SİAD, 2020 yılının ilk büyük buluşmasını cuma akşamı Mega Saray'da gerçekleştirdi. Yeni üyelere rozet takılması güzel bir yemek ve konularında uzman iki konuşmacı tarafından süslendi. SİAD ailesi, her geçen gün büyüyor. Bu seneki katılım rekor seviyedeydi. Üye sayısının çoğalmasının fayda mı, zarar mı getireceğini zaman gösterecek. Rozet taktıktan sonra hiçbir etkinliğe katılmayan üyelerin varlığı ciddi rahatsızlık veriyor. Duayen sayılan üyelerin her geçen gün kendi kurdukları dernekten uzaklaşmaları gösterge kabul edilmeli. Hızla büyüyoruz derken, hızla küçülmenin işareti gibi. Birbirleriyle konuşmadan mahkemelik olan üyelerin varlığı, samimiyetsizliğin doruk noktası.
Ekonomi ve sağlıklı yaşam gecenin iki konusuydu. Dünyada ve ülkemizdeki ekonomik gelişmeler üyeler tarafından bilinse de uzmanından dinlemek bir ayrıcalıktı. Ekonomi profesörünün sözleri kayıt altına alınıp, herkes kendine düşen tedbiri tasarlarken hocanın ani bir manevrayla alan değiştirmesi hoş olmadı. Hazır ağzı açık kendini dinleyen bir kitle varken siyaset bilgeliğini de ispatlamaya çalıştı. Ekonominin düzelmesini (2021'den 2025'e) iktidar değişikliğine bağlaması kabul edilebilir ama iktidar değişmezse darbe olur yaklaşımı tam bir darbe sever şakşakçılığı. SİAD üyeleri demokrasiye inanan, her zaman seçilmişin yanında yer alan vatansever insanlardır. Darbeler ekonomiyi düzeltseydi darbe zengini ülkeler dünya sıralamasında üst sıralarda yer alırlardı.
“İnsanlar yemek yerken bile beni dinleyebilir, hiçbir sakıncası yok.” Çok iddialı bu sözün ispatlandığına şahit olduk. Sessizce yenen yemek eşliğindeki sohbet muhteşemdi. Sağlığımızla ilgili yaptığımız aptallıklar, genlerimizden gelen alışkanlıklar o kadar güzel dile getirildi ki hep birlikte güldük. Kaybolmayan lehçe ciddiyet beklenen toplantıyı, mahalle hatta kahve muhabbetine çevirdi. İki konuşmacıyı kıyaslar ve özetlersek; birincisi ömür kısaltırken, ikincisi ömre ömür kattı diyebiliriz. Hazırlanışında geniş bir kitlenin fikir ve emek verdiği SİAD plaketleri rastgele dağıtılmamalı, hak edene verilmeli. Bazı ellerde değer kazanırken, bazılarında lekelenmiş oluyor!
CHP il, ilçe kongrelerini tamamladı. Kurultaya hazırlanıyor. İlçemizdeki süreci görüp de bütün kongrelerinin aynı olduğunu sanmayalım. Örnek gösterilecek Silivri ilçe kongresi, başka ilçe ve illerde tekrarlanmadı. Tek adaylı kongreler kervanına CHP de katıldı. Rakiplerini haklı olarak eleştirebileceği tek kozunu da kendi elleriyle yok etti. Silivri'yi Silivrili'den, Uşak'ı Uşaklı'dan daha iyi bilen genel merkez yöneticilerini ve genel başkanı CHP tabanı da kabullenmek zorunda. Hiçbir zaman yüzde otuzu aşamayanlar üç belediye fazla kazandık diye bu dayatmayı yapabiliyorsa; kazara iktidar olduklarında neler yapabileceklerini düşünemiyorum bile.
Sağ'daki partiler söylemlerine biraz maneviyat, biraz hamaset katarak biat kültürünü rahatlıkla uygulayabildiler. Dediğini yaptırmak isteyen il yöneticisi “siz başkandan daha mı iyi partilisiniz?” diyebildi. Bu sözlerle taban baskı altına alınırken, kastedilenlerin birçoğu ipini koparıp ayrıldılar. Geçmişte kayışız şartsız biat ettiklerine, şimdilerde nasıl saldırırız planlamalarını yapıyorlar. Siyasi partiler kanununu kendi istek ve arzularına göre yorumlayan parti yöneticileri isteseler demokratik uygulamalara da imza atabilirler. Maalesef kendi koltuk ve makamlarını koruma arzusu, tabana güven duyulmasını engelliyor.
Kendilerini laikliğin bekçisi görenlerin biat uygulamalarını yerleştirmeleri zor gözüküyor. Bağımsızlık ve özgürlük adına siyasal hakların kısıtlanması kabul edilemez. İktidar iddiasındaki ana muhalefetin, yıpranmışları taklit ediyor olması kendini inkarla eşdeğer. Gizli ortak şeffaflık istedi. Şeffaflıktan kasıt yukarıdan gelen emirleri uygulamak olmalı. Kongreler sürecinde kendine benzeyen CHP'nin, seçim zamanında da verilen emirleri yapmasını ister gibiler. CHP HDP yaklaşırsa kötü. HDP İyi Partiyle yakınlık kurabilirse güzel olacak. Millet ittifakının yürüme şansı buna bağlı. Koltuklar sağlama alındıktan sonra gerekli planlamalar yapılmalı. Tek taraflı biat iktidar olmaya yetmez.
Büyük reklam ve propagandalarla duyurulan üst geçit fos çıktı. Tek bir kazma vurulmazken KİPA önünde oluşturulan çirkinlik abidesi zaten karışık olan trafiği karmakarışık hale getirdi. Silivri'mizde çok uzun sürecek, bitirilmeyecek faaliyetleri hiçbir estetiği olmayan sac levhalarla çevrelemek alışkanlık oldu. Yapılan çalışmayı (pardon yapılmayan) gözlerden saklamanın anlamı yok. Üst geçit için niyet ve paranız yoksa hiç başlamayın. Rahatlıktan vazgeçtik, hiç olmazsa eziyet çekmeyelim.
Pazartesi günü doğalgaz faturasını ödemeye gidenler kuyrukta beklemek zorunda kaldılar. Yakın zamana kadar cansiperane çalışan emektar veznedarın yerini iki genç arkadaş doldurmaya çalışıyordu. Birisi doğum iznine ayrılınca tek vezne yetersiz kalmış. İGDAŞ sorumluları niye çözüm üretmezler diye düşünürken, tahsilatın Garanti Bankası'nca yapıldığını öğrendim. İGDAŞ kolaycılık yapıp sorumluluğu bankaya yıkarken, iki memur şartını eklemeliydi diyorum. Başkaca tahsilat kanalları var diyorsanız toptan kapatın vezneleri, başımızın çaresine bakalım.
Üst geçitsiz, şivesiz, veznesiz kalmayın; darbesiz kalın.