzı konuşulmuyorsa tam bir umursamazlık var demektir. Bu dönem grup sözcülerine kürsüden konuşma hakkı verilmeyerek, konuşmacının izleyiciyle ses ve göz teması engelleniyordu. Şimdi yerinden söz hakkı da engellenmiş oldu.
Oysa önümüzdeki öğretim yılında öğrenci alacak üniversiteye yer tahsisinin oy birliğiyle geçtiği meclisin havası daha başka olmalıydı. Silivri için müjdeli bir gelişmeye imza atmış meclis üyeleri; toplantıdan şen şakrat ayrılmaları beklenirken, eminim intikam duygularıyla Cuma günü buluşuruz dediler. Dışarıda yaşanan polemik ve gelişmelerin meclis salonuna bu çapta taşınmasının hiçbir faydası olamaz. Başkan kendini belediyede sanıyordu ama aklı CHP ilçe kongresineydi.  
Gücü elinde tutanların, her konuya hükmetme gibi bir hakkı da kendilerinde görmeye başlamaları büyük tehlike. Hele de basından tamamen kendi istekleri doğrultusunda haber ve yazılar beklemek mantıksızlıktan başka bir şey değil. Olmayınca hizaya sokma düşüncesiyle sergilenen davranışlar, dayanışmayla karşılaşıyor. Silivri yereldeki dayanışma kızılacak değil, alkışlanacak bir davranış. Geçmişte Hürhaber’e karşı sergilenen tutum nedeniyle ben Hürhaber’deyim. Sivrisinek tefrikalarıyla meşhur arkadaşın, belediyede işe başlama konusu gündeme geldiğinde ekmek parası duygusuyla karşı çıkamamıştık. Bu gün yazılanlara, hatta saldıranlara ekmek parası yüceliğiyle yaklaşabilmek çok mu zor?
Basının en iyi terbiye şeklinin, tiraj ve etkinliği olduğuna inanıyorum. Geçmişte parti organı gibi çalışan veya tek yanlı yayınlarla mevcudiyetini sürdürme derdindeki Son Havadis, Tercüman ve Cumhuriyetin durumları ortada. İstikametini bütün köprüleri yıkma olarak belirlemiş yayıncılığın ortaklarına bakmak yerine, ekmek parası için orada olanlara kızmak başkanlığa yakışmaz. Sadece ortakları zevkten dört köşe yaparsınız, o kadar. Hürhaber'in kuruluşundaki hedefle bugün geldiği noktayı kimse göz ardı etmemeli. Bilhassa sahipleri!
Asıl konumuza dönersek: Saydıklarımız ve daha da sayabileceğimiz örnekler nedeniyle belediye başkanlarının görevlerinin dışında alakasız işlerle iştigal ettiklerini görüyoruz. İş bu nedenle belediye başkanı olmuş kişinin tekrar seçilme gibi bir derdi olmaması gerekir. Tali dertlerle dertlenenler, asli görevlerinden hızla uzaklaşıyorlar. Belediye başkanı tek dönem seçilmeli, yaptıklarıyla iz bırakabilmişse Allah razı olsun denmeli, beceriksiz çıkmışsa yok sayılmalı.
Bir yılda koltuğunu ısıtamamış başkandan bir dönemde hizmet beklemek çelişki gibi görülüp sürenin yetersizliği ileri sürülebilir. Gerekirse seçilenin 10 yıl görev yapmasından yanayım. Bir daha aday olamayacağını ve başkan seçilmeyeceğini bilen insan parti oyunlarına girmeden, çevresine tavizler vermeden, rakip parti mensuplarıyla insani ilişkiler kurarak daha verimli çalışmalar yapabilir kanaatindeyim.
Belediye başkanı son mecliste rakiplerine "Kaybettiklerinin farkında değil arkadaşlar" suçlamasını yöneltti. Haksız sayılmaz, doğruluk payı var. Sadece eklemek istediğim bir nüans var. Bu sözü söyleyen başkanın, kazandığının farkında olup olmadığını da sorgulaması gerekir. Hep kaybetmiş gibi davranıyor da!
Rüzgâr eken, fırtına biçer. Pazartesi gününün karşılığını Metin Karakaş düzenlediği basın toplantısıyla verdi. Bütün yerel basında fazlasıyla yer bulacaktır. Taraflar arasındaki gerginliğin, hiçbir tarafa faydası olmaz. En çok zararı da Silivri görür. Bu durumda kazandığını fark etmeyen de suçlanan duruma düşer. Kaybeden kaybettiğini, kazanan kazandığını biran önce anlamalı, gereğini yapmalı. Hatalardan ders çıkarıp, özür dileyebilmenin en büyük erdem olduğu unutulmamalı. Cuma günkü meclis toplantısında tersine çevrilmiş bir atmosfer bulmak umuduyla diyorum ve kesiyorum.
İlk defa siyasi basın toplantısına davet edilmenin zevkini yaşadım. Karakaş'a teşekkür ediyorum. Darısı diğerlerinin başına… O yüzden benim haricimdeki katılımcıların yazılarını daha bir merak ediyorum. Gerekmedikçe yazmayacağım. Bir sonraki yazımda Silivri’ye meşhur Kale Park'tan bakmaya çalışacağım. Bakalım neler göreceğiz? 

YORUM YAP