Sevginar Sali

Bu seçimden herkes kazanıyor!

Söylediğini yapan siyasetçi modeline pek alışık değiliz. Son zamanlarda yeniden teşviki mesai yaptığımız “Seçimde söz verdiği şunu da, bunu da yaptı…” düşünce ve ifadesini dahi garipsediğimi hissettim.

Güncel siyasetimizin kanayan yaraları; kötünün iyisini seçme, dayatılana oy verme mahkûmiyeti…

Bunlar da yetmezmiş gibi; söyledikleri ile yaptıkları arasında inşa ettikleri uçurumda kaybolan gelecek umutlarımız vizyondan hiç çıkmaz mı!?

Şimdi seçimden önce söylediği her şeyi harfiyen yerine getiren bir örnek ile olabilecekleri tecrübe ediyoruz. Kızacağımız bir şey bile olsa “Ben bunu yapacağımı seçimden önce de söylemiştim” diyor, susup kalıyoruz : ) ‘Seçmen bunu bilerek yetkiyi vermiş' deyip kaderimize tekrar tekrar razı oluyoruz!

Volkan Yılmaz'ın bu seçimi kazanacağına inanan kaç kişi vardı bilmiyorum ama bunun bir mucizeye bağlı olduğunu ve pek mümkün görünmediğini düşünenlerdendim. Tıpkı Cumhur İttifakının İstanbul'u (seçmen ne derse desin İstanbul'u iktidar vermez kanısı…), Millet İttifakının Silivri'yi kaybetme (kişilere ne kadar kızılırsa kızılsın ideolojik tercihler ucu ucuna da olsa yetişir öngörüsü…) ihtimali olmadığı gibi… Volkan Yılmaz'ın adaylık performansı tabi ki çok olağan üstüydü ama bu tıpkı; mahkemeye başvurduğunuzda haklı olsanız bile davayı kazanamayabileceğiniz gibi bir durumdu benim nazarımda.

Siyasi argümanlar, dengeler, eğilimler vs; adayın performansı yanı sıra bunlar da kimin seçileceğini belirliyor. Ayrıca da yeri gelmişken söylemek isterim; 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde seçmenin önüne konulan sandıktan Silivri'yi yönetecek kadrolar çıktı ve kaybeden kimse olmadı! İstanbul Büyükşehir Belediyesi de dahil her şey acayip bir biçimde olması gerektiği şekliyle hayat buldu. Birileri bunu bin yıl planlasa gerçekleştiremezdi. Ama herkesin dahil olduğu bir süreçte en hayırlı ve doğru karar, bir şekilde ortaya çıktı.

Volkan Yılmaz'ın ne adaylığı inanılır gibiydi ne de seçilmesi; tabi ki adaylık sürecinde de kamuoyunu şaşırtmayı hiç ihmal etmedi.

Adaylıkta Silivri'nin sorunlarını ne ara tespit etti ve bir seçim programı oluşturdu, verdiği sözler ile seçmeni nasıl ikna etti artık sorgulamıyorum.

Başlarda seçilme ihtimalinin ne kadar düşük olduğundan hareketle bol keseden vaatler verdi diyelim; niye bir kısmını unutmuyor da biz hatırlatalım : )

Seçim tekrarı, deprem, salgın derken biraz kulağının üstüne yatsa da biz mızmızlansak! Ona da fırsat yok : )

Şaka bir yana bu hizmet aşkı ve heyecanı ne kadar sürer bilmiyorum ama başlarda herkes için aynı olduğunu gördüğüm örneklerden anımsıyorum. Kim bilir Yılmaz belki selefleri kadar şanslı mı artık, şanssız mı olmayacağının farkında olur da sözünü verdiği mutluluk için ortaya koyduğu üstün gayreti her daim tazelemenin yolunu da bulur.

Ankara, İstanbul ve Silivri üçgeninde belki hizmet ile yatırımlar adına daima kurguladığımız ‘aynı siyasi görüş' durumundan eser yok ancak kabul edelim her zamankinden daha avantajlı bir konumdayız. Siyasi yarışın Silivri'ye kazandırdığı ve daha kazandıracağı çok şey var. Seçmenin sandık iradesini de iyi okumak gerek. Mührü vuracağı her pusulayı nasıl ayrı ayrı seçiyorsa, yapılanların hakkını sahibine de teslim etmeye devam edeceğinden kuşkunuz olmasın…

Seçilmişliğin hakkını verdikten sonra tekrarı üzerine ayrıca düşünmeye gerek bile yok; süreç doğal halinde gelişiyor…

İyi haftalar herkese…

 

 

YORUM YAP