Ahmet Yücegök

Bir Son Bahar Sabahı


Her sabah Silivri sahiline inerim.

Ve, inerken …Bazen, Alibey Mahallesi'nden bazen Fatih Mahallesi'nden, bazen de direk Aliçetinkaya Caddesi'ni kullanırım güzergâh olarak… Bu arada… Poğaçamı veya simidimi unutmam mümkün değil...Sabah sabah eski Pazar içindeki, Belediyeye ait Halk Ekmek büfesindeki Mustafa'ya selam vermeden de geçmem…Onun tam karşısında berberi de ayni şekilde… Berberin olduğu  binada bir çok dükkan var ama boş…kapanmış. Bir tek  kuruyemişçi kalmış… Ekonomik kriz onları da kül ufak etmiş belli…

***

Başkasını bilmem ama bana, denizi görmeden, iyot kokusunu duymadan iş başı yapmak çok sıkıcı geliyor… O nedenle her sabah sahili turalarım… O balıkçıların motor seslerini dinlemek, telaş içinde koşuşturmalarını seyretmekten inanılmaz haz duyuyorum …

Düşüsenize…Çay bahçesinde oturmuş çayını içiyorsun. Bir yandan balıkçıların bir birine seslenişleri, diğer yandan motor sesleri…Rüzgarsız havalarda, Sultanköy'e , Marmara Ereğlisi'ne kadar seyretmek…

Yere düşen balıkları kapmak için uğraşan kediler... Martı sesleri…

İçerde sigara içemeyip dışarı çıkanları takip eden insanları takip eden elindeki poğaçayı kapmaya çalışan kedi yavruları…Denizi seyretmekte iken…Kimi eşleriyle, kimi komşusuyla sahile yürüyüşe çıkmış olanları görüyorum. İçlerinde tombulu da var. Manken gibi olanı da…

Ara sıra, sessizliğin içine ediyor diye kızdığım, süpürmeye gelen kamyon bile başka bir güzellik katıyor saba sabah…Lakin, o kamyon şimdilerde yok, görünmez oldu….Belli ki  erkenden alıp gidiyor. Alışkanlık işte. Bazen onu bile beklediği oluyor insanın…Havalar soğuyunca sandalların arasına doluşan karabataklara ve martılara ekmek atanları gözlüyorum. Bir anda o kadar çok karabatak ve martı nasılda toplanıveriyor… Bazen ekmek atan yoksa  gözleri yollarda kalıyor misali "üzülüyorlar" , anlıyorsunuz…

Akşam saatlerinde ve gece en kalabalık yer olan KIL BURNU sabahları bomboş…

Öğretmen evi ve spor kulübünün olduğu yer, keza, balıkçı tezgahlarının bulunduğu yer de öyle…Kıyıya yanaşan büyük teknelerin avladıkları balıkları Silivri Balıkhanesi'ndeki balık satıcıları değil, daha çok İstanbul Balık hali alıyormuş…O nedenle balıkçılar kahvesinde çok az insan var. Dışarıda da bir kaç kişi sigara içiyor…Yeri gelmişken…

SİGARA YASAĞI

Sigara konusunda taraf olmaya başladım. Kendim içmesem bile sigara içenlere reva görülen bu muameleye itirazım var…

Henüz dondurucu soğuklar yok. Ama, olacak."Kapalı yerde sigara içmek yasak"

Kapalı yerde sigara yasağının amacı, insana verdiği zararın önüne geçmekse eğer "bu ne demek şimdi?" 

Saçak altında titreşen insanlar sırf sigara içmek için oturduğu sıcak mekandan ter içinde dışarı çıkıyor…Yani…

İnsanları dumandan kurtarayım derken başka bir hastalığa yakalanmasına sebep olunuyor. Bunun  önüne geçilsin istiyorum…

Bunu derken "Sigara içilsin" demiyorum…

***

Uzun yıllar önceydi, otobüslerde sigara içmek henüz yasaklanmamıştı. O günlerde bizler de yeni yeni Silivri Çevre Derneği'ni kurmuştuk...

Dünyada Çevre hareketinin en hızlı dönemi.Yeni bir hareket  ve çok amaçlı ve herkes üye olmak istiyor. Ama,neredeyse tüm kurucular ,hepimiz sigara  içiyoruz…Lakin,"otobüslerde  sigara içmek yasaklansın" istemiyle, o zamanın Silivri Belediye Başkanına gidiyoruz. "Biz böyle bir mücadele başlattık ve sizin desteğinize ihtiyacımız var" diyoruz…Tamam ama "otobüslerde yasaklamaya yetkimiz yok" dedi…Bizler "olmayabilir ama otobüs sahiplerine  "otobüsün şoförünün olduğu yere  sigara içmek yasaktır diye bir yazı asmalarını isteyebilirsiniz" dedik…

"otobüs muavinleri de içenlere yazıyı hatırlatır. İtiraz edenle muavin, kavga etmez hiç olmazsa" dedik. …

"Tamam" dedi…

O günler için çok önemli bir olaydı bu…Uygulanması çok zordu…O nedenle içenler "bir anda bıçak gibi kesilmedi" azaldı. Daha sonra tamamı bu karara uydu…Evet.Böylesine başlayan bir sigara yasağı nerelere geldi…Hey gidi hey…

                                                                                         

SELİMPAŞA MAHALLESİ

Silivri Belediyesi bünyesinde yapılan çalışmaların bir parçası olarak hafta içinde Eski Selimpaşa Beldesi yeni Silivri'nin bir Mahallesindeydik…

Toplantının yapıldığı mekan, geçmişte Rumların yaptığı, bu gün de Belediyenin kullandığı bir yerdi…Oraları bilmiyor değildim. Biliyorum. Çöplük gibiydi o zaman. Ve, böylesine içine girmemiştim …Bu hale gelene kadar emeği geçenleri şükranla andım …Sonra, acıkmıştık.Yakında bir yerdeki Balık Lokantası'na uğradık... Lokanta sahilde bir yerde…  Alacakaranlıktı…Camın kenarına oturdum, alaca karanlıkta denizi seyrettim…İnanılmaz bir güzellik…

Geçen hafta  bu köşede Silivri için söylediklerimi hatırladım…Gerçekten  görülmesi gezilmesi gereken bir yer…Lakin…

Tanıtılması "pazarlanması" lazım …

GÜNE UYAN 

"Özgürlük ne ithal edilebilecek bir olgudur ne de borç ya da hediye alınabilecek bir olgu."

(Tanol Türkoğlu -06/11/2009 Cumhuriyet eki)

İSTER İNAN / İSTER İNANMA

Kumluk Mevkii ve Nebahat Abla Kampı…Onlarca yıl önce başlamış bir mücadele sonucu koskoca bir tarladan arta kalan küçücük bir arsa …Kendi tapulu yeri.Yanı başında kumların üstünde, kamuya ait olan bu yerin denize bakan önünde ve bitişik iki yanında bir sürü baraka şeklinde büfeler… Kendileri…Büfelere müsaade var ama yıllardır bize yok.

Ne hikmetse. Soruyor sormasına ama sorunun muhatabı çıkmıyor…

Kıyı kenar şeridi olayı varmış. Oraya bir şey yapılamazmış.Yerel Belediyenin bile yetkisi olmayan bir yasak. Bir türlü aşamadıkları bir durum. Yanında, bitişiğinde evler, hatta işletmeler var. Şakır şakır çalışıyor. Orası kıyı kenar şeridine alınmış. İnanılır gibi değil…

SİYASETİN DURUMU

Dünyadaki siyaset üzerine söz söylemek bu en tehlikesiz iştir…Kolaydır.

Kimse kızmaz … Çünkü, muhatabı yoktur …Lafınız ortayadır.

Hele de küçük bir kasabadaki bir yerel gazetede yazıyorsan bu sözler " davulcu yellenmesi" gibidir…Hoş , kimsenin ilgi alanına da girmediği için Mülki amirlerin dikkatinden de kaçar çoğu zaman…

Dediğim gibi..,bizim gibi ülkelerde en kolay en tehlikesiz siyasi söylem dünyadaki siyasi gelişmeler üzerine laf etmektir…

Yani başbakan veya onun partisinden söz etmeyeceksin…Ediyorsan da "eleştirmeyeceksin".

Başbakanın veya o günkü iktidarın uygulaması konusunda ULUSLAR ARASI normdan söz etmeyeceksin…

Hatta… Siyaset üzerine söz etmek istiyorsan ve iktidar partisi, hükümet veya onun herhangi bir düzeydeki memuru hakkında bir şey söyleyeceksen veya yazacaksan eğer önce sonuçları üzerine birkaç saat düşüneceksin…

Hatta ve hatta…

Daha önce ağızlarından düşürmedikleri insan hakları, evrensel hukuk ve uluslar arası anlaşmalardan doğan haklardan bahsetmeyeceksin onlara... Bir "türban" için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısına dayanan, bu gün en tepe oturan o insan unutmuştur o söylediklerinin. O değildir artık…

Bu gün siyasetin durumu maalesef bu 

KISA-KISA….

* Bu yıl Silivri'de en bol ÇİNEKOP  balığı çıkmış.

YORUM YAP