Sevginar Sali

Borç edebiyatında farklı bir hikaye!

Geçtiğimiz dönem Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın öne çıkan serzenişlerinden biriydi; Kamu kurumları için tahsis edilen belediye yerlerinin satın alınma taleplerinin karşılanmaması ya da en azından borçlar karşılığında mahsuplaşma taleplerinin kabul görmemesi.
Bu sabah Mecliste, Tapu Binası yerinin Maliye Bakanlığı'na, belediyenin kamu borçlarından mahsuplaşma yöntemiyle devri gündeme alındı. Bu son devir ile birlikte Yılmaz Döneminde yaklaşık olarak 10 Milyon'luk bir mahsuplaşma gerçekleşmiş olacak.
Yani Silivri Belediyesi, kamu kurumlarına ve kamu hizmeti için verdiği yerlerini (planlamadan kazandığı yerler) borçlarını ödeme hususunda değerlendirmiş olacak.
CHP adına söz alan Grup Sözcüsü Süheyl Kırkıcı, “Biz de çok talep ettik ama hiç olumlu görüş alamadık” dedi. Yılmaz da bunun siyasi bir yaklaşımdan kaynaklanmadığını anlattı ama ikna edici oldu mu? Tartışılır.
Kişisel görüşümü söyleyeyim; MHP'e bir iltimas yok ama CHP'ye yapıldığı gibi kolayca bir toptan ret etme yaklaşımı da söz konusu değil, olamaz çünkü ittifak var. Bunun yanında Hükümet ve kurumları ve de siyasi temsili noktasında Silivri herhangi bir MHP'li belediye değil İstanbul'da 50 yıl sonra partinin kazandığı bir yer ve değerde; vitrinde.
Kendi savımı desteklemek için bir bilgi daha ekleyeyim…
Geçmiş Dönem AK Partili Belediye Başkanlarımızdan Hüseyin Turan'ı aradım… Siyasi iktidar bu hususta bir kayırma yöntemi izleseydi AK Parti'nin AK Parti olduğu dönemlerde Hüseyin Turan'ın Belediye Başkanlığında Silivri Belediyesinin devlete tek kuruş borcu kalmazdı!
Volkan Yılmaz'ın yönetimsel becerisi tabi ki etkili ama başardıkları göz önünde bulundurulduğunda tek başına yeterli gelmeyebilirdi. MHP'nin, ittifakın Silivri açısından faydaları aşikar. MHP'nin genel siyaset politikalarına son dönem çok da olumlu bakmayanlardan biri olarak Silivri'ye yararlarını görmezden gelemeyiz diyorum. İttifak ile kayıpları olduğuna dair en ufak düşünceye sahip olan AK Partililer Silivri'nin kazandıkları ile pek ala teselli bulabilir. Kaldı ki bugün Yılmaz'a, kim bilir yarın onlardan birine; ittifaka sadakatin ödülü olur zararı olmaz.
Bu bağlamda Silivri Belediyesinin mali yapısı ile ilgili bir diğer konuya daha değinmeden geçmek istemiyorum…
Yılmaz üçüncü kez Meclis'ten, borçlanma yetkisi talebini yeniledi. İlk iki yılda aldığı yetkileri kullanmadı. Üçüncü senesinde de, çok olağanüstü şartlar gelişmez ise (Zaman ne getirir bilinmez ama en olağanüstü şartları iktidarının ilk iki senesinde yaşadığını biri Başkan Bey'e söylesin bence : ), kullanmayı düşünmediğini deklare etti… İhtiyaç doğduğunda da isteyebilir ama yokken ve kullanmama düşüncesiyle talep ediyor. İmkân varken kolaya kaçmamak ile kendi iradesini mi test ediyor, bize mi fazladan bir şey anlatmak istiyor bilmiyorum. Borç batağı içindeki belediyeler algısından Silivri'yi uzaklaştırarak yerel yönetim konusunda ciddi bir farka doğru yol aldığı ise aşikar. Mali açıdan can çekişen belediyeleri yönetme talebindeki enflasyon gözümün önüne geliyor da kendi ayakları üzerinde sağlam duran yapıya yönelik artışı düşünemiyorum. Yılmaz da düşünmüyor belli ki : ) Geldiği günden beri kendisini düşündüğünü hiç hissettirmedi varsa yoksa Silivri… O kadar yabancı ve uzak kalınca olması gerekenleri yadırgıyoruz. Bu dönemden sonra kimler kalır, kimler gider zaman gösterecek ama borç edebiyatının biteceği kesin görünüyor. Bunları neden mi söylüyorum? Bakarsınız yüklü bir mahsuplaşmayı kısa bir süre içinde daha konuşur, sonra yenilerini, tasarruf ve gelir arttırıcı farklı yöntemler ile tanışır kaynaşırız önümüzdeki süreçte…
Uzun lafın kısası Silivri'de belediyecilikte bu dönem ‘borç edebiyatı'nda klişeler arasında yer alacak bir eser değil farklı bir hikaye yazılmaya başlandı bile…

YORUM YAP