“Bizimkisi karıncanın ateşe taşıdığı su misali”
Konut Projeleri ve inşaatları, Yapı Malzemeleri, Yangın, Sanayi, Sıhhi su, Doğalgaz tesisatları hizmetlerinde bulunan Yıldırımlar Yapı, Silivri’de aynı zamanda eğitim ve spor gönüllüsü olarak da tanınmakta. "Eğitim Gönüllülerimiz” söyleşi yazımızın bugünkü konuğu aile firmasını temsilen Cengiz Yıldırım. Yıldırım’la yaptığımız sıcak ve samimi sohbette eğitime bakış açısını, öğrencilik hayatını, okullarımız ve ihtiyaçları, eğitim camiası ve hayata dair daha birçok şeyi konuştuk. Üniversite öğrencilerine burs veren, Çağrıbey Ortaokulu’na mutfak, Ertuğrul Gazi Ortaokulu’na yemekhane kazandıran, Selimpaşa İMKB Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi’nin gösteri salonun yenilenmesinde parke desteğinde bulunan firma, ilçemiz eğitim eğitiminin daha sağlıklı koşullarda verilebilmesi adına elinden geldiğince destek olmakta.
"NASIL GÖRÜNÜYORSAK ÖYLEYİZ”
Renginar SALİ: Cengiz Yıldırım kimdir? Nasıl bilinmek ister?
Cengiz YILDIRIM: Bizler nasıl görünüyorsak öyleyiz. Muhtemelen herkes kafasında bizleri bir yere koymuştur. Faydalı olduğumuz bütün yönlerimizle insanlar tarafından bilinmesi fayda sağlar ve örnek teşkil eder. Yaptığımız katkıları çok da gizlemeyelim ama çok da ön plana çıkarmayalım. Silivri’de meşgul olduğumuz iş kolları zaten belli. Hangi basamaklarda yürüdüğümüz az çok bizi tanıyanlar tarafından bilinmekte.
"ÖNEMLİ OLAN EĞİTİM KAPISININ ANAHTARINI ALMAK”
Renginar SALİ: Eğitime bakış açınız nedir?
Cengiz YILDIRIM: Eğitim olmazsa olmaz. Aslen Erzurumluyuz. (1989 yılında Silivri’ye yerleştik. İlkokul 3. sınıfa gidiyordum.) Hayvancılığın yaygın olduğu o yöredeki halkımızın bir sözü vardır: "Eğitimini al dana otlat”. Bu anlamda geçmişten beri eğitimin önemini bu sözden anlıyorum. Halk arasında eğitimin önemi öyle ön plana çıkıyor ki, kişi başka bir iş kolunda iş bulamasa dana otlatsa bile eğitimini mutlaka almalı çünkü bu alanda da faydalı olur. Eğitim şarttır. Eğitim, insanların zihni, fikri, duruşu ve bakışını bile değiştirir. Cahilliği ortadan kaldırır. İnsanlar arasında saygı, sevgi ve hoşgörü kültürünü geliştirir. Eğitim bu anlamda çok önemli ve sınırı yok. Beşikten mezara insan muhakkak her bir şeyler öğrenmeli. Ülkemizde eğitim çeşitli yaşlarda ve okullarda gerçekleştiriliyor. Bunlar tamamlandıktan sonra da devam ediyor. Hayat bir okul zaten. Başlangıcında önemli olan eğitim kapısının anahtarını almak. Kişi okulda almış olan eğitimi yaşamında da devam ettirdiği sürece kendini daha da geliştirebiliyor. Ülkemizdeki zorunlu eğitim döneminden herkes istifade etmeli. Eğitim her şeyin başında gelir.
"BAŞARILI BİR ÖĞRENCİYDİM, ÇALIŞMA HAYATINA ERKEN BAŞLAMAK ZORUNDA KALDIM”
Renginar SALİ: Cengiz Yıldırım nasıl bir öğrenciydi? Bugün nasıl bir öğrenci olurdu?
Cengiz YILDIRIM: Eğitim hayatıma çok okul değiştirerek başladım. Bu ailemizin yaşam koşullarıyla alakalıydı. Daha okula başlamadan önce, Erzurum’da ikamet ederken amcam Ömer Yıldırım evlenerek Silivri’ye yerleşti. Anadolu kültürünü siz de bilirsiniz kardeşler birbirine çok bağlılar. Yengem gündüzleri yalnız kalmasın diye, amcam babamdan benim onlarla burada oturmamı talep ediyor. Çocuk yaşta tam da 6 yaşında koruma görevlisi misali Silivri’ye geliyorum. Amcamlarla bir yıl kaldım. Eğitim hayatıma Turgut Reis İlköğretim Okulu’nda başladım. Aklı başında deniliyor ya öyle bir çocuk yapısına sahiptim. Sınıf Öğretmenim Menekşe Solmaz’dı. Kendisi eski Kaymakamımızın eşi. Burada yarım dönem okudum. Bu arada bir de Sınıf Başkanı seçildim. Başarılı bir dönem geçirdim. Yarıyıl tatilinde babam beni görmeye geldi. Ondan ayrılamadım ve memlekete birlikte gittik. Bir yıldır annem ve kardeşlerimi görmediğim için de onlardan ayrılmak istemedim ve Silivri’ye dönmedim. Birinci sınıfın ikinci yarısına Erzurum’da devam ettim. Anadolu’da şartlar zor tabi. Hala da zor. Orada bir sırada beş kişi oturuyor. Biz burada alışmışız iki kişi oturuyoruz, yanımızda beslenmemiz, kalemimiz silgimiz her şeyimiz nizami. Oradaki okul şartlarını görünce ben garipsedim. Benim buradaki yarı dönem okul seviyem oradaki üçüncü sınıfa denk geliyordu. Lisan kırıklığı da var. Oradaki 5. sınıf öğrenci kendini ifade edemiyordu. Öğrencinin durumu zordu. Önce Türkçe öğrenmeleri gerekti. Ben tabi burada çözdüğüm için rahattım. Öğretmenlerin bana İstanbul’u ve tarihi yerlerini sorduğunu hatırlıyorum. Okul müdürü ve öğretmen üçüncü sınıfa devam etmem gerektiğini söyledi. Bu sefer de o öğrencilerin yanında fiziksel olarak küçük kaldım. Bu sefer "Bu çocuk burada ezilir” dediler. Bu yüzden aynen devam ettik. Başarılı bir öğrencilik dönemim oldu. Birinci sınıfın yarısını, ikinci sınıf ve üçüncü sınıfın yarısını okuyup bu sefer ailemle Silivri’ye gelip yerleştim. Şu anda Nurullah Baldöktü İlkokulu’nda görev yapan Cemile Dirik hocam var, o benim Erzurum’daki ikinci ve üçüncü sınıfların bir kısmında öğretmenimdi. Alipaşa’ya yerleştik biz. Alipaşa İlkokulunda devam ettim. Geçen yaptığım ziyarette anılarım tazelendi. Belediye bir bölümünü kreş, bir bölümünü de halk evi yapmış. 4. Ve 5. sınıfı orada tamamlandım. Yaşımız biraz iş pozisyonuna uygun hale geldi. Günümüz çocuklarının aileleri gibi biz ekonomik anlamda rahat değildik bu yüzden de çalışmak zorundaydık. Altı kardeştik, babam ceketini almış gelmişti. İlkokul dördüncü sınıfta 10 yaşında çalışma hayatına atıldım. Ailecek çay ocağın işletmeciliğine başladık. Gazi İlköğretim’de ortaokulu tamamladım. Ondan sonra tamamen iş hayatına atıldık, eğitim açıktan devam etti.
"HER ÇİLELİ YOLUN BİR RAHATLIĞI VARMIŞ”
Bugün yine başarılı bir öğrenci olurdum. Bizim hayat çizgimizi doğarken Allah çizmiş. Bizim eğitim sürecimiz buraya kadarmış. Bugünkü şartlarda okuyabilseydim olabilecek en vasıflı mesleği edinirdim. Bu doktor, mühendis, mimar, avukat olur. Ama daha çok futbolcu olmak isterdim. O dönemlerde Hakan Şükür’ler, Tanju’lar popülerdi. Ailem beni frenlerdi. Şu anda işletmemizde bu vasıflarda beraber yol aldığımız arkadaşlarımız var. Her çileli yolun bir rahatlığı varmış. Ben bunları yaşadığım ve bildiğim için eğitime dair ihtiyaç sahibi veya çözülmesi gereken sorunlar varsa imkanlarımız dahilinde gayretle yardımcı olmaya çalışıyoruz.
"MEKANLAR DEĞİL, ASIL VERİLEN EĞİTİM VE EĞİTİCİ ÖNEMLİ”
Renginar SALİ: Nasıl bir okulda okumak isterdiniz?
Cengiz YILDIRIM: Seçici değilim. Eğitimi yapmak isteyen çadırda da yapar. Mekanlar çok da önemli değil. Eğitici ve eğitilen çok önemli. Karşıdaki ne anlatıyor, anlamak isteyen hakikaten anlamaya gelmiş mi? Okul hayatımda çok öğretmen değişti. Gelip hakikaten dersini anlatmak isteyen de var, tahtaya şu sayfayı açın deyip gazetesini okuyan biliyorum. Vicdanen işin hakkını vermeleri lazım. Bu sadece eğitim camiasında da değil, her sektörde böyle. Mühendis alıyoruz bir bakıyoruz ki vasfının adamı değil.
Tabi günümüzde deneyler olsun, bazı etkinlikler olsun, görsel veya örnekleriyle anlatmak gerek. Öğrenciler bu şekilde daha kolay anlıyor.
"HAYAT SİZİ GERÇEKLERLE YÜZLEŞTİRİYOR”
Renginar SALİ: Hayat size okulun öğretemediği neyi öğretti?
Cengiz YILDIRIM: Her çocuğun bir an önce 18 yaşını doldurma isteği var. Bu bende de vardı. Çünkü bir şey yapacağım kanun veya aile karşı. Erişkinliğe geldikten sonra hayatın gerçekliğiyle yüzleşiyorsunuz. Acısıyla, tatlısıyla, varlığıyla, yokluğuyla, candan dostlarla ya da candan görünüp de dost olmayanlarla tanışıyorsunuz. Bu gerçeklerle çok yüzleştik. Paranız için o gün yanınızda var olanları öğreniyorsunuz. Okul hayatından sonra gerçek yaşam bunları öğretiyor.
"ÇOK KARIŞTI VE VERİMLİ OLMADI”
Renginar SALİ: Günümüz eğitim sisteminde size göre eksiklikler neler?
Cengiz YILDIRIM: Bana göre bazı eksiklikler var tabi ama ben o programı yapanlar kadar da bilgili değilim. Eğitim sistemiyle çok fazla oynandı. Çok karıştı ve verimli olmadı. Yeni sınav varyasyonları çıktı. Bu sefer öğretmenlerin de kafası karışıyor, hangi yönden eğitim vereceklerini şaşırdılar. Muhtemelen daha iyisini bulmak için bu tarz programlar yapılıyor ama biraz da sanırım siyasetle alakalı. İnşallah daha iyisi olur, hem öğretmen hem öğrenci rahat eder. Her sene kitap ve forma değiştiriyoruz.
"DÖRT DÖRTLÜK OLAN OKULLARIMIZ SAYILIDIR”
Renginar SALİ: Sizce okullardaki en büyük eksiklikler ve ihtiyaçlar neler?
Cengiz YILDIRIM: Okullar eski düzene göre yapılmış. Şimdi ilkokullar, ortaokullar ayrıldı. İdareciler iki dersliği yemekhane yapmak zorunda kalmış. İlkel koşullardayız. Onları da çok yadırgamıyorum. Yapacak bir şey yok. Eksiklerimiz var çünkü bugünkü sisteme göre inşa edilmemiş. Spor salonlarımız yok. Eğitim sistemiyle okulların fiziki yapısı birbirleriyle örtüşmüyor. İdareciler bir şeyler yapmaya çalışıyor, bu sefer işin içine maddiyat giriyor. Velilere oradan da bir yük geliyor. Ben bir veli olarak çocuğumun iyi bir yerde yemek yemesini isterim. Yemekhanesi, kapıda güvenliği, spor salonu, temizlik hizmeti olan bir okulu tercih ederim. Dört dörtlük olan okullarımız sayılıdır. Onlar şanslı okullarımız ve öğrencileri. Oralarda okuyanlar kıymetini bilsin.
Ağaç yaşken eğilir. Çocuklarımıza iyi şartlar sunmalıyız, öğretmenlerimiz kendilerini rahat hissetmeli ki sağlıklı bir eğitim hizmeti verilebilsin. Ben kendim bunu yaşadım. Küçük yaşta alınan ve yaşananlar unutulmuyor.
"ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİMİZİN RAHATLIĞI BİZİ MUTLU EDER”
Renginar SALİ: Destek olmaya, katkıda bulunmaya nasıl karar verdiniz?
Cengiz YILDIRIM: Biz tabi bunları atlattık, iş kurduktan sonra sosyal çevremiz bize ulaştı. Acil ihtiyaçlar konusunda yardım talebinde bulundular. Eğitimin önemini bilen biri olarak gelen taleplere cevap verdik ve gerekli katkıları sağladık. Bir dikili ağaç misali bir yerlere bir şey yaparak insanlığa fayda verdiysek ne mutlu bizlere. Belki de yemekhaneler, salonlar, mutfaklar okullarımızın işini kolaylaştırdı, öğretmen ve öğrencilerini rahat ettirdi. Bu da bizi mutlu eder. Ülkemiz ve toplumumuz için yararlı birer birey yetişiyordur inşallah.
"BAŞARILI KİŞİLER HAKSIZ YERE GÖREVLERİNDEN ALINDI”
Renginar SALİ: Eğitim camiasında olup bitenleri nasıl yorumluyorsunuz?
Cengiz YILDIRIM: Gözlemlediğim kadarıyla eğitim camiası bir siyasi çemberin etrafında toplanmış. Eğitimi bu tarz şeylere alet etmemek lazım. Arkadaşları tenzih ederim ama bazıları şu sendikanın başkanı, iktidarda olan tarafa yakınsa o avantajlı, olmayan dezavantajlı. Eğitimciler arasında bir iç çatışma, kutuplaşma var. Çok başarılı öğretmenler biliyorum, sınav mevzusu oldu bazı yerlere giremediler. Müdürlükten alınıp öğretmenliğe dönenler oldu. Hiç hak etmeyen bazı arkadaşlar da o görevlere getirildiler. Kişilere bir şey demiyorum ama sistemin iyi olmadığını söylüyorum. Birini sevindirip diğerini üzmemek lazım, hele hakkını hiç yememek lazım. Haksızlığa uğrayan bir eğitimciden verimli çalışmasını bekleyemezsiniz. Bunun zararını çocuklarımız görüyor.
"OKULLARA ÖDENEK VERİLMELİ”
Silivri’deki eğitime Belediye Başkanımız Özcan Işıklar da büyük katkılar sağlıyor. Ama okullarımızın eksiklikleri çok tabi. Milli Eğitim’in bütçesi iyi bir şekilde hazırlanmalı. Okullara belli bir ödenek verilmeli.
"BİZİMKİSİ KARINCA MİSALİ”Renginar SALİ: Son olarak ne
söylemek istersiniz?
Cengiz YILDIRIM: Bizim sunduğumuz katkı karıncanın ateşe taşıdığı su misali çünkü eğitimin yada sosyal alanlardaki hizmetlerin ihtiyaçları çok. Biz aile şirketi Yıldırımlar Yapı olarak bir damla suyu yetiştirip katkı sağlamak niyetindeyiz. Umarım bu tarz adımları çevremizde imkanları daha uygun olan arkadaşlarımıza, dostlarımıza bir farkındalık yaratıp örnek teşkil eder. Zaman zaman spor ve eğitim alanında bizden sonra ikinci adım atanları da görünce çok mutlu oluyorum. Tatlı bir yarış oluyor. Daha iyi bir eğitim ve çevre oluşmuş olur.
"BÜYÜKLERİMİZ ADINA OKUL, CAMİ VE SPOR SALONU BIRAKMAK HEDEFİMİZ”
Silivri’de çok güzel okullar, camiler, spor salonları yapan hayırsever iş adamlarımız var. Allah onlardan razı olsun. Eser bırakmak çok önemli. Bizim de inşallah hedeflerimiz, bütçemiz de buna elverişli olduğunda büyüklerimiz adına bir okul, cami ve spor salonu yaptırmak. Bunlar için şimdiden birikim yapmaya çalışıyoruz.
Renginar SALİ