Lig başından beri deplasman sorunumuz bir türlü bitmedi. Oynadığımız her deplasman bizim için hüsran oldu.
Ligde ilk deplasmanımız Hekimoğlu önünde 2-1 kaybettik, üçüncü hapta Yomraspor karşısında da 1-0 kaybettik, beşinci hafta ise tarihi bir fark yedik Erzinspor'dan 3-0 biten maçla birlikte deplasmandaki oyunumuzun da sorgulandığı dakikalardı aslında. Yedinci hafta Nazillispor ile oynanan maç 1-0 rakip lehine sonuçlandığında ise sorgulama daha arttı.
Bu haftaya kadar her deplasman kayıpla noktalanırken ben sadece Nazilli'deki kayıpta izleme imkanım oldu.
Nazillispor karşısında biraz teslimiyetçi oyun oynadık. Oyunu kendi sahamızda kabul edip kontra ataklarla rakip kalede gol aradık.
Geçen hafta iç sahada 6-0 yendiğimiz Körfez maçı ile moral bulmuş ve bozuk olan averajımızı bir nebze olsun düzeltme imkanımız olmuştu.
Ne hikmetse her hafta başka bir 11 ile sahaya çıkma alışkanlığımız bizi kötü etkiliyor. Geçen hafta banko oynayan oyuncu bir sonraki hafta ya kulübede ya da tesislerde kalıyor. Bu durumda da verim kalitesinde büyük düşüş oluşturmakta.
Genel ve kronik sorunlar bir yana Nazilli maçını iki türlü değerlendirebiliriz. Öncelikle adamlar sonuna kadar galibiyeti hak etti ve tebrik etmek gerekir.
Doksan dakika boyunca sahada basmadık yer bırakmadan can siperhane saldırdılar. Hele bizim sağ kanadı adeta felç ettiler.
Sağ bekte oynayan Emre Usta sana helal olsun. İyi mücadele ettin, direndin, dayandın, savaştın ve sonunda da adaleleri patlattın. Çıkana kadar sahanın en iyilerindendin senin de hakkını vermek şart.
Bütün bir maç boyunca sağ kanattan yüklendiler, bizim sol kanadı ise anca korner ve serbest atışlarda kullandılar. Zaten golde sağ kanattaki organizasyonun sonucunda geldi.
İki türlü değerlendirme dedim ya, bu değerlendirmenin ikincisinde ise, Nazilli kendi evinde yenilmesi en kolay takımlardan. Kolay tahrik oluyorlar, bir kıvılcıma bakan oyuncular var ki biz bunu değerlendirmedik. Sonrasında ise Nazilli takımına oynama izni verdiğinizde gayet güzel oynamaktalar ama baskıyı ilerde yaptığınız da ise fazlasıyla bocalıyorlar ve bunu da değerlendiremedik.
Doksan dakika boyunca adamların oynamasına izin verdik.
Oyunu kendi sahamızda kabul ettik.
İleriye uzun toplarla çıkmaya çalıştık.
Uzun toplarda ise Halil iş yaptı ama Taner fazlasıyla tutuktu.
Yine uzun toplarda ileride topu tutan ve tutmaya çalışan Muhammet iyi gözüktü.
İleride topu tutan Muhammed'e yakın oynamayan kanatlar olunca Muhammed'de diri defansta arasında ezildi.
Orta sahamız sezon başından beri bir türlü oturmadı. Kimin kimle ne zaman oynayacağı belli değil. İsimler belli değil, bir hafta kulübede olan sonraki hafta banko oynayabiliyor.
Kadro geniş ama kilit taşları yok. Nazilli karşısında hızlı oyunculara ihtiyaç vardı ama hızlılar kulübedeydi.
Doksan dakika boyunda bir tek net pozisyonumuz vardı onu da her nedense defans oyuncumuz Aytek ile yakaladık.
Tam teslimiyetçi oyunun sonucu kesin puan kaybıdır ve bunu yaşadık. Yata yata puan almayı ummak hayaldir. Tamam maçta yatılır ama baştan sona değil. Skor avantajını al sonra yat yatabildiğin kadar.
Adamlar bize oyunla tecavüz ediyor, biz hala yatıyoruz. Bu futbol değil. Biz bu oyun anlayışıyla şampiyon olmayı unutalım, hatta biraz ileri gideyim Play-Off'u bile hayal olarak görelim.
Tez zamanda oyun anlayışımızın değiştirilmesi gerekli. Daha çok saldıran sonuca gitmek isteyen arzulu bir oyun anlayışına dönelim.
Yenilelim ama savaşarak, yatarak yenilmeyi hazmedemiyorum. Sahada fark yiyelim ama savaşalım bunu bize hissettirin.