Sevginar Sali

“Belki Allah sana kanat verecek...”

Bugünlerde siyaset namına, Silivri'de en çok konuşulan konu kuşkusuz; CHP'de işleyen disiplin süreci.
Edindiğim bilgiye göre; İlçe Yönetimi tarafından yapılan tespitler, İl Yönetimine bildirildi. Onlar da gerçekleştirilen incelemeler neticesinde İl Disiplin Kurulu'nun değerlendirmede bulunmasını uygun buldu.
Burada önemli olan süreci başlatma yetkisi ilçe yönetiminde olmakla birlikte, son karar İl Disiplin Kurulunun…
Parti disiplin suçu işlemediğine inanan insanlar sürecin gerçekleşmesinden endişe duymamalı. İşledikleri taktirde bunun bir karşılığı olduğunu da kabul etmek durumundalar.
Süreci ilçe başkanlığının başlatması ile birlikte nihai kararı İl Disiplin Kurulunun verecek olması ve düşünce ile eylemlerin parti tüzüğüne aykırılık ve suç teşkil etmediğine inanan insanlar endişelenmemeli ve de tepkilerinde aşırıya kaçmalarını gerektirecek bir durumla karşı karşıya değiller.
İl Disiplin Kurulu, “Burada bir parti suçu yoktur” diye hükmettiğinde de aksi yönde bir karar verdiğinde de kabul ederek parti üyelik durumunu göz ardı edemeyiz.
Disiplin işlemlerinin ilçe yönetimi kısmında tamamlandıktan sonra, bugün yarın, İl Yöneticilerinin programına göre Silivri CHP'de bir örgüt toplantısı görünüyor ufukta.
Eleştiri ile hakareti, parti bilinci ile sıradan bir vatandaşın yorum hakkı ve davranış limitleri arasında epey farklar, kimi hassas dengeler siz onları saysanız da saymasanız da söz konusu…
Silivri CHP'de disiplin süreci; partinin belirlediği aday dışında başkasına alenen çalışma yapan ve parti tüzüğüne aykırı hareket ettikleri gerekçesi ile tedbirli ihraç talebi hakkında. İlçeden yöneltilen talep ne olursa olsun buna ilişkin karar il yönetimi ve disiplin kurulunun değerlendirmeleriyle belirlenecek.
Partinizi, kendinizi ya da başkalarını yıpratarak kimsenin elde edebileceği bir fayda görünmüyor. Sağduyu ile yaklaşarak, neticeyi beklemek, tahlil etmek en iyisi…

***
Siyasi strateji boyutunu çok bilmiyorum ama görüş ile yaklaşımlarını ilgiyle takip ettiğim partili meclis üyesi adayı Doğay Özer'in olağanüstü kongre çağrısı bana çok mantıklı geldi doğrusu. Yönetim olarak yaptığım işler ve ya verdiğim kararları güçlendirmek için önce kendi yetkim hususunda güven tazelemeyi mantıklı buldum. Bir kişinin ilçe başkanı olarak kalmasını istiyorsa delegeler, sahip olduğu güven verdiği kararlar hususunda elini güçlendirir. Ama ilçe başkanlığında kalması ya da gitmesi tartışılırken, yani kendisi ile ilgili durum net değilken, verdiği kararlara yönelik tepkiler kolay kolay dizginlenemez…
Bilmediğimiz, düşünemediğimiz bir dizi prosedür ya da planlama söz konusu olabilir. Kişisel ve dışarıdan bir gözlemci olarak söylüyorum; yaptıklarınıza ilişkin tartışmayı kesmek için, şahsınız ile alakalı güven tazelemek gereklidir. Kamuoyu, parti ya da yönettiği kesim ile arasında güven bunalımı, destek sıkıntısı yaşayanların attığı adımlar sağlıklı olmaz. Belki ‘öldürmez' ama ‘güldürmeye' de yetmez!
Herkesin konuşma hakkına, ifade özgürlüğüne saygı duymalıyız, bir ilçe yöneticisi, başkanı bu hususta herkesten çok geniş tahammül sınırlarına sahip olmalı kabul ediyorum. Ama konuları şahsileştiren haklıyken bile haksız duruma taşır kendini. Kişilerden biraz daha uzak, olayları ve gelişmeleri tartışmak için ziyadesiyle geç kaldık.
Mevzuya CHP üzerinden dönecek olursak, İBB iktidarı üzerinden yapacak o kadar çok işleri var ki; birbirlerinin kurdu olmak için harcadıkları her zerre efora yazık! Sadece Silivri için değil, Silivri'yi Silivri yapan her şey ve herkes için yazık!
Seçim tekrarı, süreçlerinin uzaması muhasebe ve hesaplaşma aşamasını epey zamana yaydı da CHP kırılıp, döküldüğü, yerden toparlanıp, ayağa kalkmak için yeterince doneye sahip. Gücünün farkına varmalı ki başkalarına da bunu hissettirebilsin.
Mevlana'nı dediği gibi; “Kolun mu kırıldı? Üzülme; belki Allah sana kanat verecek…”

YORUM YAP