Evet, bir önceki yazıda tam da şu cümleyi kurduk: Demokrasiyi mi savunalım, mazlumu mu?
Bu ikisinin birbiri karşısında durduğu düzenin sistemin adı her ne ise, orada adalet, hak hukuk kalmamış demektir.
Ezbere dilediğimiz demokrasi kavramı üzerinde, söz konusu bugünkü yönetimler olunca bir kez daha düşünmekte fayda var.
Birileri öyle istiyor ve sırf daha çok sayıdalar, daha kalabalıklar ve siyasi anlamda erki ellerinde bulunduruyorlar diye, bildiğimiz yoldan şaşacak değiliz. Henüz meseleyi somutlaştırmadan yukarıdaki satırların ne yazık ki birçok gündeme adeta cuk oturduğunu da üzülerek karşılıyorum.
Fakat bahsettiğimiz mesele tahmin edilmiştir zannederim.
Deyim anlamıyla değil gerçek manada kelle koltukta yol aldığımız Afrin harekâtı sonrası, yolumuza devam edecek olmamız, mesele üzerinde ciddiyet ve hassasiyetimiz kimleri ne ölçüde rahatsız ediyor, resim artık çok daha açık. Harekâtın tahminlerimizden daha uzun süreceği, bölgedeki varlığımızın yıllar hatta on yıllar alacağı ihtimalleri kuvvetlenmiş durumda. Bu bizim için her şeyden önce temizlenmiş ve tehdit unsurlarına kapatılmış bir güvenli sınır hattı oluşturmak demek. Askeri anlamda kazandığımız başarının siyasi anlamda masaya yansımasını arzu ederken elbette bunun için karşımızda muvazenesini koruyabilmiş devlet ve devlet adamları olmalı.
Demokrasi kavramı, farklı bir tanım önerilebilir tartışılabilir olsa da genel kabul itibariyle bugün, çoğunluğun, kalabalığın sesiyse bu kalabalığın ne söylediğine dikkat kesilmeli. Bu çoğunluk tek başlarına bir sesleri olmayan fakat bir araya geldiklerinde Nato'yu BM'yi oluşturan diğer yandan AB üyesi ülkelerse bu birlikteliğin, Ortadoğu'ya ilişkin fikirleri genelde aynı tonda ve düzlemde olmuştur. Böl parçala yönet ve ne pahasına olursa olsun, oraya bir başkasını sokma. Planları bozacak birini, Asla!
Biz bugün bir yerlerde birilerinin planlarını bozuyoruz. Birilerinin ezberlerini bozuyoruz. Birilerinin sinirleriyle oynuyoruz. Ve bu birileri, azımsanmayacak güçte ve sayıdalar. El kaldırıp indirmek suretiyle belki yarın adına Demokrasi dedikleri bir mezalimi sahneye koyacaklar. Ve aynı gün, ‘O Demokrasi' artık bize sökmüyor olacak.
Onların demokrasilerine karşılık, mazlumun yanında ve sesi olmaya devam edeceğiz. Temenni niyetine...