Boyoğlu: Düzen gericiliğiyle hesaplaşmayı sandığa taşıyalım

Boyoğlu: Düzen gericiliğiyle hesaplaşmayı sandığa taşıyalım

30.05.2018 12:19:22

Silivri'de yurttaşlarla bir araya gelen Bu Düzen Değişmeli Platformu'nun İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Atakan Boyoğlu, Türkiye halkına sömürü çarkına hizmet eden kapitalist düzenin aktörleri arasında tercihte bulunmayı reddetme çağrısında bulundu.

Bu Düzen Değişmeli Platformu'nun 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Atakan Boyoğlu, 26 Mayıs Cumartesi günü, Çevre Derneği Çay Bahçesi'nde seçim toplantısı gerçekleştirdi. Paranın saltanatına, bağnazlığın karanlığına, emperyalizmin boyunduruğuna karşı Sosyalist Cumhuriyet için tüm alanlarda örgütlü olarak mücadele vermeye davet eden Boyoğlu'na toplantıda Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi Gülçin Uz, partililer ve vatandaşlar eşlik etti.

“SİZLERİ BU DÜZEN DEĞİŞMELİ PLATFORMU'NUN BAĞIMSIZ ADAYLARINA OY VERMEYE VE SOSYALİZMİN BAYRAĞINI YÜKSELTMEYE DAVET EDİYORUM”
TKP'nin yasal zorunlulukları yerine getirmesine rağmen seçimlere sokulmadığını belirten Atakan Boyoğlu, seçim arenasında emekçileri seçeneksiz bırakmamak ve sosyalizmin sesini daha fazla yaygınlaştırmak için “Bu Düzen Değişmeli Platformu” adı altında bağımsız adaylarla seçimlere girildiğini söyledi. Boyoğlu, “TKP 90'lı yıllardan beri seçime katılan bir parti olmasına rağmen seçime katılması hukuksuz bir biçimde engellendi. Çünkü YSK bu aralar Tayyip Erdoğan dışında herkesin üstünü çizmeye meyilli olduğu için bizim de kimi örgütlerimizin üstünü çizerek seçime girme yeterliliğimizin olmadığına karar verdi. İtirazımızı da reddettiler. Biz de sosyalizmi seçeneksiz bırakmamak için seçimlerde bağımsız adaylarla meclise girmeye çalışıyoruz.
Biz her seçimde bize alternatifmiş gibi parlatılan adaylardan artık bıktık. Artık kendi örgütlü gücümüzün, sesimizin, haklarımızın ortaya çıkarıldığı bir mücadele sürecinin daha öne çıktığı bir düzen murat ediyoruz. Örneğin biz parasız eğitim hizmeti istiyoruz. Eğitimin bilimselleştirilmesini istiyoruz. Bunu canı gönülden istememize rağmen bunu istemeyen adaylara gidip seçimde kendimize en yakın seçenekmiş gibi oy vermeye mecbur bırakılıyoruz. Biz artık bundan sıkıldık. Biz artık kendi seçeneğimizi toplumsallaştırmak istiyoruz. Bunu temsil edilebilir hale getirmemiz lazım. Bu yüzden bağımsız adaylarla seçime girmeyi tercih ettik.” diye konuştu.

“HALK KENDİ GÜCÜNE, ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE GÜVENMELİDİR”
Bu Düzen Değişmeli Platformu'nun neyi amaçladığını, düzen karşıtı temsiliyete neden oy verilmesi gerektiğini anlatan Boyoğlu, şunları kaydetti: “Bu memlekette Tayyip Erdoğan ve partisi AKP sermayedarların çıkarına hizmet ettikleri için ayaktalar. Sermayedarların çıkarına hizmet etmeyecek herhangi bir partinin iktidar alternatifi olabileceğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla bize sunulmaya çalışılan, solcu olduğu iddia edilen seçeneklerin solcu olmadığını, iktidara bizim açımızdan alternatif olamayacağını söylüyoruz.
Satılan fabrikaları devletleştirmeyecek, devletleştirdiğini söylemeyecek herhangi bir adaya gidip oy vermeyelim. Yani diyoruz ki sağlık hizmetini parasız, eşit, her yurttaşın erişebileceği seviyeye getirmeyecek herhangi bir adaya gidip oy vermeyelim. Bunun için örgütlenelim, birlikte mücadele verelim. Hatırlarsanız her seçim döneminde bize değişik değişik adaylar sunuyorlar. Türkiye solcusuna bir dönem Cem Boyner'i bile solcu diye itelemeye çalıştıkları zamanlardan geçtik. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu bize onaylatmaya çalıştıkları zamanlardan geçtik. Bu kişilerin sermaye yanlılığı, sağcılığı tescillenmiş başlıklar. Zaten diğer partilerin seçim programlarına baktığınızda burada solun temsil edilmediğini, sağın temsil edildiğini, kimin daha sağcı olduğunun tartışılabileceğini ama bunların solcu olduğuna dair bir umut beslenemeyeceğini görüyoruz. İrademizi sandığa yansıtmak zorundayız.
Biz bir taraftan parasız eğitim hizmeti istiyorken diğer taraftan bunu dillendirmeyen hatta dershaneleri olan kişilere oy vermemiz makul bir tercih değil. Kurtuluş sürecimiz irademize güvenmekle ve inanmadığımız şeylerin arkasında mücadele etmekle başlayacak. Bu yüzden bizimle birlikte hareket eden herkesi bu düzeni değiştirmeye, bu düzenin alternatifini birlikte oluşturmaya çağırıyoruz.”

“HAKKIMIZA SAHİP ÇIKARSAK KAZANMAMAK İÇİN BİR NEDENİMİZ YOK”
Sosyalizm mücadelesini örgütlemenin, yaygınlaştırmanın ve yerelleşmesini sağlamanın önemine değinen Boyoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “AKP'yi diğer düzen partilerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri örgütlü olmalarıdır. Onlar örgütlü; karşısındaki muhalefet örgütsüz, dağınık ve güçsüz. AKP ilkelerinde ısrarcı, katı, bundan geri adım atmıyor. Örneğin AKP'ye laikliği destekletemezsiniz. Fakat Türkiye'ye solcu olduğunu iddia eden partiler laikliğin altının oyulmasına koltuk değneği oldular. Türkiye'de önemli dönüşümlerde biliyorsunuz ki AKP'den çok muhalefetin başarısı var. AKP'nin önünü açan girişimlerde bulundular. Biz bizi temsil ettiğini iddia eden partilerden söz ve eylem birliği istemek zorundayız. Bu söz ve eylem birliğinin birleştiği nokta Bu Düzen Değişmeli Platformu'dur. Hakkımıza sahip çıkarsak kazanmamak için bir nedenimiz yok. Hatırlarsınız 2013'ün Haziran ayında 15 milyon sokağa çıktı, Tayyip Erdoğan ülkeyi terk edip Fas'a kaçtı. Fakat düzen muhalefeti sandığı işaret etti. “Çözüm yolu sandıktır” dedi. Hâlbuki biz çözümü sokakta ortaya koymuştuk. AKP ülkeyi yönetemez haldeydi. Ölmüş gitmiş bir partiyi bu zamana kadar muhalefet taşıdı. Ve hala bunun bir pazarlık unsuru olarak kullanılabileceğini ima eden açıklamalar görüyorsunuz. Örneğin Selahattin Demirtaş'ı hapiste tutan FETÖ'ymüş. Yani FETÖ ile AKP birbirinden ayrılırmış gibi iddialarda bulunabiliyorlar. Bu ülkede sermayeye peşkeş çekilen büyük firmaların örneğin TÜPRAŞ'ın, Türk Telekom'un devletleştirilmesi gerektiğinden, halkın parasıyla kurulmuş bu fabrikaların tekrar halkın hanesine yazılması gerektiğinden kimse bahsetmiyor. Bundan bahsetmemiz lazım. Biz ne zaman örgütlüysek, haklarımıza ne zaman sokakta sahip çıkabiliyorsak bunun bir karşılığı olduğunu görebiliyoruz. Ama ne zaman çözümü başkasına havale etsek, bir yerden kurtuluş yolu beklesek bunun hayata geçmediğini de görüyoruz. Örnek vermek gerekirsek AKP iktidara geldiğinde, merak etmeyin ordu var, merak etmeyin yargı var, merak etmeyin laikliğe sahip çıkan halk var diyenler vardı. Şu anda söylenebilecek bir şey kaldı mı? Artık ordudan, halktan, polisten ya da laikliği savunabilecek temel kurumlardan bahsedebiliyor muyuz? Burada topu taca atmadan yapmamız gereken şey, kendi savunduğumuz değerlere sahip çıkmak bunu büyütmek ve örgütlemektir.”

UZ: DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİNİ MECLİS'E TAŞIMAK ÇOK GERÇEK BİR İHTİYAÇ
Boyoğlu'nun ardından konuşan TKP Merkez Komite Üyesi Gülçin Uz ise, “Düzen cephesinden doldurulamayan bir boşluk var. Türkiye sol hareketlerine baktığınızda orada da bu boşluk var. Biz buraya baktığımızda avantajları ve dezavantajları görüyoruz. Düzen içi alternatiflere olan inanç bugün azalmış durumda. Bu seçim döneminde, Türkiye'de seçimlerin meşruluğu kalmadı diyebiliyoruz. Toplum açısından baktığınızda kimi ayırt edici özellikleri var sistemin. Bu gitsin de biraz nefes alalım hissiyatı var bu dönemin. Bir nefes alma ihtiyacı toplumun önemli bir kesiminde var. Ama bir yandan da şöyle bir gerçeklik var; düzen değişikliği ihtiyacı. O da bizim açımızdan sosyalizm seçeneğini güçlendirmektir. Bugün düzen değişikliği talebini Meclis'e taşımak çok gerçek bir ihtiyaç. Bunu daha kolay anlatabiliyor olmamızın bir nedeni bu 16 yıllık süreç.'Biz zaten kazanamayacağımızı bilerek seçime giriyoruz demiyoruz. O boşluğa yerleşmek, o boşluğa sosyalizm seçeneğini yerleştirmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gülçin Uz'un konuşmasının ardından toplantı gelen soru ve katkılarla sona erdi.
Hazal BAŞARAN

YORUM YAP