Bu kadar detay yoktu.
Kemik sesleri duyuluyordu.
Devre arasında bile su verilmiyordu.
Şekerli limonla idare ediliyordu.
Kaleciye geri pası vardı.
Santra öne doğru başlıyordu.
Rakibi görünce geri dönen, pas alacak adan arayan oyunculardan çok rakibin içinden geçen top cambazları vardı.
Az koşuluyor ama çok iş yapılıyordu.
Bizim zamanımızda top oynamak daha zordu ama keyifliydi. İyi topçular vardı. Forma aşkıyla takım ruhuyla oynayan iyi topçularla sevdiğimiz oyun günümüzde aşırı profesyonelleşerek futbolla dönüştü ve sistemler, istatistikler, bahis oranları, menajerler işin içine girdi.
Artık herkes görev adamı oyuncular koşu mesafelerine top kapma sayılarına, atlama zıplama oranlarına göre değerlendiriliyor.
İstatistiki verileri ortalamanın üzerinde olan ve sürdürebilen bir takım peşinde herkes. Penaltı atmaz, şut atmaz, çalım atmaz iki metreye pas atamaz ama her maç 12 km koşuyor diye milyon Euro alan oyuncular var artık.
Futbolun dili bile değişti. Yorumculara yorumlara bakın izlediğimiz maçı bize ilimsel, bilimsel ifadelerle öyle farklı anlatıyorlar ki vay be maçın içinde neler olmuş diye şaşırıyoruz!!!
Testler takviyeler, diyetisyenler, doktorlar maç başı ödemeler, primler her şey ful. Devre arası beklenmeden su molası veriliyor. Maç sonu koridora mutfaklar kuruluyor, herkes görevini yerine getiriyor ama oynanan oyun eski tadı vermiyor.
Hala degaj atılıyor, duran toplar ceza sahasına dolduruluyor, korner atışları penaltı noktasına doğru kesiliyor. Caner 10 yıldır Gökhan'ın kafasına çarptırıyor.
Bizim zamanımızın iyi topçuları şemdi oynasalar bunların hepsini kafa kafaya vurdurur, belini kırardı diyenlerden mi, takıma giremezlerdi diyenlerden misiniz?
Henüz ligin başı olmasına rağmen gönderilen teknik adam haberleri artıyor. Teknik adamların takıma, oyuna, skora etkisi katkısı tartışma konusudur. Kulübün şartları oyuncu profili önemli faktör olmakla beraber teknik adamların ne dediği ardından ne yaptığı önemlidir.
Bunun ölçüsü oynanan oyun ve skor tabelasındadır.
Elinden gelenin en iyisini yapanlar değil yapılması gerekeni yapanlar kalıcı oluyor.
Erol Bulut ve Çağdaş Atan bu anlamda fark yaratarak dikkat çekiyor. Oyun oynanırken rakibe skora, süreye göre farklı hamlelerle oyuna müdahale ederek oyunun akışını etkiliyorlar.
Hamlelerinin yetersiz kaldığı sürenin yetmediği kaybettikleri maçlar da olacaktır ama vizyon misyon olarak umut verici görüntüler veriyorlar…