Şehir hayatından uzaklaşmadan, farkındalıkla ve daha huzurlu bir hayat yaşamak mümkün mü diye düşünemeye başlayanların kendini bulduğu bir yoldur “bilinçli farkındalık” nam-ı diğer mindfulness. Aslında çok basit gibi görünen fakat bir o kadar da zor bir zihinsel durumdur. Çoğu zaman hayata daha olumlu bakmak, iyimserlik ya da bir çeşit polyanacılıkla karıştırılır. Oysa bunlardan çok daha fazlasını kapsar. Tanımı “mevcut anı, bilinçli ve yargısız şekilde dikkatini vererek algılamak”tır. İlk kez duyanlar için biraz karışık gelebilir bu çok normal. Zaten okuyarak veya dinleyerek de anlaşılacak bir kavram değildir. Bilinçli farkındalığı bizzat tecrübe ederek, hayatımıza katacağımız bilinçli uygulamalarla anlayabiliriz. Daha iyi anlaşılması için bir örnekle açıklayayım.
Çoğunlukla hayatımızı otomatik pilotta yaşarız. Yani ezbere araba kullanır, bir anda kendimizi ulaşmak istediğimiz yerde bulur, yolda karşımıza çıkan hiçbir şeyi görmeden geçer gideriz. Ezbere yemek yer, ezbere sohbet eder çoğunlukla karşıdakinin bize ne söylemek istediğini anlamaktan ziyade içimizden ona ne söyleyeceğimizi düşünürüz. Bilinçli farkındalık otomatik pilottan çıkmamızı sağlar. Bu yüzden bu beceri geliştikçe ezbere davranışlar azalır. Yürüdüğümüz yoldan, yediğimiz yemekten ve en önemlisi hissettiğimiz olumlu veya olumsuz duygularımızdan keyif almaya başlarız. Zihnimiz sürekli olarak geçmişi ya da geleceği düşünmeye eğilimlidir. Bunu yaparken de şimdiki anı hep kaçırırız. Bilinçli farkındalık çeşitli pratiklerle, nefes egzersizleri ve meditasyonla geçmişle gelecek arasında uçuşan zihnimizi şu ana getirerek yaşam doyumumuzu ve hayat kalitemizi arttırır.
Bilinçli farkındalık her şeyden önce kendimize yönelmek, kendimizi tanımak, anlamak ve kabul etmek ile ilişkilidir. Geliştirdiğimiz bu içgörü bizim diğer insanları ve dünyayı tanımamızı, kabul etmemizi kolaylaştıracak ve geliştirecektir.
Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı