Sevginar Sali

Bizi öldürmeyen acı, daha güçlü yapar; İNŞALLAH

Ülkelerden önce insanlar bölünüyor galiba… Hayır, öyle farklı düşünen ve yaşam tarzları olarak kast etmiyorum… O bölünme safhasını geçtik biz… Gayet muntazam bir şekilde kestik selamı sabahı, anlama çabasını, hoşgörüyü, empati kurma gayretini farklı yaşam tarzına sahip olanlar, değişik siyasi partilere destek verenler veya ideolojiyi savunanlarla…
Öyle bir bilendi ki düşünce bıçaklarımız, birine kasıtlı doğrultmasanız bile kazara ani bir harekette öfkeyle baktığınız yöndeki ile iletişiminizi kuşbaşına çevirirsiniz. Pişman oluyoruz olmadığımızı söyleyemem o duygu epey dirayetli çıktı. Ama pişmanlığımız da gururumuza yeniliyor yalnızlığımıza bakmadan açtığımız onlarca ego savaşlarının herhangi bir cephesinde…
Sözünü etmek istediğim kendi içimizde kalbimiz ve aklımızla yaşadığımız yol ayrımı…
Her günkü gibi geçtim bilgisayarda tertemiz word sayfasının karşısına yapmak istediklerim ayrı, yazmam gerekenler başka… Bir tek kişiyi bile kendi karanlığıma sürükleyemem, sürüklememeliyim… Hani eşler işte yaşadıkları sorunların çok azını paylaşır, sevdiği üzülmesin diye kendi çözmeye çalışır ya; zaten kendi çözebilir, özel yaşantınızın ortakları, iş hayatınızda ufak bir hisse sahibi olabilir ancak!
Canlı birinin ölü taklidi yapması mümkün de, ölünün canlı taklidi imkânsız!
Beyin hücrelerini kullanmadıkça öldüklerini okumuştum bir yerde… Empati, merhamet, anlayış, sağduyu da galiba kullanmaya kullanmaya ölmesine izin verdiklerimiz arasında…
Bizim en kötü günlerimiz son dönemde yaşadıklarımız olsa çok kolay silkelenir eskisinden daha hızlı yolumuza devam ederiz… Bizi asıl yoran belirsizlik bence… Önemli bir kesimin hatalarıyla yüzleşmemesi… Dış saldırılar bizleri içte toparlar ve bu da güç kazanmamıza yol açar. Tedbirli davrandığınız bir durumda başınıza gelen olumsuzluğa hazırsınızdır. Ama tedbirsizlikle gelen olumsuzluk il durumdaki sarsıntıyı, sizi devirme noktasına taşır…
Türkiye çok daha kötü günlerin üstesinden geldi… Bugün karşı karşıya kaldıklarını da atlatacak. Ağrıma giden gül gibi geçinmek, yaşamak varken kendi elimizle kendimize çektirdiğimiz eziyet… Ve kaybettiklerimizi hiçbir şeyin geri getiremeyecek olması…
Kolay zamanlarda bir işin üstesinden herkes gelir… Zor zamanlarda bayrağı düşürmemek mühim.
Ve asıl gelişimin güç koşullarda gerçekleştiğini hatırlayalım…
Bizi öldürmeyen acı, daha güçlü yapar unutmayalım…
Not: Çok uzun yazdığım ile ilgili şikâyetleri dikkate alma durumundayım bugün…

BAŞSAĞLIĞI
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik suikastı kınıyor ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum… Güzel insanların aramızdan bu kadar erken ve kötü şekilde ayrılması çok üzücü. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir olay daha eklendi tarihimize; Allah başkalarını önlesin inşallah, fırsat vermesin…

GÜNÜN SÖZÜ
“Ben bir kuşum. Diyelim bir papağan veya bülbül. Birisi bana ‘Başka türlü öt' dese bunu yapamam. Çünkü benim özüm de, dilim de buna aykırıdır ve diğer kuşların dilini öğrenip taklit eden birisi gibi davranamam, davranmam uygun olmaz. Çünkü bunu yapan kuş değil, bilakis kuşların düşmanı veya avcısıdır. Kuşların sesini taklit ederek ıslık çaldığında onu kendilerinden sanırlar. Gel gelelim bu ıslık sahte bir ötüştür ve kuşlara ancak zarar verebilir. Üstelik o ıslığın sahibi başka bir yerde başka kuşları da taklit edebilir. Taklit, fıtrat değildir; sahtedir, ödünçtür, geçicidir.”
*İskender Pala

YORUM YAP