Ahlak bir topluluğun ya da bir bireyin iyi ile kötü üstüne verdiği bir değer yargısıdır. Bir zamanlar Alman filozof Emmanuel Kant ahlakla ile ilgili çok önemli sözler sarf etmiş ve toplumun dikkatini oraya çekmişti.
Nasıl ahlaklı olabiliriz? Başta gelen özelliği şudur ahlakın.
Ahlak kişinin başkalarıyla olan ilişkilerinde de söz konusudur. Bir insan bencil ya da yüce gönüllü, sahtekâr veya dürüst, yalancı ya da doğru sözlü, tek kelimeyle iyi ya da kötüdür. Özellikle ahlak bir toplumun içinde ya da topluma göre bir anlama sahiptir.
Ancak ahlak özelikleri çağdan çağa değişikliklere uğramıştır.
Tıpkı hukuk ve din gibi
Ne var ki hukuk ve dinden farklıdır ahlak.
Dünyanın en önemli ansiklopedilerinden ''Ana Brıtannıca'' ahlakı şöyle tarif eder;
Bir bireyin bir başka bireye karşı ödevlerini gösteren nesnel ve toplumsal ahlak kuralları yazılı olmasa bile ahlakla hukukun birleştiği yerler vardır. Ve yine hukukta her şey yazılı olarak kayda geçerken, ahlak da bu yoktur.
İyi niyet yine Emmanuel Kant'a göre temiz ahlakın en önemli ögelerinden biridir. Bu davranış biçimleri kimine göre kötü niyete dönebilir. O işte ciddi bir ahlak boşluğudur. Bu boşluk öyle hukuk gibi kurallarla da saptanmaz.
Felsefe bunlarla ve örneklerle doludur. İnsanlık adına ahlak toplumların gerçek karakterini ortaya çıkarır. Örneğin tarihin son filozoflarından Fransız Jean Paul Sartre çok ahlaklı bir adamdı. Eşi de Boıllıvard'a delicesine aşıktı. 1980 yılında ölmüştür. Ve aklımızda hep ahlaklı bir adam olarak kalmıştır.
SEBA'NIN VE BURUK'UN AHLAKI
Gelelim futbola... Süleyman Seba Beşiktaş kulübü başkanlığı yaptığı sırada takım şampiyon olur. Takım uçakla İstanbul'a dönmeden önce Başkan Seba futbolcuları toplar ve 'Aman dikkatli olun Oynadığımız takımda bizimle aynı uçakta. Sakın sevinç gösterisi yapmayın' der. Bu Seba'nın ahlak konusunda ne kadar sağlam biri olduğunun göstergesidir.
Seba yaşadığı sürece kimseyi kırmamış kimsenin dedikodusu yapmamış ve birçok insana manevi yardım yapmış biriydi. Onun gibi Galatasaray'ın eski başkanlarından Alp Yalman'da çok kibar bir insandır. Robert Koleji bitirmiş ve Lozan'da okumuştur. Ahlak konusunda bir numaradır.
Daha birçok insan ahlak konusunda kendi ölçüleri içinde değerlendirilebilir.
Mesela Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk'ta ahlak konusunda sağlam bir insandır. Kibardır, kişiliklidir ve sözünün eridir. Okan gibi futbolda olduğu kadar çevremizde de ahlak konusunda da olan ya da olmayan insanlarda mevcuttur.
Bunlara ders vermek bizim işimiz değil. Ama göstermek boynumuzun borcu.
Hoşça kalın.
NOT: Ahlak dedik aklıma geldi. Geçen gün Silivri'deki Çardak köftecisinde yemek yedim. Paramı ödedim. Dışardaki dar bölüme geçtim. Orası küçük ve dar bir yer ve kimse rağbet etmiyor. Yanına bir çift geldi. Biri bizim Üniversite'de (İstanbul Üniversitesi) İspanyol Dili ve Edebiyatı son sınıf öğrencisi nişanlısı ise Endüstri Mühendisi. Çok keyifli sohbet ettik. Ama bir garson aniden gelip ''Burayı boşaltın'' dedi. Anlam veremedim ama çocukları da alıp terk ettim.
46 meslek yılımın çoğu yurt dışında geçti. Cenevre'deki Roberto'dan Paris'teki Buda'ya Londra'daki Noggy'ye, Monte Carlo'daki Cafe de Paris'ye kadar Amerika ve Meksika dahil birçok yeri gördüm. Ama bir köftecideki gibi hiç kovulmadım. İstanbul'da 18 yıl gittiğim ''Paper Moon'' da bile böyle bir hareketle karşılaşmadım. Ne diyelim. Yazıklar olsun…