İki günde alınan erken seçim kararı, ekonomik çalkantılar, aday ve kampanya heyecanları, ittifaklar, polemikler derken bir seçim sürecinin kapısına daha gelip dayandık…
Pazar günü Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başında olacağız… Bu mevzuya odaklanmışken Pazar günü bastıran sağanak yağış Büyük İstanbul Mitingi için ilçe dışında olan muhalefetin kalesine yerel iktidar tarafından kallavi bir golün atılmasına sebep oldu…
Yağışın baş göstermesi ile genelde Silivri sokaklarında hareketlenen İSKİ ekiplerinden dün eser yoktu, bayram nedeniyle gecikmeli müdahale olur ümitleri de sele teslim oldu. Ve anlaşıldı ki ekipler siyasi görevleri nedeniyle asli olan sorumluluklarını yerine getiremeyecek durumdaydılar! Silivri Belediyesi tüm imkânlarını seferber ederek müdahale etti, İSKİ de yetişti Allah için ama yağışlar o kadar yoğundu ki pek çok ev ve işyeri, trafikte ara ara araçlar da sorun yaşamaktan kurtulamadılar.
Siyasetin asli görevlerini unutanlara seçmenin karşılığı kuşkusuz yaklaşan seçimlerde kendini hissettirecektir. Vatandaşın kapısını güneşli günlerde oy için çalanlar sel baskını ve taşkına maruz kalırken ortalarda yoksa, sorumluluklarını yerine getirmek için görev başında değilse nafile…
Sel baskınlarından acil müdahalelerle kurtarılmak aslına bakarsanız beklentilerden yola çıkarak durumumuzu ortaya koyuyor. Esas olan baskına maruz kalmamamız olması gerekirken, erken-geç fark etmez müdahaleye bile çoktan razıyız. Niye bu yollar yapılırken inatla avuç içi kadar kanal bırakılır ben anlamadım gitti… Bunun üstüne elinde ne çöp varsa yerlere atmaktan inatla vazgeçmeyen, azimli arkadaşlara söyleyeyim o kanalları da elbirliğiyle tıkıyorsunuz! Yani bizim sel mağduriyetimizin nedeni bini aşmış, iki kuruma kızıp da işin içinden çıkamayız.
Sonuç itibariyle bayram temizliklerinin iki gün sonrası evlerine kanal suları, yağmur suları basan insanlara, Silivri'yi boydan boya kaplayan kanalizasyon kokusunu çekmek zorunda olanlara olan oldu! Ve bunun son olmadığını hepimiz biliyoruz…
“Eksik alt yapı” sorunun adını şıp diye koyuyoruz ama bu eksikliğin üstüne üst yapılar yapma hızımızı hiçbir şey etkilemiyor…
***
Ramazan bitiminde Pazar günü işe gelirken Kumluk güzergâhını kullandım! Allah'ım sen yaratıyorsun da niye takip etmiyorsun diye isyan ediyor insan, günah olduğunu bile bile…
Ortalığı berbat eden bu insanlara mı kızayım, yarattıkları çöplüğün içinde tatil yaptıklarını düşünüyor olmalarına mı üzüleyim bilemedim… Çoluk çocuk, çöplerin arasında, her türlü hijyen kuralından yoksun yemek yiyor, uyuyorlar, Silivri'ye ne yaptıklarını geçtim de kendilerine reva gördükleri yaşam şeklinden çok kaygılıyım…
Bize birlikte kurallara saygılı şekilde yaşama kültürü bahşet Allah'ım… Yoksa kendi pisliğimizde yok olup gideceğiz!!!
Bir toplumun bireyleri arasında hayata bakışı, yaşam şartları ve tarzları arasında uçurumlar oluşmuşsa birbirimizi anlamamız imkânsız hale gelir… Birbirimizi anlayamazsak zarar verme olasılıklarımız artar… Sokak hayvanlarına ne yaptığımız mevzusuna hiç girmeyeceğim!!!
Ve eğer bir toplumun parçasıysanız bireysel bir kurtuluşu çare olarak görmeniz büyük bir yanılgıdan ibarettir…
En basit tanımıyla aktarayım; Psikolog Nigar Şentürk Şahin'in tanımı, “Her satın aldığınız mendil ile çocuk istismarına bir gün sizi bulacak şekliyle katkı sunuyorsunuz…”
Bayramın ardından, seçim arifesinde biraz beyin jimnastiği yapmış olalım… İyi haftalar…
Not: An itibariyle 17 Haziran 2018 saat 17.11 gazetemizin bulunduğu sokağın bir başında İSKİ bir başında Silivri Belediyesi itinayla taşan kanallardan suları çekiyor, büyük bir uyum içinde sokağı temizliyor, yıkıyorlar...