Yıldırım İkinci

Buruk veda

Vee 2020 yılının son günü ve SİLİVRİ 'me son yazımız. Oysaki bu yılı da her yıl gibi neşeyle, özlemle, beklentilerle bol olması dileğiyle nede güzel başlamıştık, ancak herkesin hemfikir olduğu masumane bir yıl olmadığını gördük ve yaşadık.
Hiç kimse geriye gidip yeni bir başlangıç yapamaz, fakat bugün yeni bir son yapıp yeniden başlayabiliriz. Bunu tüm insani duygularımla, tüm kalbimle insanoğlundan rica mahiyetinde diliyorum.
Bugün biraz salaş yazmak, perakende vurgularda bulunmak isteği geldi içimden, bunun için Silivri'mizin güzide yerel basın kaynağı olan Hürhaber ailesine bana da köşe açtıkları ve onore ettikleri için buradan teşekkür etmek isterim.
Bir gün gerçekten yaşamakta olduğumuz hayatın sona ereceği, o gün gelmeden "An"ın kıymetini bilmek, kötü günler gelmeden de yaşadığımız "An" a şükretmek varken ve çağdaş dünyaya uyum sağlamak varken nedir bu öfke, nedir bu şiddet ve korku eylemleri anlaşılır gibi değil.
O kadar muhteşem bir cümle ki "Kendini sev sonra kendine iyi geleni sev" sevgi üzerine dağarcıklarınız bol olsun. Eğer sevmiyorsan da hayatından çıkarmasını mantıksal ve vicdanî olarak bileceksin bunun için de şiddete, zorbaya gerek duymadan yapmalısın.
Bunları neden belirttim bugün medyada üç kadının daha maalesef katledildiğini gördüm. Hem dehşet verici, hem utanç verici, hem de endişeyle görmüş oldum.
Ülkücü camiada bir söz söylenir "Ya sev yada terk et" diye ama bir insanı yakmak hele ki bir bayana bunu yapmak aklım dimağım almıyor.
Bugün elime kalemi aldığım gün saygın bir öğretim görevlisi olan Aylin Sözer hanımefendinin hunharca katledilmesi ve bunun bir insan tarafından nasıl yapılabileceğini düşünmek bile başımı döndürdü. Yaaa olmuyorsa bir şeyi zorlamanın ne akla ne de mantığa sığar tarafı olamaz.
Benim kendime ait çok sevdiğim cümlem vardır "Sevene can, sevmeyene zan olurum" derim ve gideceksem giderim.
Yüce Rabbim 'iz Hâdis-i Şerıf 'inde de bahsettiği gibi “Cennet annelerin ayağı altındadır” demiş, yani kadınlarımız Peygamber efendimizin korumasına havale etmiştir, bu yüzden kadın sevgidir, duygudur, gönüldür, hayattır, ruh ikizinse sana candır.
Rahmetli annemin bir sözü vardı, “Erkek sel, kadın göldür” derdi nur içinde yatsın.
Kadına Aşk, erkeğe onu Sevmek yakışır.
İster kadın olsun, ister erkek bağırıp-çağırma veya şiddete hiçbir zaman gerek yoktur. Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter bu zihniyeti güdersek her iki tarafta mutlu sonla kucaklaşır.
Çok zor olmamalı biraz alttan almak, anlayış ve tolerans göstermek. Herkesin içinde yarası vardır, kırmamak incitmemek gerek.
Kin, öfke, zorbalık, kıskançlıklar bunlar var olduğu sürece yeni yıla merhaba desek ne olur.
Acısıyla, tatlısıyla modu düşük bir yılı geride bırakıyoruz. Yeni yıla başlarken içimizdeki bir şeyleri değiştirebilmemizi bu doğrultuda yürüyebilmemizi herkese naçizane tavsiye ediyorum.
Daha önce de yazmıştım Yüce Yaradan önce kalbe can vermiş diye, onun için neye kalbinle inanırsan onunla iyileşirsin. İçinizdeki ışığı keşfedin ki, dünyanız parıltılı olsun.
Gönlünüzde kelebeklerin uçtuğu.
Ruhunuzun ayarlarının oynadığı.
Sağlık ve huzurun bol olduğu.
Sevgi dağarcıklarınızın coştuğu.
Musmutlu geçireceğiniz aylarınızın olduğu bir yıl olsun mu?
"O L S U N "
Yeni yılda yeni yazılarda buluşmak ümidiyle hoşçakal-dostça kal SİLİVRİ 'm.

YORUM YAP