Perşembe günü 50. Yıl Sağlık Ocağında görev yapan hekimler ve sağlık personeli ile bir araya geldik. Şubat Meclisinden yansıyan haberlerde, yıllardır gündeme getirilen, Sağlık Ocağının yıkım kararına dair süreçte Başkan Bey'in açıklamalarını üzüntüyle takip ettiklerini paylaştılar…
Mesele çok hassas çünkü mühim. Aynı amaca, benzer hassasiyetlerle hizmet eden kesimlerin ayrı düşmesi hayatın olağan akışına aykırı. Yani bu işte bir yanlışlık var!
Oluşan sıkıntıya suçlu aramak değil meseleyi çözüme taşımak esasıyla yaklaşmak gerektiğini peşinen kabul edelim. Sağlıktan daha büyük bir hizmetin, her daim ve de hele günümüz şartlarında, mümkün olmadığını kimse unutmuyor diye düşünüyorum.
Göreve geldiği günden beri doğrudan alanına girmemesine karşın sağlık yatırımına imza atmadan bir ayını bile geçirmeyen Volkan Yılmaz'ın yıllardır 25 bin kişinin sağlık hizmeti aldığı bir yerin akıbeti hakkında, oradan hizmet alan insanların görüşü ve hizmet veren hekimlerin düşünceleri aksinde tutum sergilemesi bana inanılır gibi gelmiyor.
Sayalar, Kurfallı, Akören, Beyciler, Kavaklı'nın sağlık evini düşünen kişi Silivri'nin en kalabalık mahallelerinden ikisinin bu noktada aldığı hizmet sıkıntısına kayıtsız nasıl kalır!?
Bir yanda Silivri'ye en iyi şekilde hizmet etmek isteyen bir yöneticisi diğer yandan sahip oldukları sağlık imkanı muhafaza edilsin diyen vatandaş ve görev olanağını aynı doğrultuda muhafaza etmek isteyen sağlıkçılar...
Silivri Belediye Başkanlığı görevini kim yaparsa yapsın, ki hali hazırda Volkan Yılmaz görevde olup süresini şartlar ve kendisi belirler, 50. Yıl Sağlık Ocağı'nın hizmet verdiği binayı yıkmayı düşünüyorsa, burada verilen söz konusu sağlık hizmeti ile ilgili yer alternatifi hususunda elini taşın altına koymak kendisine yakışandır.
Kaldı ki beklenen Yılmaz'ın yapmadığı veya kendisinden umulmayacak şeyler değil. Çözümsüzlük ve imkansızlıkların yönetim anlayışı ile uzaklığı, söz konusu olayda, ancak çözüm istememesiyle açıklanabilir bu da bugüne kadar yaptıkları ve ortaya koyduklarıyla çelişir.
Yıkım kararını planlayan Belediye Başkanı, yer çözümü konusunda topu taca atma lüksünü kendine yakıştırırsa “Değilim” dediği ‘bildiğimiz belediye başkanları' arasına adını kendi yazdırır.
Yıkım kararı ile sonrası için söylenenler karşısında vatandaşın tepkisi aslında bütün meselenin özeti: “Volkan Bey yapmaz, öyle dememiştir…” Beni açıkça en çok bu kısım etkiledi ve ikna etti.
Hizmet verdikleri binanın yıkımı merkezde çalışan aile hekimlerini/devlet memurlarını ne kadar bağlar tartışılır da oradan sağlık hizmeti alan vatandaşlara birkaç kıymetli saatini ayırması taktirde Belediye Başkanımıza vatandaş, “Önemli değil sen burayı yık biz başımızın çaresine bakarız, alıştığımız bildiğimiz yerin dışında hekimimizi aramayı kabul ediyoruz” diyorsa ne ala…
Ben daha ziyade Hekimlerle konuştum, Başkan Bey her zaman yaptığı gibi vatandaşa sorsun, sağlık merkezi ile ilgili yıkım kararı ve sonrası oluşacak belirsizliğe kayıtsız kalma düşüncesine onlar onay veriyorsa kimsenin geriye söyleyecek tek sözü kalmaz zaten.
- Yıl Aile Sağlık Ocağı'nın tahliyesi ve yıkım sürecine yönelik tutumunda Başkan Volkan Yılmaz'ın genel ve bugüne kadar önümüze koyduğu söylem ve davranışlarıyla çeliştiğine inanıyorum. Yetki kendisinde tabi ki kararlarını yasalar çerçevesinde ilgili unsurları göz ardı ederek de pek ala uygulayabilir; içine siniyorsa.
Son olarak Volkan Yılmaz'ın adaylık sürecinde bu yana söylediği bir şey vardı; “Biz binalar yapabiliriz ama onları anlamlandıracak, asıl olan insan unsurudur” diye… Başkan Bey kendi ve 5 Hekimin gözünden baktı daha ziyade meseleye, 80 yaşında bir amca, kucağında yeni doğan bebeği ile gelen anne, dizleri söz dinlemeyen bir teyze ile empati de lazım biraz sanki…