Bu güne dair

Hafta içinde Gümüşyaka Mahallemizde geçen, Silivri'de endişe uyandıran bir olay…
Hatta ...
Bırakın Silivri'yi ülke genelinde neredeyse duymayan kalmamış bir olay…
Evet…
Olayımız…
Gümüşyaka Mahalle sınırları içinde uzun yıllar öncesinde oluşturulmuş yapay bir gölet. Gölet'in içine balık atılmış zamanla. Balıklar çoğalmış. Yıllar içinde bu Gölet'in etrafında "eko sistem” oluşmuş.
Hafta içinde biri veya birileri Gölet'in suyunu boşaltmış…
Doğal olarak Gölet'in içinde ki balıklar ilk önce su azalınca oksijensiz kalınca ölmüş. Büyük olanları etrafta kim varsa toplamış, küçükler ise gazetelerdeki fotoğraflarda olduğu gibi kenarda kalmış…
Gölet….
Mahallenin dışında bir yerde…
Ekim, dikim yapılan tarlaların bulunduğu bir alanda…
Suyu boşaltan…
Gölet'in etrafındaki çiftliklerden biri veya bir kaçı. Suya ihtiyaç varmış belli…
De…
Kime sordu ?.
Kimden izin aldı ?.
Suyu boşaltma vanaları herhangi bir tehlike anında kullanılmak için takılmış. Yani,vanaları tehlike hasıl olmadan kimse açamaz…
O zaman…
Vanaları kim açtı?.
Kimden izin aldı?.
Bu soruların henüz cevabı yok…
Olayın Silivri Çevre Derneği'ne duyurulması biraz geç olmuş…
Dernek olayı duyar duymaz harekete geçmiş…
Silivri Belediyesi Çevre Müdürünü, Gümüşyaka Mahalle Muhtarını, Gümüşyaka Jandarma Karakol Komutanlığını, İstanbul Bel. Çevre Dairesi'ni, Silivri İSKİ Müdürlüğünü, O Gölet'in içine balıkları atan İlk Belediye Başkanı İsmet Kirazpınar'ı v.s. aramış…
Ardından Yerel Basına haber vermiş. Ardından ulusal Basına, ulusal televizyon kanallarından bazılarına v.s…
Gazetede görünen fotoğraftan anlaşıldığı kadarıyla. Olay İSKİ'nin sorumluluk alanında. Ama İSKİ olayı başından beri ciddiye almamış belli… Silivri Çevre Derneği, olayın üzerine gitmemiş olsaydı kapanıp gidecekti bile...
Suyu satmışlar…
Kime satmışlar?.
Kim satmış ?.
Gümüşyaka Muhtarı'nın yetkisi var mı?
Göleti dolduran suyun, öteki ucundaki Değirmenköy Kooperatifi'nin satma yetkisi var mı?
Özetle ..Yasal durumu ne?...
Bir de …
Şu an, kim sorumlu?
İlginçtir…
İSKİ Gölet'e yakın bir yere uyarı levhası dikmiş…
Ama, sanki olay onların ilgi alanına girmiyormuş gibi İSKİ yetkililerinin umurunda değildi ilk başlarda…
2004 Yılında çıkan yasa gereği Silivri'de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'ne dahil oldu. İstanbul Büyük Şehir Belediye sınırları ÇORLU sınırı oldu. O yasa gereği de yer altı ve yer üstü tüm sular İSKİ'ye geçti. Hatta, şu an evinizde, bahçenizde kuyu açamazsınız İSKİ'den izin almadan. İzin alacaksınız İSKİ gelip saat takacak. Tıpkı evinizde kullandığınız su gibi TON başına para ödeyeceksiniz…
O nedenle…
Kim ne derse desin, Gölet konusunda İSKİ yetkili ve sorumludur…
Eee…
İSKİ sorumlu ve yetkili de, İstanbul İl Çevre Müdürlüğü sorumlu değil mi?
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Çevre Dairesi Müdürlüğü değil mi? .
Gayet tabi ki her ikisi de yetkili ve sorumlu…
Ve…
Silivri Belediyesi Çevre Müdürlüğü…
Ziraat teknisyenlikleri…
Ama…
Kimse kendini yetkili ve sorumlu saymıyor…
Olaya ilk müdahale…
Resmen yetkisi ve sorumluluğu olmayan Silivri Çevre Derneği tarafından gerçekleştiriliyor…
Evet…
Maalesef öyle…
Ve…
Aynen söylediğim gibi…
İlk önce, Resmen yetkili ve sorumluların hiç biri olayı sahiplenmedi. Olayın üzerinden atlamak istedi, hatta bazıları "olmuş, bitmiş yapacak bir şey yok” dedi...
Ha… Dahası var…
"Silivri Çevre Derneği” olayı geç duymuş diye suçlandı bile, sanki yetkili ve sorumluymuş gibi…
Neyse…
Sonuç…
Tonlarca balık ölmüş, Gölet'in etrafındaki oluşmuş "eko sistem” zarar görmüş, olayın faili veya failleri ortada yok…
Son aldığım duyum!.
Silivri Çevre Derneği, ilgili yerlere dava konusu yapmak için tutanak tutacak resmi bir kurum arıyordu, bilmiyorum bulabildi mi?
Tutanak…
Ceza…
Olayı gören ve duyan…
Silivri Çevre Derneği'ni arıyor…
İyi haftalar…

BİR DUYURU
Silivri Sahilinden Emekli Öğretmen Önder Hocam uyardı.
Bulunduğu sokağın adı "Hüseyin Metinoğlu Sokak”
Eski Tabelası çıkarılmış…
Yeni tabela çakılmamış…
İlgililere duyurulur...

BİR UYARI
Yerel Gazetenin birinde gözüme çarptı…
Haber "AKP Silivri İlçe Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen iftar yemekleri” diye başlıyor ve devam ediyor…
Biliyorum…
Mahallelerde verilen bu "iftar yemekleri” geçtiğimiz yıllarda da veriliyordu. Ve, bu hizmet bildiğim kadarıyla İstanbul Büyük Şehir Belediyesi marifetiyleydi…
Demem…
Mahallelerde verilen bu tür yemekleri İstanbul Büyük Şehir Belediyesi veriyorsa başka, Silivri AKP İlçe Başkanlığı veriyorsa daha başka…
Bilmem anlatabildim mi?.
Ha…
Haber eksik olabilir…
Haberi yapanlar eksik bilgilendirilmiş de olabilir…
Hizmeti veren kim?
Önemli olan o…

SİTE ZİYARETLERİ
Silivri Belediye Başkanı üzerinden bir haber;
"Site Ziyaretleri”
Aslında haberin başlığı yanlış…
Haberin başlığı "yazlıkçı tabir edilen yerlerde ikametgahlara yapılan ziyaret” olmalıydı sanırım…
Aslında öğlesi de tam doğru sayılmaz…
Çünkü…
İstanbul birinci mekanı, bir ay kalmak için geleni var, üç ay kalmak için geleni var. Sabah gelip akşam gideni var. Hafta sonu geleni var…
Bir de…
Devamlı oturanlar var…
Yani…
Buradaki evi artık ikinci evi değil birinci evi olmuş…
Komşularımız…
Hemşerilerimiz…
Yani…
"Silivri Belediye Başkanı (X) mahallemizde oturan hemşerilerimizden bir grupla buluştu” demek daha doğru bir tanım olur diye düşünüyorum…

GEÇMİŞ
BİR KUTLAMA
Sansür kalktı mı?
Bayram yapmalı mıyız?
24 Temmuz, Basın Bayramı ve Sansürün Kaldırılışının yıldönümüydü…
Geçti…
Ama …
Olsun.
Yine de…
Kutluyorum...

DEMEMİŞ MİYDİM?
Mimarsinan Mahallesi'nde ikamet eden Vesim Aksu …
Mahallesindeki bir caddeye, AKP Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş'ın babası Şevki Karakaş'ın adının verilmesine tepki göstermiş.
Haber hafta içi bir gazetede manşetti…
Hatta…
İtirazını, lafta da bırakmamış…
Konunun düzeltilmesi için, yetkisi var olduğunu düşündüğü Silivri Belediye Başkanlığına dilekçe de vermiş…
Bu konu hafife alınmasın, diye bu köşeden defalarca seslendim…
Duymayan kalmadı…
Lakin…
Muhataplar…
Konuya…
"Fransız kaldı”
Ama…
Bu konu bitmez…

HANİ ÇÖZÜLMÜŞTÜ ?
Kamuoyunda 2/B olarak bilinen bir konu…
Geçtiğimiz aylarda "Torba Yasa” denilen bir yasa çıktı, o torbanın içinde var dendi…
"Konu halledildi” dendi.
Bildiğim kadarıyla…
Bir tek Çayırdere Köyü sınırları içinde var olan "önceden iptal tapulara ait” talepler alındı "hakkınız iade ediliyor” dendi "yeni tapu verilecek” dendi.
Diğer…
"1981 Yılından sonra ormandan açılmış küçük, küçük parçalar için müracaatlardan da talepler alınacak” dendi. Tespit edilmiş fiyatlar bilinmediği için endişeler vardı, o nedenle talep eden oldu mu bilmiyorum…
Esas konu…
Daha önceleri Kadastro geçmiş. Bazı sebeplerden dolayı Hazine üzerine tapulandırılmış yerler vardı. Ki, en fazla mağdur olan köyler bu arazileri kullanan köyler. Danamandıra, Sayalar ve Çayırdere …
Vatandaşlar bu yerlerle (Hazine arazileri) ilgili bilgi almakta zorlanıyor...
Benim görüştüğüm birkaç resmi yer oldu…
Onlar da …
"bu tür hazine arazileri için şu an bir şey yapamıyoruz, onlar için yeni yasa gerek” diyorlar..
Bu arada…
Bu yerler için adı geçen bu köylere tomar,tomar yeni, ECRİMİSİL davetiyeleri gidiyor…
Ayrıca…
Sağ olsun Hükümetimiz…
Daha önce tahakkuk etmiş olan ecrimisil ödemelerini de, ödeyemeyenleri unutmamış…
Davetiye çıkarmış…
Hem de…
T.C. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, Avcılar Uygulama Grup Müdürlüğü, Silivri Vergi Dairesi Müdürlüğü kanalıyla…
Davetiyenin özetinde;
(…vadesi geçmiş olduğu halde ödenmeyen borçlarınızın bulunduğu tespit edilmiş olup, tahsilat çalışmaları başlatılmıştır… Ödemediğiniz takdirde, Banka hesaplarınıza, gayrimenkulleriniz ve taşıtınız dahil olmak üzere mal varlığınıza haciz konulması kaçınılmaz hale gelecektir.” denmektedir.
Şimdi…
"İçimden sizin yapacağınız işe” demek geliyor ama "yutkunacağım” demeyeceğim.

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes Meclis kürsüsüne çıkmış, demokrasi ve Özgürlüklerden bahseden zamanın Muhalefet Lideri İsmet İnönü'ye;
"Paşa, Paşa, İstiklal Mahkemelerini kurdurtan sen değimlisin? Hangi demokrasiden bahsediyorsun? der.
Menderes Kürsüden inerken meclis alkıştan inlemektedir…
İsmet Paşa sakin bir şekilde kürsüye gelir. Herkes sus pus kesilmiş, Garp Cephesi Komutanının ne diyeceğini merak etmektedir.
"Evet benim” diye kükrer İnönü:
"O istiklal mahkemelerini kurduran benim. Ama ben oradan buraya geldim. Sen ise buradan oraya geri gidiyorsun!..”
Demiş.
(28/07/2012/Cumhuriyet –Zeynep Göğüş)