1981 yılıydı, MİLLİYET yazarıydım. Galatasaray'a bakıyordum. Hürriyet ve Milliyet gibi gazetelerde mutlak kulüp yazarları olurdu. Ben de rahmetli Metin Oktay ve Turgay Şeren ile birlikte Galatasaray'ın deplasman dahil bütün etkinliklerini takip ederdik. Galatasaray'ın o yıl hocası Özkan Sümer olmuştu. Özkan Sümer başarılı bir hocaydı, idealisti, hedefciydi, varoluşcuydu, sebat sahibiydi.
Bir gün antrenman sonu benimle beraber kamptan çıktı. Gayrettepe'ye geldik. Küçük bir esnaf lokantasına girdik. Ben garsondan patlıcan yemeği istedim. Hoca itiraz etti. Patlıcan yeme dedi. Neden diye sordum. Kalorisi 'sıfır'. Ben Galatasaray takımına patlıcanı yasakladım. Hiçbir futbolcu patlıcan yemiyor dedi. Şaşırmıştım.
Yine de çok sevdiğim ''karnıyarık ya da imambayıldıyı'' geri çeviremezdim.
Ama hoca o gün patlıcan yemedi. Kendisinden izin alıp ertesi gün Milliyet gazetesinde bu haberi yazdım;
İşte Özkan Sümer böylesine renkli, temiz kalpli, dürüst ve yapıcı bir insandi. Genç oyuculara çok önem verirdi. 1940 yılında Maçka'da doğmuş ortaokul hayatından sonra futbola merak sarmıştı. 1967 'de Trabzonspor kurulunca buraya geçmiş ve defansında yer almıştı. Yani Ali Osman Ulusoy ve Rıfat Dedeoğlu gibi kulüp başkanlarının Trabzonspor'un da yer alıp isim yapmıştı.
Özkan Sümer 1970 yılında Trabzonspor 'un alt yapısının başına geldi. Gençleri yetiştirmeye başladı. Ardından da Ahmet Suat Özyazıcı'nın teknik direktörlüğünü yaptığı Trabzonspor'da Özyazıcı'nın yardımcısı oldu.
MİLLİ TAKIMI BIRAKIYOR
Özkan Sümer idealist ve sürrealist dedik ya, Özyazıcı Trabzonspor 'dan ayrılınca Sümer'i teknik direktör yaptılar. O dönemler Trabzonspor 'un başında Şamil Ekinci gibi genç ve dinamik bir kulüp başkanı vardı İyi uyum sağladılar. Bu ikiliden tam iki Türkiye şampiyonluğu çıktı. Özkan Sümer artık Türkiye'nin en önemli hocalarından bıriydi.
Futbol Federasyonu Milli takım için isim ararken, Özkan Sümer'de karar kıldı. Sümer milli takımın başına geçti geçmesine de ama kadroya çok sayıda Trabzonluyu çağırınca kıyamet koptu. Milli takımın başındaki Galler maçı sonrası (Milli takımda ikinci maçıydı ) istifasını verdi.
Sonra bir süre Milliyet gazetesinde yazarlık yaptıktan sonra 1981 senesinde Galatasaray'ın hocası oldu.
Galatasaray'da bir yıl çalıştı. Sonra Konyaspor, Denizlispor, Samsunspor derken 1999 'lu yıllar gelindi.
Oysa 1990 'lı yıllar onun için unutulacak gibi değildi. Trabzonspor o yıl Barcelona ile eşleşmişti. Barcelona'nın başında Johann Cruyff vardı. Trabzonspor 'da Özkan Sümer. O maçta Bordo -mavili takım müthiş futbol oynadı Katalan devini yenerek dünyaya adını duyurdu. Kimsenin unutacağı bir maç değildi. Sümer 1979 yılında da Trabzonspor ile ligde ilk yarıyı 15 maç nağmalup bitirmiş, sadece bir gol yemişti.
Dedik ya Sümer idealist ve hedefci diye hedefleri daha bitmemişti.
TRABZON BAŞKANI OLUYOR
1999 yılında Mehmet Ali Yılmaz başkanlığı bırakmak istiyordu. Ama Faruk Özak ''Ben sıramı savdım'' demişti. Şamil Ekinci ve başkaları aday olmuyorlardı. Trabzonspor'da halkın gönlünde bir tek isim vardı. O da Özkan Sümer. Ama o da henüz toplumun ağır baskısı olmadan girmek istemiyordu. Ancak şartlar oluştu ve Özkan Sümer başkan olarak seçildi. O zamanlar kadrosuna şimdiki İstanbul Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da almıştı .
İki yıl çalıştı sonra da bıraktı. 2000 'lı yıllarda geri planda görevler alıp gençlere destek oldu.
Ama onunla eski futbolcu Lemi arasıdaki ''nükte'' dolu konuşmaları hep anlatırlardı.
Özkan Sümer Trabzonspor 'un başındayken maçta devre bitiyor ve takım soyunma odasına giriyor. Hocaya yarıda oynayan ancak bir varlık gösteremeyen Lemi'ye dönüp ''Hadi ısın diyor'' Lemi atlıyor. 'Hocam ben oynuyorum ya ''Sümer 'in yanıtı'' Kim gördü ki ''
Yine bir maç sırasında Trabzonspor kulübesinin önünden top taça çıkıyor. Lemi gelir taç atşini yapmak üzere topu alıyor. Ancak atması biraz uzun sürünce Sümer hemen yayına gelip ''Oğlum bak maviler bizimki. Onlara atacaksın'' diyor.
Evet hocamızın bunun gibi birçok 'esprisi ' unutulmamıştı. O 80 yaşında Trabzon abidesi yaşı büyük kalbi büyük ama içi genç olan bu adam hepimizi yüzüstü bırakıp gitti.
Ama geride muhteşem bir isim bırakarak.