Cuma haftalık mesaimizin son günü… Öğlenden sonra uğrayan bir arkadaşım, giriş faslı selam sabahtan sonra "Moralin mi bozuk, yorgun musun?" diye merakla sordu. Yorgun olmasına yorgundum da moralim de bozuktu… Sanki niyeyse… İnsanlara kendinizi anlatma sınırını doğru belirleyemediğinizde başınıza gelen, yaşamanız muhtemel, sıradan tatsızlıklar diyelim…
"Özcan Işıklar’ın Hürhaber’in gizli ortağı olduğunu yazmış biri..." dedim. Kimin yazdığı da önemli tabi niye yazdığı anlaşılması açısından… Sorsun diye bekliyorum, yerel basın piyasasıyla hiç alakası olmayan, sadece Hürhaber’i benden dolayı bilen, arkadaşım… Aldığım yanıt karşısında ufak çaplı bir şok geçirmesine geçirdim de sözleriyle beni kendime getirdi aslında…
"Aman yeni bir şey mi ki o ben onu üç sene önce duymuştum..." dedi ve devam etti… "Ee daha önce de Selami Değirmenci ortak diyorlardı…"
***
He yaaa… Silivri’ye belediye başkanı olan otomatik olarak Hürhaber’e ortak oluyor ne hikmetse… Hüseyin Turan ıskalamış… Gerçi dönem dönem "Hürhaber AKP’li oldu" söylemlerini de duymuşuzdur…
Belediye başkanlığı biten isimlerin gazetemizle ortaklığı da kendiliğinden son buluyor… Garip ve değişik bir anlaşma bu!!!
Ortaklık dediğimiz şey sadece gelirlere olmasa gerek… Giderler konusunda karşımda bir ortak görmeyi gerçekten çok istiyorum… Hele şu dönemde… İnkârı bırakın, dört kolla sarılacağım kendisine : ))
Kişisel kompleks yapacağım ‘beni adam yerine koymuyorlar’ diye daha önce de aynı yakıştırmalar olduğu için bu açıdan rahatlıyorum…
Tüm bu söylentilerin altından Işıklar’ın, belediye başkanı olarak Hürhaber’i kendine en ciddi medya muhatabı olarak görmesi yatıyorsa canı sıkılanlar kendine dönüp bir bakacak… Ben bununla ancak gurur duyarım… Empati yapıyorum; siyasetçi, iş kadını veya STK temsilcisi olsam Silivri’de kamuoyuna bir mesaj vermem gerekse Hürhaber’e konuşurum… Haklılığın hakkını teslim etme konusunda hiç mütevazı olamam. Aklın yolu bir…
Hürhaber’in bir ortağı olsa gizli falan olmaz o iş… Allah’ın bildiğini kuldan saklamanın manası yok, mümkün de değil bence… Ortakla yola devam etmektense, gazetenin tamamen el değiştirmesi bana daha doğru geliyor o ayrı ve şu an konuşulmasına ihtiyaç duyulmayan bir gündem.
‘Gazetenin sahibi kim’den ziyade haberlerine bakarım ben; sıradan bir kişi olsam… Hangi yanlışı yazmadığımız, hangi haksızlık karşısında sessiz kaldığımız, hangi başarıyı görmezden geldiğimiz, Silivri’nin hangi çıkarı karşısında duyarsız kaldığımız sorgulansa anlarım…
Bir dönem de milyon dolarlık matbaa kurmuştu Rahmetli İlhan Uygun ve Ömer Çetin, hali hazırda kullandığımız matbaa gazete kuruluşunda satın alınan makinadır… Hep yalan, hep iftira… Bir kez daha ortaklık ve türlü türlü saçma iddialarda bulunan arkadaşlara Allah akıl fikir versin diyorum…
Muhatap almayayım diye de düşündüm tabi… Sessiz kalarak iddialar karşısında söyleyecek bir sözüm olmadığının düşünülmesini istemedim… Bu yıpratma çabası bizimle de ilgili değil bunu da biliyorum, yapanların bizatihi itirafıdır… Özcan Işıklar’ın hedef alınması çerçevesinde dahil edildiğimiz sevimsiz bir oyun…
Hürhaber’in bir değil yüzlerce, binlerce ortağı var aslında… Her gün Hürhaber’i okuyan, gazetemize ilan ve reklam verenleri bu kapsamda rahatlıkla değerlendirebilirsiniz… Silivri Belediye Başkanı da bunlardan biri tabi… Konumu gereği önemi daha büyük sayılabilir.
Silivri’nin ilk ve tek vasıflı, resmi ilan almaya haiz gazetesi olarak elde ettiğimiz başarıyla hiçbir zaman yetinmedik, okuyucunun tercih ettiği yayın kuruluşu olmak adına hep daha çok çalıştık… Şükür karşılığını da aldık; maddi ve manevi olarak…
Ciddi bir desek görüyoruz ki, kuruluşunda bir iki ay ömür biçilen gazetemiz, 13 yıldır birçok fırtınayı geride bırakarak yayın yolculuğuna devam ediyor… Desteği kabul ederken kösteğe isyan edecek halimiz yok…
Hürhaber’i önemseyen, ilgiyle takip edenler zaten bilir de yine de onlara karşı sorumlu hissettiğimiz için bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Hiç bir dönem gizli veya aleni bir ortağımız olmadı.
Boşuna sizleri ve köşemi meşgul ettiğimi düşünürseniz özür dilerim…
"Neden Hürhaber veya neden Sevginar” diye sitem eden yerel basın mensuplarına bir sır vereyim… İyi bir gazeteci olmak hiç bir zaman önceliğim olmadı. Başkalarından ziyade kendime karşı iyi bir insan olma sorumluluğu daima en önemli konuydu benim için… Pek çok şeyden vazgeçebilirim bu hayatta ama insanları mutsuz eden, kötülük yapan biri olacak kadar düşkün duruma Allah beni düşürmesin… Başkaları mutsuz olmasın diye mutsuzluğu seçtiğim zamanların mükâfatını da aldığımı söylemezsem haksızlık etmiş olurum…
Bundan sonra da kim ne isterse onu söylesin… İsteyen de istediğine inansın; bizim vicdanımız rahat, başımız dik…
EMANETE DEVAM
Cuma günü MHP İstanbul Milletvekili ve adayı Arzu Erdem ile tanıştık. 7 Haziran’da ilk kez MHP’ye oy verdim. Meral Akşener’in liste dışı kalmasıyla da emanet oyumu geri CHP’ye kullanmayı düşündüğümü, yaptığımız sohbette açıkça ifade ettim.
Gazeteci oyunun rengini açıklar mı? Doğru bulmayanlara saygı duyarım… MHP ile ilgili tüm tepkimi idealist ve azimli bir bayan siyasetçi uğruna yok sayıyorum… 1 Kasım ile ilgili düşünecek fazla bir şeyim kalmadı… Söz verdim… Ama geçen seçimde kullanılmayan bir oyun CHP’ye gitmesini de sağladım… Prof.Dr.Seyhan Erdoğdu’nun kritik 10. sıradan TBMM’ne girmesi için tavsiyeye ihtiyaç duyanlar üzerinde yoğun bir şekilde çalışmayı görev biliyorum…
"AK Partiyi hiç düşünmüyorsun” diyenler olur… Derse ihtiyaçları olduğu kanısındayım ve gayet iyi çalıştıkları için içim rahat…
Kimsenin benim gibi düşünmesini beklemiyorum… Herkesin görüşüne saygı duyuyorum… Belki de bizim sorunumuz bu… Herkes yanındakini kendisi gibi düşünmeye ikna etme konusunda çok kararlı, azimli, gereksiz ve yer yer kabalığa varan çaba içinde… Zorla güzellik olmaz… Güzel bir şey olacaksa o iyilikle ortaya çıkar...
İyi haftalar herkese…