Altınordu Kulübünün sosyal medya paylaşımı ‘Bu toprakların çocuklarına' imkân verildiğinde neler yapabileceğinin kanıtıdır. Süper Ligimizde ve Avrupa'nın en önde gelen liglerinin en önemli takımlarında forma giyen Altınordulu bizim çocukların sayıları her sezon artıyor…
Bunlara Bursasporlu oyuncuları da ekleyin, yakın zamanda onlarda kapışacaklar.
Limitleri aşan transferleri ve yabancı oyuncuyu çare olarak önerenler görmezden geliyor diye bizim çocuklar yok olacak değil ya…
Seke seke geliyorlar.
Mesut Özil'de bu toprakların çocuğu.
Çok istemesine rağmen ‘zayıf' dendi, ‘çelimsiz' dendi, horlandı istenmedi ve gitti. Kabul etmek zorunda kaldığı Almanya'da Dünya Kupasını kaldırdı. Dünyanın en iyi futbolcularından biri oldu ve hayallerini gerçekleştirmek için vatanına döndü.
Fenerbahçe'ye transferi ülke futbolu adına umut yaratırken bazı kesimlerin şirazesini kaydırdı. Kariyeri, yetenekleri, klası, kalitesine söylenecek laf bulamayanlar Milli Takım tercihi üzerinden saldırıya geçtiler.
Oynadığı tüm kulüplerde problem olan yabancı oyuncu sayısının artmasına sessiz kalan prim ve maaşlarını Euro olarak isteyen Milli Takımda prim kavgası çıkaran Milli meselelerde araziye uyan Burak efendi Fransa'dan ateş ederek Mesut'u, Milli forma üzerinden vurmaya çalışıyor.
Bir lafa bakmak lazım laf mı diye, bir de söyleyene bakmak lazım adam mı diye…
Mesut Özil asist kralı, dünyanın en iyi hücum futbolcularından biri olmakla birlikte aynı zamanda Dini ve Milli hassasiyetlerini saklamayan tüm baskılara direnerek milli manevi değerlerini koruyan bir savunma karakteridir.
Burak gibiler Milli Takımı küme düşüren prim kavgalarıyla meşgulken Doğu Türkistan'da, Uygur Türklerine yapılan zulmü paylaşarak dünyaya kafa tutuyordu. Bu tavrı nedeniyle en verimli döneminde gözden çıkarıldı.
Dolayısıyla Mesut Özil'in, Fenerbahçe'ye transferi sıradan bir transfer meselesi değildir.
Tüm dünyanın takip ettiği bir vizyon misyon bir duruş meselesidir.
Türk Kızılay'ı sosyal medya hesabından belki de ilk defa bir futbolcu transferi paylaştı.
Sırf Fenerbahçeli diye bu adamı ezeli rekabetin kronikleşmiş çekişmeleriyle yıpratmak yerine hayallerini gerçekleştirmek için döndüğü vatanında bu toprakların çocukları için yapacaklarını görmek lazım.
Maçlar keşke seyircili oynansaydı….
