"Başkan Bey çöz bu sorunları” demenin bedeli; "Yazdın madem dinleyeceksin şimdi…” cümlesi ile başlamadı ama devam etti… İşimiz bu zaten… Milleti dinliyoruz. Soru sormama gerek kalmadan konuşanlar işimin kolaylığı sayılabilir : ))
Başkan Bey diyor ki; "Benim kadar demokratik başkan yok!”
Kendi gördüklerimi (olay ve başkan örnekleri) düşünüyorum evet bu iddialı özgüven cümlesine çok itiraz edebilecek bir şeyim yok; Selami Değirmenci ve Hüseyin Turan bana hak vermekte çok zorlanmazlar…
İlk işittiğim gibi güldüm gerçi, Başkan da güldü… Benim anlayış ve beklentilerimin altında seyrettiği için ‘demokratlığına’ çok inanamadığımdan güldüm, o niye güldü anlamadım… Umarım benzer gerekçelerle aynı tepki durumunda değilizdir… Hakareti eleştiri sayabilecek, eleştiriyi hakaret olarak algılayabilecek durumlarını gördük Başkan Bey’in… Görmesek daha iyiydi ya neyse… Allah’ın gör dediğini yaşamaktan başka çıkış yolumuz yok… Önümüze uzaya uzanan demokrasi hedefi koyup bir dağın tepesinden de seslenseniz; beklentiler karşılıksız kalır tabi… Bunun için yaptıklarımız yapacaklarımıza referans olsun, fazla uçmayalım; konacak demokrasi dalı bulamıyoruz sonra : ))
Başkan Bey, bir kısmını paylaştığım, dile getirdiğim eleştirilere cevaben kelimelerin üstüne basa basa belediyede karar ve icra organları tanımı ile görev ayrılıklarını anlattı. Neyi, neden yaptığını ifade ederken haklılığının altını defalarca elindeki kalemin ucunu kırarcasına bastıra bastıra çizdi. Allah cep telefonun babası olan telefonu icat edenden Alexsander Graham Bell’den razı olsun! Bu kadar sık yüz yüze gelip konuşma şansımız olmasa da bu araç vasıtasıyla birbirimizi anlamak için mecralar, imkânlar genişliyor. Anlaşma demişken; bizim durumda çok mümkün olmuyor özellikle Başkan Bey söz konusu olduğunda eskiden eksikliğini hissettiğimiz özgüveni bu aralar gereğinden fazla… Altını doldurmak için yaptıklarına zaman zaman akıl sır erdirmek mümkün olmuyor. Bir de şu "dediğim dedik” tavrı güven tazeleme aşamasından sonra epey yükselişte; tavan sınırlarını fazla zorlamasa bari…
"Karar benim, hesabını ben veririm” diyor Başkan Bey… Usullerden, kaidelerden, yasalardan söz ediyor. "Kamuoyunda karşılığı bulunmayan ve kamu yararına olmayan bir şey yapmam. Halka verdiğim sözleri kiminle yerine getirebilirsem onunla çalışırım, ne yapmam gerekirse onu yaparım” diyor. Aksi akıllıca olmaz zaten.
En çok da "Işıklar, bir strateji geliştirme toplantısı daha yapmalı tüm meclis üyeleri ile…” cümlesine takılmış… "Onlar meclis üyesi ise ben de başkanım. Davet ettiğim toplantılara gelecekler ve sokak ya da basına konuşmak yerine orada görüşlerini ortaya koyacaklar. Toplantılara katılmayanlar ile ilgili işlem başlatacağım. Bana ulaşamamak gibi bir durumları olamaz; kiminle görüşme halinde olursam olayım meclis üyesi geldiğinde makamıma girebilir talimatı vermişim. Meclis üyelerinden gizli veya habersiz bir şey yapma durumum yok, olamaz da. Beni dikkate almayanı ben de dikkate almam. Saygı görmek isteyen saygı gösterecek. Herkes kurallara uyacak, kararlara saygı gösterecek.
Arsa satış konusunda aciliyet oluştu. Meclis de tatilde olduğu için, yeni bir karara da yasal düzeyde ihtiyaç olmadığından taşınmaz satışı konusunda ihale kararı çıktı. Biz satmasak vergi dairesi ya da SGK satışa çıkartacak ilkinde %75, ikincisinde %40 bedel üzerinden. Kamu yararı ve yasal mevzuat gözetilerek verilen bir karar. Başkanın yetkileri icra organı olarak farklı, meclisin karar organı bakımından alanı daha farklı. Söz konusu yerler ikinci kez satışa çıkıyor. Daha önce talipli bulunmadı inşallah bu defa çıkar. Yaz ayları emlak piyasası açısından satış için daha uygun, bunun değerlendirmesini de yaptık. Mali af yasallaştığı gibi takip etmemiz gereken süreçler de var gündemimizde” şeklinde açıklamada bulundu.
Işıklar, iyi niyet görmekte zorlandığı süreçte onu gösteren taraf olmama konusunda kararlı. Buna ihtiyaç da duymuyor, gerek de görmüyor… Kendince haklı ama bu konuda ikna etmesi gereken kişiler var…
"Doğru yapıyorsun” diyenler ne kadar hoşuna gidiyorsa o kadar çabuk unutuyor, önemsemiyor aslında…
"Hata yapıyorsun” diyenler çok daha fazla aklına takılıyor, söylediklerini itiraf edebildiğinin ötesinde önemsiyor…
Derdim destekçilerinin hızını kesmek, eleştirenlerin çığı gibi büyümesini sağlamak değil… Yöntemine ilişkin en doğru kararı verecektir ama Işıklar da pek ala biliyor önünde çözüm bekleyen sorunların ne olduğunu.
***
"O kadar şey anlattım, bunu mu anladın?!” diyebilirsiniz sevgili Başkanım… Sizin anlattıklarınızdan ziyade yaptıklarınızla ilgilenmeyi seçiyorum : ))