Ahmet Yücegök

Bilinmesinde Yarar Var


Herkese lazım olacak bir mekan... Bir kapı ve herkese açık…
Ve adı üstünde koordine etmek ama ayni zamanda, içinde Psikolog ve Sosyolog ve diğer görevlilerle, çok çeşitli hizmetlerin verildiği bir yer…
Yaşlı ve engeli olanların ayağına kadar gidiliyor. Alınıp, bu merkeze getiriliyor. Nesi var nesi yok inceleniyor…Ne yapılması lazım….
 Anlaşıldıktan sonra gereken yapılıyor…
Bu hizmetlerin verildiği yerin adı  "SİLİVRİ ENGELLİLER KOORDİNASYON MERKEZİ".  Belediye konutlarına giderken, alt geçidin hemen yanında…
Henüz tanınmıyor…
Ve şu an yüzlerce insana hizmet sunuyor…  
                                      
HAFTANIN İÇİNDEN
Geçen hafta sonu yani 10 Ocak 2010 Pazar Gazeteciler günü dolayısıyla Selimpaşa Mahallesindeydik. Silivri Belediyesi Halkla İlişkiler bölümünün düzenlemiş olduğu, güne ait bir söyleşi idi. Davetlilerin tümü  Silivri ve B.Çekmece'de görev yapan basın çalışanıydı. Misafir Konuk Köşe Yazarı Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet Hakan Coşkun'du…Ahmet Hakan Coşkun, uzun yıllar önce Silivri'de Haftalık Silivri Haber'i çıkarmıştı. Gazete, çok zor koşullarda çıkıyordu. Ama, o güne göre Silivri gündemine damgasını vuruyordu. Ve Silivri insanı müthiş bir destek vermişti...
Evet, soru cevap şeklinde bir sohbet  toplantısı oldu. 
***
Daha sonra hafta başında, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi toplantısı vardı... Toplantı için gittiğimizde, kapıdan içeri zor girdik… Meclis binasının önü polislerle sarılıydı... Bu kadar büyük polis gücü, işçilerin olası bina içine girme teşebbüslerine karşı tedbirmiş…
Neyse, meclis toplantısı başladı. Meclis çoğunluğu AKP'de o nedenle, dışarıdaki o durumdan haberleri yokmuş gibi davranılıyorlar. Meclis gurubumuzdan bir sözcü "Meclis başkanı, dışarıdaki  bu durumdan  Meclisi bilgilendirsin" dedi… İktidar grubu sözcüsü "Olayı  siyasallaştırmayın" deyince. Muhalefet sözcüsü, arkadaşımız  "İsterseniz beraber gidip öğrenelim" teklifini yaptı ama AKP gurubu buna da ayni şiddetle tepki gelince… Topluca Meclisi terk kararı aldık… Polis kordonunu yararak, direnen işçilerin yanına gittik. İsteklerini dinledik. Haklılığına inandığımız için yanlarında olduğumuzu belirttik.  Ve, bir daha anladık ki, AKP'nin  demokrasiye inancı olmadığı gibi, emeğe de saygısı yok... Ankara'da  TEKEL işçilerine nasıl davrandıysa aynısını itfaiyecilere de  uyguluyormuş. Ayrıca, kamu gücünü kullanarak, kamuoyunu da yanlış bilgilendirdiğini görmüş olduk... Ve, ne zaman İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'ne gitsek, önünde mutlaka eylem yapan bir grup emekçiye rastlıyoruz…
***
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi çalışmaları içinde  15 Ocak Cuma günü bizim ilk kez karşılaştığımız önemli bir olaydan dolayı, önemli bir gündü… 
Sarıyer İlçesi ve Beşiktaş İlçesi sınırları içindeki bazı mahallelerde, yüz binlerce insanın oturduğu yerler İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'ne aitmiş. O günü, yani 15 Ocak Cuma günü oturanların haberi bile olmadan, o yerleri Meclisten satmak için yetki alacaktı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı…14 Ocak günü akşamı, bu  Mahalle ve köylerin bulunduğu oturanı ilgilendiren bir satış olayı komisyonlarda gündeme gelir gelmez mahalleliler, haberini alıyorlar ve anında dernekleri aracılığı ile başta Sarıyer ve Beşiktaş Belediye Başkanları olmak üzere, Muhtarları, Belediye Meclis Üyelerini, İl Genel Meclisi üyelerine ulaşmışlar. Büyük Şehir Belediye Meclisinde çalışmakta olan Komisyon Üyelerine ulaşmışlar. Gece geç vakte kadar koşuşturmuşlar. O günkü Meclisin gündemine gelecek  "Bazı taşınmazların satışı " raporundan, kendi mahallelerini ilgilendiren arazilerin tümünü çıkartmışlar. Sabah, gittiğimizde, bu adı geçen mahallelerden yüzlerce kişi meclisin salonlarını doldurmuştu…Yanlarında Dernek Yöneticileri, Belediye Başkanları, İktidar ve Muhalefet, İlçe Belediyesi Meclis üyelerinin tümü …Birlikte, grupları dolaştılar. Destek olan herkese teşekkür ettiler. İstedikleri olmasa bile istediklerine çok yaklaştıkları bir sonuçla eylemlerine son verdiler…Bu eylemin, tam olmasa bile benzeri Silivri ve Çatalca İlçelerimizin köylerinde de olması muhtemel. Nedeni, bu köylerin, tarlalarının tamamı, hatta bir çoğunun evlerinin, arsalarının tamamı kendilerinin üzerine değil, "Maliye Hazinesi" üzerine … Gerçi, yukarda bahsettiğim bu olayda ki, iki ilçedeki araziler İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'ne aitmiş. Lakin, her ikisinde de, bu gün işgalci gibi gösterilen, yüzlerce yıldır  ORALARDA OTURAN  VATANDAŞA  satış yapılması gerekiyor sorunun kökten çözümü isteniyor ise şayet….
 O, Cuma günkü olayda,  Büyük Şehir Belediye Başkanı Satış Yetkisi almak istiyor ama kime satacağı  belli değildi…
Eylemin sonunda,  "bu mahalledekilerin oluru olmadan, o arazilerle ilgili hiçbir şey yapmayız"  sözünü aldılar…
Hatta, kendilerine satış yapılırsa, "Belediyedeki beyan değeri geçmeyecek ve bedelleri  taksitler halinde ödenecek şekilde olsun" konuşmalara şahit olduk…
Özetle… Bu olayda şunu gördüm.
Çok uzun yılların sorunu olan Silivri ve Çatalca'nın bu (8) Köyün sorunu da aynen bu olayda olduğu gibi Köy Muhtarları, Azaları, Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri varsa Dernek yöneticileri ile birlikte "muhatabına" gidecekler. Hem de önerileri ile birlikte… Ve,  şuna inanıyorum.  Bu gün adlarına çıkan ECRİMİSİL meselesi bile ancak böyle çözülür…
Neyse…
Haftanın olan biteni bunlarla sınırlı değil tabi ama benim içinde bulunduğum olaylardan, benim penceremden bazılarını aktarmak istedim.
İyi haftalar… 

KÜLTÜR MERKEZİ
1960'lı yıllar Silivri'de doğru dürüst elektrik bile yok. Kötü bir santral, gece saat 23.00'e bazen 24.00'e kadar çalışıyor. Ama, sinema oynatılan bir bina. Elektrik oraya veriliyor. Yaz gelince, yazlık sinema var. Orada izleniyor yeni çıkan filmler, bu arada tiyatrolar geliyor. Çoğu zaman da İstanbul'a tiyatroya gidiliyor otobüslerle.
Şimdi…
2010 Yılına girdik.
Silivri'de kültür merkezi yok…
Nüfusu, o güne göre  kat kat artmış…Ne var ki, sinema ve tiyatro ihtiyaç duyulmamış gibi görünüşe bakarsan …
Tabi ki, yanıltıcı bir görüntü …
  
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
AKP Silivri İlçe Başkanı Ender Gezici;
"Ben Kale Park'ı, İlçe Başkanı olmadan önce kiralamıştım. Sonra İlçe Başkanı seçildim. Hisse devirlerinde, öğle büyük devir paraları da dönmedi" demiş.

ERKEN SEÇİM
Hafta içinde, TBMM'de, Muhalefet kendi gurubunda dillendirildiği an, Başbakan "erken seçim, meçim yok" diyerek çok sert çıktı. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu…
Ama, o da bilir ki, bağırarak, çağırarak önüne geçemezsin eğer bu yola koyuldu ise bu millet….
İç ve dış şartlar gerekmediğinde de, muhalefet bir yerlerini yırtsa, erken seçim olmaz…
Evet… Göstergeler…
Kasım  2010 gibi …

GÜNE UYAN
"Erken seçim Başbakan dilemez."
(Hüsamettin Cindoruk - DP Genel Başkanı/14/01/2010 Cumhuriyet.)

KISA-KISA….        
* Tekel İşçilerinin direnişi "Ölüm orucuna kadar gidebilirmiş."

YORUM YAP