1970'lı yıllardı. Fenerbahçe başkanlığına rahmetli Emin Cankurtaran seçilmişti. Cankurtaran iyi bir Fenerbahçeli olduğu kadar girişimci ruhuyla Sarı-lacivertli kulübü zirveye taşımayı amaçlıyordu. Türk futbolunun o zamanki yıldızı Cemil Turan'ın bile transferi büyük olay yaratmıştı. Cankurtaran pahalı transferler yapıyor ve Türk futbolunun da üstüne çıkacak bir ekip yaratıyordu. Ama önemli bir hocada takımın başına geçmeliydi. Brezilya futbolunun büyük ismi, Pele'nin bile ''Ben onu örnek aldım'' dediği Didi Fenerbahçe'nin teknik direktörü oldu. Didi takımın başına geçer geçmez takımın kaptanı Ziya Şengül ile Fuat Saner'i kadro dışı bırakınca ortalık ayağa kalkmıştı. Didi Fenerbahçe'de gerçekten büyük işler yaptı. Ama 1975 sezon başında Benfica maçında alınan 7 gollü yenilgi Didi'nin de sonu oldu ve ülkesine döndü.
Fenerbahçe sonraki yıllarda takımın başına iyi hocalar getirdi. Bunlardan biri de Zico'ydu. Ama o da iç çekişmeler yüzünden bıraktı gitti. Daha sonra Fenerbahçe 2010 yılından sonra lige ağırlığını koyamadı ve üçüncü yılına girmeye hazırlanan başkanı Ali Koç'ta ''yaraya merhem'' olamadı. Ama şimdi aylardır takımın başına hoca aranıyor. Yalçın Koşukavak'dan Hüseyin Eroğlu'na, Erol Bulut'dan Christoph Daum'a kadar uzanıyor. Ama aralarında biri var ki, o da kimsenin ''hayır'' diyebileceği biri değil.
BLANC'IN BİR SENEDİR PEŞİNDELER
Fenerbahçe 2018 yılında Cocu'dan ayrıldıktan sonra Comolli vasıtasıyla Blanc ile temasa geçmişti. Blanc 'enteresan' bir kişilikti. Futbola Montpelllier 'de başlamış, Napoli, Nimes, St.Etienne, Auxerre, Barcelona, Marsilya, İnter ve Manchester United formaları giymişti. Başarılı bir futbolculuk geçmişi vardı. Hocalık yapmaya Bordeux'da başlamış, hele hele 2010 yılında başına geçtiği Fransız Milli takımı ile büyük başarılara imza atmıştı. Ama bir İspanya yenilgisi onun sonu olmuştu. Zamanının ''dünyanın en iyi savuma'' oyuncuları arasında gösterilmişti. Hocalığı da ''boş'' değildi. 2013'de St.Gemain'in başına geçti. Tam üç yıl kaldı. Alkışlanacak sonuçlar aldı. 2016'da ayrıldıktan sonra kendini eşi ve üç çocuğuna verdi. Şimdi adı Fenerbahçe'de en üstlerde geziyor. 1998 yılında Fransız milli takımı ile dünya kupasını kaldıran Blanc'ın istediği kadroyu Fenerbahçe kurabilir mi bilinmez. Balnc burada o imkanı elde edebilir mi, o da bilinmez. Bilinen bir tek o ki, o da bu kadroyla yola çıkmaz ve yürümez.
MURIÇ REKORU KIRAR MI?
Fenerbahçe'de bir ara eski başkan Aziz Yıldırım Real Madrid'in geçtiğimiz günlerde ''konoravirüs'' den vefat eden eski başkanı Sanz ile arası çok iyiydi. Yıldırım uyanık davranır elindeki kaliteli futbolcuları devamlı yüksek paralara Madrid'e gönderirdi. 2000 yılında Fenerbahçe'de oynayan Elvir Baliç tam 22 milyon euro'ya Real Madrid'e transfer olmuştu. Aziz Yıldırım 1999 sezonunda da Okocha'yı da 13 milyona Real Madrid'e göndermiş ancak aynı paraya son anda St.Germain kapmıştı. Şimdi gözler Muriç'de. İngilizlerin iddiasına göre Tottenham ne pahasına olursa olsun Muriç'i almak niyetinde. Vedat Muriç eğer 25 milyon euro'ya giderse hem Elvir Baliç'i hem de Cenk Tosun'u geçmiş olacak.
SÜLEYMAN SEBA'I UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?
Beşiktaş'ın ''efsane'' başkanı Süleyman Seba vefat edeli tam 6 yıl oldu. Ama Seba'yı unutmak mümkün mü? Ben mesleğe Londra dönüşü MİLLİYET'te başlamıştım. St.Georg'lu olduğum için Almanca ve İngilizcem çok iyiydi. Beşiktaş kulübünde zaman zaman antrenmanlara gider ve takımı takip ederdim. Hocalar genellikle yabancı olurdu. Beşiktaş'ın futbol şube başkanı Süleyman Seba'ydı. Seba her antrenmanda kenarda oturur ve antrenmanı izlerdi. Biz de onun dibinden ayrılmaz ve ağzından çıkacak bir kelimeyi bile değerlendirmeye alırdık. Sonra ağabey- kardeşliğimiz daha da gelişti. Başkanlığı döneminde de, sonrasında da birçok kez bir araya geldik. Vakur, tutarlı, centilmen ve özü-sözü bir adamdı. Hatta adamdan da öteydi. Nur içinde yatsın…