“Bu da benim ibadetim”

“Bu da benim ibadetim”

19.12.2015 12:57:23

“Eğitim Gönüllülerimiz” söyleşi dizisinin bu haftaki konuğu başarılı iş adamı Andon Arakelyan. Yıllardan beri süren, bu yıl da 62 üniversite öğrencisine eğitim bursu veren, ilçemiz Lions Leo Dernekleri Esen İbak Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi'nin havuz yapımına büyük maddi desteklerde bulunan ve  devam eden, Bandırma'daki özel okula yapılacak asansöre yine maddi katkı yapan, eğitime destekleri ibadet  sayan Arakelyan'ı siz okuyucularımız için daha yakından tanıdık. Hayat şartları ona okuma fırsatı vermedi, çocuk yaşta iş hayatına atıldı, ancak çalışma hayatı boyunca eğitime ve öğrencilere maddi manevi katkıda bulunarak herkesin Andon babası oldu. Arakelyan, 1995 – 2013 yılları arasında İstanbul Sanayi Odası'nda yedi dönem meclis üyeliği yanı sıra sayısız komisyon, vakıf ve kurullarda da görev aldı. İstanbul Bakır ve Pirinç Üreticileri Derneği yönetim kurulu üyeliği yaptı. İstanbul Sanayi Odası Vakfı ( İSOV) 2004-2009 yılları arasında Yönetim Kurulu üyeliği ve Mütevelli Heyeti'nde bulunan Arakelyan, Sarbak Metal'in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekte.

“İLKOKUL ÜÇÜNCÜ SINIFTAN KOVULAN BANA, BU GÖREV VERİLDİ”
Renginar SALİ: Sizi tanıyabilir miyiz?
Andon ARAKELYAN: 1941 İstanbul doğumluyum. Özel Mihitaryan Pangaltı Okulunda altı sene okuduktan sonra kovuldum. O günden bu güne fiilen azimli bir şekilde çalışmaktayım. Türkiye'nin Bakır Ve Bakır Alışımı Meslek Komitesi başkanlığını, Bakırcılar Derneği Yönetim Kuruluğu üyeliği, Çerkezköy Organize Sanayi Yönetim Kuruluğu, İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyeliği, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ve Bütçe Komisyon Başkanlığı görevlerinde bulundum. Bu önemli bir şey, ilkokul üçüncü sınıftan kovulan bir adam Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşunda bu görevleri üstlendi. Yıllar geçti, şimdi bütün sosyal görevlerden elimi çektim. Yettiğim yetiştirdiğim kadar sosyal dayanışmalar yapıyorum. Öğrencilerim var, onların eğitim masraflarını karşılıyorum. İnci Aydar kardeşimin tavsiyesiyle hayır ve sanat işlerine koşuyoruz. 1967 yılında Sarbak Metal'i kurarak Türkiye'de modern anlamda pirinç çubuk üretiminin temellerini attık. Firmamız Sarbak'ta da gece gündüz çalışıyoruz.

“OKUDUĞUM OKUL BANA OKUMAYI SEVDİRTMEDİ”
Renginar SALİ: Neden okuyamadınız?
Andon ARAKELYAN: Ben okumayı sevmedim. Okuduğum okul bana okumayı sevdirtmedi. Biz salon çocukları gibi değil, mahalle çocuğuyduk. O çocuklar pek okulları sevmez. Benim okuduğum okul bir papaz okuluydu. Orada daha farklı insanlar yetişirdi.

Renginar SALİ: Bugün öğrenci olsaydınız nasıl olurdunuz?
Andon ARAKELYAN: Benim için zor bir soru. Kaderimin ne olacağını bilemem ki. Şöyle bir anımı anlatayım size; 3. Sınıftayım ve oranın en tembel talebesiydim. Karnem bir spor toto gibiydi; yukarıda aşağı 2, 1, 0, 0,2… Bir tek matematiğim 5 ve Tabiat bilgim 4'tü. Bir gün kapı açıldı bir talebe hoca ile fısır fısır bir şeyler konuştu. Sonra hoca beni çağırdı. 3. Sınıftan aldı 6. sınıfa götürdü. Konu bir problemdi. Hoca 6. Sınıf talebelerine kızmış, ‘Yapamıyorsunuz, benim 3. Sınıftaki en tembel talebem bile bunu çözebiliyor” demiş. Ben çözdüm. Ama okumak matematik bilmek demek değil. O farklı bir şey. Bir arkadaşım vardı birinci sınıftan liseye kadar hep birincilikle okudu. Sonunda merak ettim ve öğrendim ki muhasebeci olmuş.

“MATEMATİĞİ BİLDİĞİMDEN DEĞİL, YÖNETİMİN BANA OLAN GÜVENİNDEN”
Ben küçük yaşlarda ticaretle tanıştım, sanayicilikte bir çok farklı dalda çalıştım, firmalar kurdum. İstanbul Sanayi Odası'nda nice nice profesörler vardı, ama Bütçe Komisyon Başkanlığı görevi bana verildi. Bu matematiği çok iyi bildiğimden değil, yönetimin bana olan güveninden kaynaklı. Dört sene bu görevi yaptım. Başarıyla tamamladım. Yaş 72 oldu. Artık kendime de zaman ayırma vaktim geldi.

“BU İŞİN TEK MAYASI DÜRÜSTLÜK”
Renginar SALİ: Başarı hikayenizin sırrı nedir?
Andon ARAKELYAN: Bu işin tek mayası dürüstlük. En sıkıntılı zamanında bile dürüst olacaksın. ‘Ben şunun altından bir kurtulayım'  demeyeceksin. Gerçekleri kabul edecek, gizlemeyecek ve onlarla iyi mücadele edeceksin. Ben bunu tavsiye ederim.

“ONLARA DESTEK VERMEK BENİM İBADETİM”
Ayıptır söylemesi şu anda 62 tane bursiyerim var. Geçen sene 20 gencim mezun oldu, onların yerine bu sene 25 kişiyi üstlendim. İki doktorum, avukatlarım, mühendislerim var. Onlarla gurur duyuyorum. Onlara destek vermek benim ibadetim. Bana en doğru yolu vicdanım gösteriyor.

Renginar SALİ: Mezunlarla görüşebiliyor musunuz?
Andon ARAKELYAN: (gülüyor) Telefondan teşekkür edenler, çocuklarıyla gelenler var. Geçen sene 55'tiler, bunlardan 5'iyle görüşebildik. Geri kalanlarla görüşmedik, konuşmadık da. Sorun değil.

“BEN SON TRENE BİNENİM”
Renginar SALİ: Eğitim ve yaşam ilişkisini sormak için çekiniyorum.
Andon ARAKELYAN: Ben son trene binenim. Eğer eğitimimi bitirip iş adamı olsaydım ancak bir fabrikada mühendisle mühendis, doktor veya avukat olurdum. Ama okuyamayınca ne yaparsın doğru Perşembe Pazarı'na girdik, orada çıraklık yaptık. Çok zor şartlarda çalıştık ama severek yaptık. Asker dönüşü bir sene ustamın yanında kalfalığımı devam ettirdim.  Sonra küçük bir dükkan kiraladım, ondan sonra büyüdüm. Ama çok hızlı büyüdüm. Allah bize o görevi vermiş. Buraya kadar geldik, şu an yetmiyor.
Ben 69 kilo bir adamım, ama beni ben yapan Andon. Sarbak Metal olarak işimden dolayı sağ olsunlar çok seven ve sayanım var.

Renginar SALİ: Eğitime katkıda bulunmaya nasıl karar verdiniz?
Andon ARAKELYAN: Başka kime katkıda bulunacağım? Kumar oynamam, hayatımda hiç oynamadım.

“ATATÜRK'Ü HİÇ UNUTMAMAMIZ LAZIM”
Renginar SALİ: İnsanlara nasıl bir mesaj vermek istiyorsunuz?
Andon ARAKELYAN: Çağdaşlaşsınlar. Ellerinden gelebildiği kadar dürüst olsunlar. Sosyal olsunlar. Atatürk'ü hiç unutmasınlar. Eğer Türkiye'nin bir milim ileriye gitmesini istiyorsak Atatürk'ü unutmamamız lazım. İlke ve inkılaplarının peşinden koşmamız lazım. Bir de çok çalışsınlar. Bir gün onun kıymetini biri verir. Çalışmanın karşılığı mutlaka karşınıza çıkar.

“ÖNCE İNSAN OLMALIYIZ”
Geçen gün bir programa davet edildim. Konu “İnsan yönetimiydi”. Benim de konuşma yapmamı istediler. “İnsanı nasıl yöneteceğiz?” diye sordum,  insanı yönetmek için önce bir insan olmak lazım.  Bakın burada bütün patronlar işçisine, işçiler de patronuna düşman. Maalesef her sanayici emekçisine düşman. Bende düşman yok. Benim işçilerime “Sizin fabrikada sendika var mı?” diye sorduklarında, onlar “Var. Bizim sendika Andon baba” diye cevap vermiş. En ufak karnı sancılayan elemanımı ben kendi doktoruma götürürüm. Hepsi benim çocuklarım. Onun için insan yönetmek için, önce insan olmak lazım. 

YORUM YAP