“Bireysel kahramanlığın zamanı değil”

“Bireysel kahramanlığın zamanı değil”

06.03.2017 09:30:01

Hayır kampanyasının İlçe Örgütü Başkanlıklarıyla yapılması gerektiğinin altını çizen İstanbul Milletvekili Eren Erdem, çalışmalar sırasında her kesimden vatandaşa ulaşılarak, partili cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifinin neler getirdiğinin anlatılmasını istedi.

2 Mart Perşembe günü Çanta Mahallesinin ardında Silivri'de referandumla ilgili görüşlerini halkla paylaşan CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Eren Erdem, hayır kampanyasında izlenecek yol haritası hakkında önemli görüşler ortaya koydu. CHP Silivri İlçe Başkanlığınca Yaşar Kemal Sergi Salonunda düzenlenen Anayasa Değişikliği Teklifi konulu panele Silivri Belediyesi Başkan Vekili Bora Balcıoğlu, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Elif Yılmazer ve yönetimi, CHP İlçe Gençlik Kolları Başkanı Berker Esen ve yönetimi, 2015 Genel Seçimleri CHP İstanbul 3.Bölge Milletvekili Aday Adayı Taşkan Uysal ve az sayıda vatandaş katıldı.

“HİÇBİR PARTİYLE POLEMİĞE GİRMEMEMİZ LAZIM”
Referandumdan önce atılacak adımlar ve propaganda sürecinde izlenecek yolla ilgili uyarı niteliğinde bazı bilgilendirmelerde bulunan Erdem, şöyle konuştu: “Anayasa dışında hiçbir şeyin konuşulmaması gerekiyor. Sakın bu tuzağa düşmeyelim. Onlar CHP'yi konuşsun ama biz AKP'yi konuşmayalım. Biz vatandaşımıza gidelim neden hayır demesi gerektiğini anlatalım. Hiçbir partiyle polemiğe girmememiz lazım. Sadece iktidar partisiyle değil MHP ile de. Halaçoğlu, “MHP'nin %90'ı hayır diyecek” dedi. Bizim hiçbir partinin siyaset geleneği ile kavgamız yoktur. Bizim siyasi tercihlerden dolayı problemlerimiz olabilir. Devlet Bahçeli'nin tercihi bizi memnun etmeyebilir. Bu MHP'nin siyasi geleneğini karşımıza alıp onunla çatışmamız anlamına gelmez. Netice itibariyle köklü bir gelenektir. Farklı bir dünya görüşüne sahibiz. Onlar kendi fikrini kendi alanlarında anlatacaklar, biz kendi fikrimizi anlatacağız. Siyaset böyle bir şey. 1980 öncesi bir tutumla meseleyi farklı yerlere çevirmemiz yanlış olur. Emin olun bugün kendisine ülkücüyüm diyen vatandaşlarımız bulundukları ortamlarda mensup oldukları partinin disiplini adına ben evet diyorum diyeceklerdir ama sandığa gittiklerinde hayır diyeceklerdir. Eğer biz hata yapmazsak hayır çıkacak. Evet çıkarsa sebebi biziz bilin. Bu yüzden çok dikkatli bir şekilde çalışmamız lazım.

“İLÇE ÖRGÜTÜMÜZLE BİRLİKTE HAREKET EDELİM”
Biz parti olarak bu sürece dair ciddi bir çalışma yaptık. Yaptığımız çalışma, toplum bilimcilerle, siyasal iletişimcilerle, merkez sağdan olan isimlerle, toplumun genel farklılıklarını kuşatan o üslubu iyi bilen kişilerle, sosyologlarla, psikologlarla yürütüldü. Ortaya bir referandum stratejisi çıktı. Kendi başımıza değil, ilçe örgütümüzle birlikte hareket edelim çünkü ilçe örgütlerimiz bahsettiğim bu çalışmayı sahada tatbik edecekler yani onların elinde güçlü bir reçete var. Bu reçetenin başarı getireceğini düşünüyoruz çünkü üzerine çok kafa yoruldu. Bu süreç hiçbirimizin bireysel kahramanlık yapamayacağı bir süreç. Düşünün ben bile bu strateji adına programlarda Sayın Cumhurbaşkanımız diye cümle kurmaya başladım. Ben Recep Tayyip Erdoğan'ın o makamda olması açısından saygı duyan ama o makamın uhrevi ve aynı zaman bize kattığı bütün maddi manevi değerleri tahrif ettiğini düşünen bir siyasetçiyim ama ben bugün bu şekilde bir üslubun doğru olmadığını düşünüyorum çünkü bizim bugünkü politik hedefimiz bir genel seçimde tabanımızı konsolide etmekle beraber aynı zamanda farklı kesimlerinde reyini almaya dönük. Burada stratejiler önemli. Stratejilerin membası da bizim örgütlerimiz. Örgütlerimizle birlikte hareket etmemiz lazım.

"HAYIR ÖNDE"
Şu anda ben onu sevmem, ben bunu sevmem devri kapandı. Bir hata yapılır da evet çıkarsa kimin ilçe başkanı, belediye başkanı, milletvekili olduğunun hiçbir kıymeti yok. Politik husumetlerden kaynaklı tartışmalarla zaman kaybedecek değiliz. Birbirimizin kaşını gözünü tartışamayız. Birbirimizi seveceğiz, omuz omuza olacağız. Umutsuzluk olmasın sakın çünkü biz öndeyiz, hayır önde.

“DEVLET BİR KİŞİNİN DUDAĞI ARASINDA OLURSA KİMSE YATIRIM YAPMAK İSTEMEZ”
Vatandaşlarla meselelere temas ederken gündelik hayatın içinde bu işin nelere yol açacağını konuşmak lazım. Mesela bugün dolar 3.70'e çıktı, arada düşüşler yaşar ama çok büyük ihtimalle referanduma kadar böyle tırmanır. Bu Türkiye'de fiili bir durum olduğu için böyle oldu yani cumhurbaşkanı anayasal sınırlarını ihlal ettiği için dolar yükseliyor. Doların yükselmesinin sebebi bu. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarını ihlal etmese, parlamenter sistem tıkır tıkır işlese doların buraya gelme ihtimali yok. Malıma el koyarlar, kayyum atanır çekincesinden yatırım yapılmıyor. Bütün devleti bir kişinin dudağına sıkıştırırsak bu ülkeye hiç kimse yatırım yapmaz.

“BU İŞ ÇOK TEHLİKELİ BİR YERE GİDİYOR”
Kararnameler meclise gelmiyor. Meclisten 110 tane milletvekili çıkıp imza toplarsa anayasa mahkemesine gidiyor, anayasa mahkemesinde de 15 üyenin 12'sini cumhurbaşkanı atıyor. Yani cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan bütün başı açık kadınlar başını örtecek, başı örtülüler de başını açacak dese bunu bozabilecek hiçbir merci yok. Bu karar kanuna dönüşüyor! Trump, “9 ülkenin Amerika'ya girişini yasaklıyorum” dedi. Ne oldu? Boyunun ölçüsünü aldı çünkü denetim mekanizması var. Yargı kararnameleri bozabiliyor. Burada da bozabiliyor ama burada bozacak yargının başındakileri cumhurbaşkanı atıyor. Orada öyle değil orada seçilerek geliyor dolayısıyla çok tehlikeli bir yere gidiyor bu iş.

“DEVLETİ BİRBİRİMİZİN KAFASINI GÖZÜNÜ KIRAN BİR SOPAYA DÖNÜŞTÜRMEYELİM”
Vatandaş, “Ben zaten reisçiyim, bana ne zararı olacak ki” diyor. Tamam da bu reis Allah tarafından ölümsüzlükle mi mühürlendi? Her fani gibi eninde sonunda hayatını kaybedecek. Yerine bir tane FETÖ'cü gelirse yahut yerine senin yaşam modelini beğenmeyen biri gelirse ne olacak? O da bu kararname yetkisini senin aleyhinde kullanacak. Yahu niye biz bu devleti birbirimizin kafasını gözünü kıran bir sopaya dönüştürüyoruz ki? O geldi mi benim kafamı kırsın, ben geldim mi onun kafasını kırayım. Kimse kimsenin kafasını kırmasın kardeşim. Herkes özgürce, kardeşlik içinde, kendi inancıyla, düşüncesiyle yaşasın. Bunu iyi anlatmamız, anlatırken bu temel noktalar dikkat çekmemiz gerekiyor.

“BAŞKANLIK SİSTEMİ ÖZERKLİK GETİRİR”
Bu anayasa geçtiği takdirde şöyle bir durumla karşılaşacağız arkadaşlar; artık cumhurbaşkanı partili ya, Silivri AKP ilçe Teşkilatının Başkanı mı üstün olacak Kaymakam mı? İlçe Başkanı üstün olacak. Kaymakamın ne anlamı var? Yok. Bir süre sonra kaymakamlığa falan ihtiyaç yok diyecek, kaldıralım diyecek, bu iş nereye gider biliyor musunuz? Özerkliğe gider. Önce Kaymakamlığa ihtiyaç yoktan başlayacaklar. Teşkilat kanunu değiştirdiği an iş 4 ili şuraya bağladım, 5 ili buraya bağladım deme noktasında bir ihtiyaca dönüşecek. Bizim devlet teşkilatının içeriği Osmanlı teşkilat yapısıyla çok benzer yönlere sahip. Atatürk bilerek yapmış bunu. Modern bir devlet kurmuş ama o teşkilatçılığı da almış ki toplum buna yabancılık çekmesin. Sıfırdan bir devlet kurmak mümkün değil dolayısıyla bu bölgesel özerkliğe doğru gidecek. Özerk Karadeniz diyecek, yapar bunu! Niye? Önünde ceket iliklediği Amerikalılar böyle istiyor.


“HAYIR'LA PARLAMENTER DEMOKRASİNİN DAHA DA GELİŞMESİNE BİR ŞANS VERMİŞ OLACAĞIZ”
Değerli arkadaşlar sadece bir rejim değişikliğini oylamayacağız. Burada rejim değişikliğinin yanı sıra Türkiye'nin birliğini, beraberliğin, geleceğini oylayacağız. Esnafın durumunu oylayacağız. Yoksulun, garibanın, memurun, emeklinin, vaziyetin durumunu oylayacağız. Ya evet deyip her şeyin kötüye gitmesini sağlayacağız ya da hayır deyip parlamenter demokrasinin daha da gelişmesine bir şans vermiş olacağız.

“12 EYLÜL ANAYASASINA KARŞIYIZ”
“Siz 12 Eylül anayasasını mı savunuyorsunuz?” deniliyor. Hayır. 12 Eylül anayasasını falan savunmuyoruz biz. 12 Eylül anayasasına karşıyız biz. Bize göre seçim kanunu değişmeli, baraj kanunu tamamen kalkmalı, milletvekilleri ön seçimle seçilmeli, anayasanın birçok maddesi değişmeli, vesayet odağı haline gelen anayasa maddeleri değişerek cumhuriyet demokrasi ile taçlandırılmalı. Bu konuda netiz.

“HAYIR HEPİMİZ İÇİN EN HAYIRLISI OLACAKTIR”
Birlikteliğimiz daim olsun diyorum. 17 Nisan'da her şey çok güzel olacak. Güzel bir ülkede gözlerimizi açacağız. Ben inanıyorum ki hayır çıkacak. Hepimiz için en hayırlısı da bu olacak.”
Hazal BAŞARAN

YORUM YAP