Pazartesi, Cuma Silivri Belediye Meclisinin iki Eylül oturumunu takip ettikten sonra gündemdeki konular akılda kalırken, kalbimde ne etki yarattı diye düşündüm…
Size de anlatayım...
CHP kendi tabanına karşı ve muhalefete olma bilincini aklında tutarak, mantıklı, hatta çok sağlam bir yapıcılık sergiliyor. Volkan Yılmaz 20 yıllık siyasetçi olabilir ama topu topuna 5 aylık bir belediye başkanı. Başkan Beyin kendi düzenini kurma zorluğu, işleri kavrama sürecinin hassasiyetine, Silivri adına destek bilincini bir kenara bırakan, iktidarı kaybetme acısıyla muhalefetin; sıkıntı yaratma potansiyeli çok yüksek! Ama ucuz hesaplar yapıp kimse bunun peşine düşmedi bugüne kadar… Yılmaz'ın CHP'ye anlayış göstermesi çok kolay, CHP'nin ona yardımcı olması çok daha zor bir şeyin başarılması demektir…
CHP adına Cuma günü Süheyl Kırkıcı'nın, çöp kamyonu hibe karşılığında söz konusu firmaya herhangi bir tolerans sağlanıp sağlanmayacağı sorusu karşısında Volkan Bey'in yüzünden geçen bulutların jet hızıyla yerini güneşe bırakması tam da olması gerekendi. “Bu soruyu sorduğunuz için bir alınganlık içinde değilim, açıklama şansı verdiğiniz için teşekkür ediyorum” ifadeleri tam olarak düşündüklerini yansıtmasa da duruma en yakışanlar olduğu tartışılmaz…
Bir hukukçu söylemişti: “Müvekkilimizden davayı alırken, ‘Haklı olmanız bu davayı kazanacağımız anlamına gelmez' diye söylüyoruz baştan”…
Belediyeye kadar çıkmanıza gerek yok, kendi işlerinizi düşünün bazen her şeyi kanuna, kurala uygun olarak yapma şansınız yok. Kural ile vicdanım arasında sıkıştığım yerlerde ben çoğu zaman ikincisine uygun davranırım, kendime ihanet etmektense, bana ya da yaşadıklarıma uygun olmayan kurallara ihanet ederim : )
Karşılıklı görüşmelerde varılan anlaşmaların ardından, (komisyonda her şey konuşulup uygun görülmüş) kamuoyu önünde sorumlu tarafı zarifçe de olsa sıkıştırmanın kime ne faydası olur hiç belli olmaz…
Volkan Bey'in de böylece hiç yalan söyleyemediğini görme şansımız oldu, acemi girişimi kendini ziyadesiyle belli etti; “Alınganlık içinde değilim!” derken ‘Biz bunları konuşmadık mı, bu neyin iması şimdi' diye bağırıyordu yüz ifadesi : )
ADALETİN BU MU DÜNYA!
Üzgünüm ama ben yargıya ve adalete inancı epey örselenmiş bir bireyim. Bu konudaki düşüncemi tersine çevirecek doneler aramaktan da vazgeçtim uzun bir süre hayal kırıklıkları biriktirdikten sonra… Emine Bulut cinayetinden sonra bir süredir ana haber bültenlerini izleyesim de, izlediğim de yok… Düşünce suçuna bol keseden hapis mahkümiyetlerine hükmedilirken, adi suçlulara ödül gibi cezaların verilmesine tahammül edemiyorum. Canan Kaftancıoğlu bir siyasetçi, düşünce suçundan bir ceza alacaksa bunu toplum verir zaten… Ama cezalandırılmadığı gibi ödüllendirdi; İstanbul, neredeyse 30 yıl sonra CHP'nin adayını kendine başkan seçti… İnanın bu İmamoğlu, CHP'ye destekten ziyade karşısına dikilen anlayışa uyarıydı. Bir siyasetçiyi düşüncesinden dolayı (eyleme dönüşmediği sürece) cezalandıracak en etkili mecra toplumdur, seçmendir; ben buna inanıyorum… Toplumun sahip çıktığına yargı veya başka baskılar ile yapılanlar, cezalandırma girişimleri ters teper…
Benimsediğim de karşı çıktığım düşünceleri de var, bana göre fazla agresif de olabilir ama özgürlük adına, cesareti, yaptıkları ve söylediklerinin ardında dik duruşu için Canan Kaftancıoğlu'nu tebrik ediyorum…
Salt kötü de salt iyi de yoktur! Bir insanı severken de kötülerken de bunu unutmayın…
KEZZO
Ne zamandır gündemimizde ama önyargılarım başına gelecekleri hissetti ondan süreci uzattı galiba… Hüsnü Doğan, Kezzo ile tanışmamızdan söz ediyorum. ‘Gelir şimdi şımarık bir çocuk, ileri geri konuşur'un gerçekleşmeyeceğini söyleşimizden saatler önce dinlediğim şarkıları anlatmıştı zaten. Duruşundaki sükûnetin aksine şarkılarından yükselen öfke, insanları kendi deyimiyle uyandırmaya amaçlayan sarsıcı sözleri etkileyici… Hepimizin içinde biriken belli miktarlarda öfke var… Bir yerde okumuştum insanın elde edeceği en büyük zafer; kendisini kontrol etmesiymiş… Hayatın, koşulların, insanların tüm zorlamalarına rağmen kendi üzerinde kontrolü kaybetmeyenler çok azaldı…
Her insanın içinden kötülük ve buna ilişkin düşünceler geçermiş… Bunları hayata geçirenler ve unutup gidenler farklılaşıyor; kötü ve iyiler kısımlarında…
Birkaç önyargımı yerle bir ettiği için özellikle Kezzo'ya sohbeti için teşekkür ediyorum… Gençleri uyandırmayı amaç edindiği müziği orta yaştakileri de yıllardır taşıdıkları önyargılardan kurtarıyor…
Yetenek ve başarılarınız çoğalarak devam etsin… Ve Silivri'de müziğiniz daha çok destek bulsun, ses getirsin inşallah; buranın gönlünüzdeki yerinin ne denli özel olduğunu ifade ettiğiniz için… Yoksa sanatçılar dünyaya açılmak ister, siz ısrarla Silivri diyorusunuz…