Basketbol deyince muhakkak son yıllarda akla ilk gelen organizasyon Euroleague...
Önce biraz buradan başlayalım...
Avrupa'nın en büyük basketbol arenası Euroleague, bu sene sona ulaşacak gibi görünüyor...
Geçen sene salgın nedeniyle yarım kalan ve devam etseydi büyük ihtimal ile Anadolu Efes'in şampiyonluğa uzanacağı sezondan sonra bu sene yavaş yavaş play off günlerine yaklaşıyoruz...
Özellikle 15 maçta 5 galibiyet ile sezona çok kötü başlayan Fenerbahçe Beko'nun Marko Guduric ve Kyle O'Quinn transferlerinden sonra gösterdiği performans, lig son sıralarından, ilk sekizi garantileyerek, neredeyse saha avantajını da almasını sağlayacak 4. sıra noktasına yaklaştırdı...
Anadolu Efes de bu hafta ilk sekizi garantiledi ki sezon başı bocalamasa, şu an ligi rahatlıkla lider götürebilecek seviyedeki basketbolu rakiplerine bu kupanın en önemli favorisi olduğunu fazlasıyla gösteriyor...
Play-off tabi ki apayrı bir nokta.
Lig maratonunun ötesinde, günlük, anlık performansların sonucu etkilediği bir yer...
Psikolojiyi yönetmenin uzmanlık gerektirdiği, tecrübe gerektirdiği bir nokta...
Tabii ki play off ve Final Four deyince de akla gelen ilk isim bu işin profesörü Zeljko Obradovic...
Avrupa arenasında ülkemize alıştırdığı başarıları ne mutlu ki takımlarımız devam ettiriyor...
Şu ana kadar geçen zaman gösterdi ki, eğer play-off'ta eşleşmezler ise iki temsilcimizin de Final Four oynaması mümkün...
Normal sezonun bitimine iki hafta kala hala play-off sırlamasının ve takımlarının tam anlamıyla netleşmemiş olması, aslında ligin ne denli zor ve rekabetçi geçtiğinin bize en büyük göstergesi...
İnşallah geçen sene yarım kalan işimizi bu sene tamamlarız ve basketbolda Avrupa'nın en büyük kupası tekrar ülkemize gelir...
1990'lı yıllardan günümüze basketbol ülkemizde kültürel anlamda en çok gelişim gösteren spor...
Özelikle okullarda ve spor kulüplerimizde uzun yıllardır ilgiyi hep üzerine çeken, katılımı yüksek bir spor basketbol...
Anadolu Efes'in 1996 yılında Koraç kupası zaferi ile başlayan süreç özellikle Z kuşağının en çok ilgi duyduğu spor dallarından biri haline getirdi basketbolu...
Bu başarı milli takım düzeyinde de karşılık buldu, önce Avrupa sonra da Dünya ikincilikleri geldi, bu başarıların devamında Beşiktaş'ın Eurochallange, Galatasaray'ın Eurocup ve Fenerbahçe'nin Euroleague kazanması ile ülkemizde basketbol bambaşka bir seviyeye ulaştı...
Mübalağa yapmıyorum neredeyse her mahallede basketbol okulu bulmak mümkün günümüzde...
Tabandaki bu yayılım ve eğitimin bu denli ulaşılabilir olması, elde edilen başarılar ile de görüyoruz ki, yukarıda da kendini zaman içerisinde hissettirdi...
Başarı deyince özellikle son 6 senede Obradovic - Ergin Ataman rekabetinin ülke basketboluna katkı yaptığı muhakkak...
Üç önemli kupa, bu süreçte kazanıldı...
Buradan yola çıkarak şu yorumu yapabiliriz diye düşünüyorum:
Eğer rekabeti doğru yönlendirebilirsek gelişim, gelişim ile de başarı gelecektir...
Tabi rekabetin dozunu ayarlayamayınca da Obradovic'e yapılan o tükürme olayı göz önüne geliyor ki ayarı kaçınca maalesef kabul edilemez bir fanatizme neden olmakta...
Dünya'da ve ülkemizde özellikle temelinde futbol olan kulüplerin basketbol takımları arasında, hep gözle görülür bir rekabet ve çekişme var...
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın kendi aralarındaki basketbol maçları, bu takımların Anadolu Efes yahut Karşıyaka ile oynadıkları maçlardan daha gergin ve çekişmeli geçiyor; futboldaki rekabet ister istemez basketbol salonlarına taşınıyor...
Bu rekabet İspanya'da Barcelona ile Real Madrid arasında veya Yunanistan'da Olympiakos ile Panathinaikos arasında farklı değil...
Görünen o ki futbol sadece futbol değildir sözü burada karşılığını buluyor ve kendi içinde yaşattığı yarışı her mecraya taşıyor...
Özünde futbola daha meraklı biri olarak itiraf etmeliyim ki basketboldan büyük keyif alıyorum. Her anı, her saniyesi heyecan dolu bir maçın lezzeti bir başka oluyor...
Futbol ligimizin kalitesi üzgünüm ki Avrupa'nın birçok liginden düşük ancak basketbol ligimiz emin olun kalite olarak Avrupa'nın en iyi ilk üç liginden biri...
Üç büyüklerin basketbola yatırım yapmaları ve bunu sürdürmeleri çok önemli. Bu hem ligin kalitesini ve heyecanını artırıyor, hem de bu yükseliş ülkemizin uluslararası arenada tanıtımına büyük katkı sağlıyor...
Akılda Kalan:
Hayata yeni bir başlangıç yapmak için yarın harika bir gün, çünkü yarın kalan ömrünün ilk günü...