Başarı asla tesadüf değildir diyerek başlamak lazım söze...
İlk 11 de 9 Avrupa liglerinde oynayan futbolcumuz ile ortaya çıkan 2 maçta 6 puan, bize ülkemiz ile Avrupa'nın futbol mantalitesi farkını açık şekilde ortaya koydu...
Fransa 2. liginden bir oyuncu olan 25 yaşındaki Umut Meraş'ın, Hollanda ve Norveç karşısında nasıl üst seviye liglerden bir oyuncu olgunluğunda oynadığını görünce bizim Süper Lig değil de 1. Lig maçlarını getirdim aklıma, mümkün olabilir miydi?...
Tabii ki iki maç sonunda hiç bir şey belli olmaz ancak kaleci dışında bir mevki de yeterli seviyede sporcu yetiştiremememizi muhakkak iyi analiz etmek gerekiyor...
Neden Avrupa'ya transfer olan futbolcularımız kısa sürede seviye atlıyor veya tamamen orada yetişenler nasıl oluyor da bu denli ön plana çıkabiliyor...
İnsan yapısı diyemeyiz bizim çocuklar çünkü hepsi...
Tugay Kerimoğlu'nun bir anısı belki de bize bir ipucu verebilir diye düşünüyorum...
Bir sohbetinde şöyle anlatıyordu Kerimoğlu; “İngiltere'de oynarken maçı 5-0 dahi kaybetsek, akşam eşimi alıp şehirde bir restoran da yemek yiyebiliyorduk, kimse bize sataşmıyor, kimse bize ters bakmıyordu, Galatasaray'da olası bir yenilgide günlerce dışarı çıkamazdık...”
Bir işte başarılı olmanın en temel yolu rahat olmak, stres yaşamamaktır...
Stres dozu yükseldikçe, hem başarısızlık ihtimali yükselir, hem de fanatizm ve düşmanlık artar...
Buradan yola çıkarak, hem bizim çocukların ilk 11 de 9 futbolcusunun Avrupa liglerinde oynamasını, hem de Sevgili Tugay'ın anlattığını yan yana getirdiğimizde görüyoruz ki Avrupa'da futbol sadece sahada oynanan ve orada kalan bir iş...
Sevgili Yılmaz Erdoğan geldi aklıma, yorumu enfesti; “Maç 90 dakika yorumu bir hafta, arkadaş hadiseden uzun yorum olur mu?”
Anladığımız o ki Avrupa'da bizim gibi 90 dakikalık maçı 7 gün konuşmuyorlar, sürekli sürekli hataları, yanlışları göz önüne getirmiyorlar, stres ve gerginlikten beslenmiyorlar, bu rahatlıkta gelişim için oyunculara fırsat tanıyor, bu kadar net...
Dünya Kupası yolunda önümüzde daha çok maç var ve muhakkak hepsi bir birinden zorlu geçecek...
Ancak ilk iki maç gösterdi ki biz 2022 Dünya Kupasında olabiliriz...
2002'den tam 20 sene sonra bir Dünya Kupasına katılmak bizim çocukların önemli bir başarısı olacak...
Daha da önemlisi takıma katılacak Cengiz gibi Merih gibi İrfan Can gibi isimleri düşündüğümüzde önümüzdeki yaz gerçekleştirilecek Avrupa Şampiyonasında önemli işlere imza atabilir ve hatta yıllar önce Danimarka'nın yaptığı gibi bir şampiyonluğa imza atabiliriz...
Sadece ama sadece yönetimiyle, taraftarıyla, basınıyla, bizim çocukları ve teknik ekibi rahat ettirelim, stres yaptırmayalım yeter...
Not: Hürhaber okurlarına merhaba, artık her hafta sizlere, özellikle futbol ve basketbol üzerine, ülkemizden ve dünyadan maçları, olayları yorumlayacağım...
Umarım keyifli yazılar ile düşüncelerinize tercüman olabilirim...
Beni Hürhaber ailesine dahil eden Sevgili Sevginar Sali ve Sevgili Renginar Sali'ye teşekkür ediyorum...