Bu gecenin sabahı artık olsun!

“Her gecenin sabahı olduğu” inanışının da sabırla örtüştüğü bir nokta varmış; tecrübe ettik. Etmeseydik iyiydi ama etmek mecburiyetinde kaldık. Başkalarının bize etmek istediği kötülüğü hesaba en son eklerim; kendi zaaflarımız, yanılgılarımız, hatalarımızın bedelini ödüyoruz, ödetiyorlar. Ödetmeden bu hesabın kapatılacağı yanılgısı da büyük ölçüde bizim.
Şundan artık eminim bu ülkenin kıymetini bilemiyoruz, gözümüz gibi üstünde titremiyoruz, kendimiz gibi bilip koruyup, kollamıyoruz… Evet, çok hain, çok kötü niyetli var ama biz onlardan daha büyük yürekli ve güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Çok şükür daha zayıf değiliz ama fırsat vermemek için düşmana ondan daha akıllı da olmalıyız…
Sokaklara dökülerek, ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürerek elde edeceğimiz bir şey yok… Daha önce yazmıştım; yine tekrarlamak istiyorum; HDP binalarını ateşe vermek çözüm değil! Sen berber esnafım; müşterinin tıraşını daha özenli yapıp onun dükkanına ne kadar moralle girdiyse bir tık üstünde çıkmasını sağlayacaksın. Lokantacı esnafım sen daha leziz ve taze çorbayla misafirini içi kan ağlarken bile midesi bayram ederken uğurlayacaksın. Misal gazeteci arkadaş sen bir yerine beş haber, onların içinde daha çok okulunda birinci olan talebeyi, örnek bir öğretmeni, mühim bir derece başarısını sağlayan okulu onore edeceksin.
Hainlerin sebep olduğu görüntüleri paylaşanlar onların amacına istemeden hizmet ettiğinin farkına varmalı. Bayrağımıza, ortak değerlerimize daha sıkı sarılarak tepkinizi ortaya koyun, hainlerin paramparça ettiği kıymetlerimizi paylaşmak değil... İçimizde acılarını hissederek, ne uğruna şehit olduklarını düşünüp hatıralarına dört kolla sarılmalıyız.
Aslında hiç yazasım yok! İsyan etmeye, lanet okumaya bile mecalim kalmadı… Ruhum yıldı, beynim teslim olma diye zorluyor…
Teşekkürler Silivrispor duyarlılığın için, yüzümüzü bir nebze güldüren başarın için… İnsanlarımızın içine umut ve sevinç ekenlerin sayısı bu kadar azalmışken; puan olarak hesap edilenin çok ötesinde bir kazanç elde ettin haberin olsun…
Silivri Bulgaristan Göçmenleri Derneğinin 2. Genel Kurulu gerçekleşti dün… 1989 yılı göçüne dair kısa bir filim izledik. Adı Bulgaristan olan ülkede doğup, büyümüş Türkler olmamıza karşın dinimize, dilimize, kültür, örf ve adetlere yönelik baskılara rağmen hiç ihanet etmek, yakıp, yıkmak, yok etmek aklımızın bile ucundan geçmeyişinin kıymetini şimdi bambaşka bir şekilde idrak ediyor insan… Türkiye'nin başındaki terör belasının hak arayışıyla hiçbir ilgisi olmadığını bilin. Biz adımız, dinimiz değiştirilene kadar ne polis, ne asker, öğretmen, itfaiyeci bile olamadığımız ülkede çalıştık, ürettik, devletine sadik vatandaşlar olduk. Milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanını olamadık... İzin vermediler, verseler pek ala olurduk...
Türkiye o kadar zengin ve güçlü bir ülke ki rahat bırakılırsa dünyada bir eşi benzeri daha olmaz… Demokrasiye, bilime, üretime, eğitime, adalete (her alanda), aydınlık yarınlara dair umuda sarılmalıyız… Sen ben kavgasını sonsuza dek unutarak mutlu ve mesut bu topraklarda yaşayabiliriz. Yoksa ne kan kaybetmemiz durur, ne de gözyaşlarımız diner, huzuru aradığımız mum da her an eriyip gidebilir…
Herkes işine dört kolla sarılsın polis ve askere moral olacak desteği verin onların görevlerini almaya kalkmayın! Yazık olur her şeye, hepimize…
Ve son olarak Büyükçavuşlu mahallemizde bir çiftlikten söz etmek istiyorum size… O cahil cesareti diyor da İstanbul'daki yöneticilik hayatını terk edip burada çiftlik kurmasına; hangimiz daha deli ben kararsız kaldım. Doğa, hayat ile insan arasında şah damarı. Biz o doğayı hunharca katlediyoruz. İntihara niyetliyiz diyeceğim dünya zenginliklerine de çok hevesliyiz. Bilmiyorum ki niye bindiğimiz dalları kesme konusunda bu kadar kararlıyız; asıl cahillik bu! Aysun Sökmen, bu kafayla gidersek yer altı su kaynaklarımıza 15 yıl ömür biçti. Üç aşağı beş yukarı artırabilirsiniz… Sizi tatmin eden bir süreçse aynen devam edin…
Allah'ım biraz ferahlık, biraz umut, biraz iyimserlik, biraz iyilik bahşet bizlere…
Benden bugünlük bu kadar...