Aradığını bulmak ya da yeterli saymak. Veya bulduğunla yetinmek. Ama yetersiz kalınca başka çareler aramak. Çareler için çeşitli alternatifler üzerinde durmak.
Düşünmek ve düşünceleri etrafa yaymak.
Olmayınca yenisini getirmek. O da olmayınca yenilemek. Bir daha bir daha üst üste şansını denemek. Denemek ve ısrar etmek. Başarılı olmayınca başkalarından umut aramak. Sonra da teslim olup gitmek.
Bu sanmayın ki ilk çağ filozoflarından Aristo'nun bir sözü. Ya da Emmanuel Kant'ın unutulmayan bir değişi. Sadece Beşiktaş'ın son üç senede yaşadıkları diye adlandırabiliriz.
Şenol Güneş ve Ahmet Nur Çebi ile başlayan, Hasan Arat ve Van Brockhorst ile devam eden bir karmaşa üçgeni.
Bir Beşiktaş taraftarı bir Beşiktaş sevgisini kalbinde taşıyan insanların halet-i ruhiyesini tahmin edebiliyor musunuz? Tam üç senedir insanları yoran bir kargaşa. Hem de ne kargaşa. Transfer edilen ve sonra gönderilmek için neredeyse gittikleri kulüplerde maaşları da Beşiktaş tarafından ödenen futbolcular.
Beşiktaş bu saydıklarımızın üstüne sünger çekti.
Başkan Serdal Adalı akıllı bir seçimle ömrü Manchester United'da geçen bir Norveçliyi Türkiye'ye getirdi. Yanında da Molde'yi iki kez şampiyon yapan Erling Moe ile birlikte.
Solkkjaer uzun yıllar Manchester United forması giymişti. Ferguson'un oyuncularından biriydi.
Sessiz kibar ve anlayışlı hocalardan biriydi. Geçtiğimiz senelerde United'ın hocalığını da yapmıştı. Peki Beşiktaş'ta başarılı olur mu?
Ben aslında daha işin başında hocalardan başarılı olur ya da olmaz demek istemiyorum. Önyargılı davranmak doğru bir yatırım değil. Yani yanlış ata oynamak derler. Bunu kabul etmiyorum.
Sosyolog olduğum için insanlar konusunda “mental” kararlar verme şansına sahip olabilirim. Ama futbol konusunda kimin ne olduğuna karar veremezsiniz. Çünkü futbol bilmek ya da özümsemek başka bir olgudur.
Ülkemizde bazı futbol adamları için sokak deyimi ile ''gazcı'' derlerdi. Hatta başta Fatih Terim de bu terimle anılan hocaların başında gelir.
Ama Atletic Bilbao karşısında izlediğim Beşiktaş'ın öyle bir sonuç alabilmek için değil o motivasyonu sağlayacak hocaya koca bir “gaz” makinası da yetmezdi. Ama dedim ya hoca daha gelmeden Türkleri öğrenmiş ya da bu ülkede işlerin nasıl yürüdüğünü biliyor.
Belki eski NATO genel sekreteri Stoltenberg'den ders almıştır.
Yani özünde Beşiktaş bir yola girmiş gözüküyor.
Bize de başarılar demek düşer.
Hoşcakalın