En genç meclis üyelerimizden biri ve Plan Bütçe Komisyon Başkanlığı performansı ile de dikkatleri üzerine çeken, takdir kazanması uzun sürmeyen AK Partili Salim Çavdar ile siyasi gündemi ve Silivri Belediyesi bütçe performansını konuştuk.
Cumhur İttifakının Silivri sürecinde oluşum, ilerleme ve gelişmesi hususunda Salim Çavdar, “İlk defa tecrübe edilen bir durum. Zaman zaman hatalar oluyor. Olması da çok doğal. Süreç olabilecek en sağlıklı şekilde ilerliyor. Silivri ittifak kültürünün kitabını yazabilecek bir ilçe örneği oldu. Dört senede herhangi bir kriz ve uyumsuzluk çıkmadan bu işi sağlıklı, güzel bir şekilde götürmek iki tarafın da başarısı” nitelendirmesinde bulundu.
Silivri Belediyesi Plan ve Bütçenin Başkanlığını yürüten Salim Çavdar, Volkan Yılmaz'ın, Silivri Belediyesi bütçe yönetimini değerlendirirken, “Belediyeler sahip oldukları gelirlerle şu anda borçlanmadan hayatlarına devam edemez. Fakat Silivri'de sıra dışı bir örnek var; borçlanma yetkisi almasına rağmen borçlanma yok. Ayrıca da geçmişten gelen bütün borçlar; işçisine, kamuya, piyasaya sıfırlandı” dedi.
“Volkan Yılmaz, bütçe konusunda Türkiye'ye ders veriyor” şeklinde sözlerini sürdüren AK Parti Belediye Meclis Üyesi Salim Çavdar, “Bir yandan bunları yaparken yatırımları durdurmuyor, bilakis daha çok arttıran bir belediye var. Yatırımın bütçe içerisindeki payı da artıyor. Silivri halkı rahat olsun. Volkan Yılmaz, bütçe nasıl yapılır, kullanılır ve gerçekleştirilir konusunda Türkiye'ye ders veriyor” şeklinde konuştu.
“AK Parti'nin İlçe Başkanlığı için insanın isminin geçmesi güzel bir şey” diyen Çavdar, “Özellikle bu yaşta geçmesi benim açımdan gurur verici. Siyasete ilk adımım meclis üyeliği ile oldu. Orada da herhangi bir talebim olmamıştı, bu konuda da olmaz. Şu anda zaten ilçe başkanımız atandı ve inşallah seçim sürecinde onunla ilerleyeceğiz” şeklinde adının siyasi kulislerde ilçe başkan adaylığı ile ilgili geçmesine yanıt verdi.
Silivri Belediye meclisinin en genç üyelerinden biri olarak önemli sorumluluklar üstlenen ve aldığı görevleri de layığı ile yerine getiren Salim Çavdar, kısa süre içinde “Yetgin Çavdar'ın oğlu olarak” giriş yaptığı siyaset sahnesinde kendi olmayı başardı. Oğul Çavdar, Silivri siyasetinin önemli aktörlerinden biri olan baba Yetgin Çavdar'ın gölgesinde dinlenmeden, şahsi duruşunu ortaya koyarak, bulunduğu konumu hak ettiğini ispatladı.
İlk röportajını Hürhaber okurları için verdiğini belirten Salim Çavdar, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN, GİRDİĞİ BÜTÜN SEÇİMLERİ KAZANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: 14-28 Mayıs seçim süreçlerine yönelik eleştirilerin en serti Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneldi. İlk kez birinci turda seçilemeye Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın performansı ile alakalı eleştiri olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Salim ÇAVDAR: Öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumuyla Cumhurbaşkanımızın durumunu aynı değerlendirmek, aynı teraziye koymak çok yanlış olur. Cumhurbaşkanımız şimdiye kadar girdiği bütün seçimleri kazanmış bir lider ve aslında 14 Mayıs seçimlerinde yine birinci çıktı fakat, “% 50 + 1'' kuralından ötürü seçim ikinci tura kaldı. Yani bunu ben bir başarısızlık veya kazanamamak gibi değerlendirmiyorum. Liderin birinci çıkmasına rağmen kuraldan dolayı ikinci tura kalan bir seçim oldu ve şimdiye kadar aldıkları arasında en yüksek oylardan birisini kaydetti bu seçimde. Dolayısıyla hem 14 Mayıs'ın hem 28 Mayıs'ın kazananını ben Recep Tayyip Erdoğan olarak görüyorum. Belki biraz iddialı olacak ama Recep Tayyip Erdoğan'ın, girdiği bütün seçimleri kazanacağını düşünüyorum.
Sevginar SALİ: Neye dayandırıyorsunuz bu iddianızı?
Salim ÇAVDAR: Şimdiye kadarki tecrübeler ile birlikte, yaptığı görevler, gerçekleştirdiği hizmetler, vatandaşın gönlüne dokunması, ihtiyacı olan işleri gerçekleştirmesine. Bugün Türkiye'nin veya dünyanın belki yaşayabileceği en büyük ekonomik, sosyal, sağlık gibi alanda bir sürü sıkıntı yaşadı son 5 yıl içerisinde. Başka bir iktidar olsaydı veya başka bir lider olsaydı tekrar seçim kazanabileceğini ben düşünmüyordum. Ancak vatandaş yine Recep Tayyip Erdoğan'a güvendi. Şu an Türkiye'nin içinde bulunduğu ciddi ekonomik sıkıntıdan (bunun bir dizi etkeni var) yine Erdoğan'ın çıkarabileceği yönünde bir seçim yaptı.
Biz bunun benzerini 2002 yılında yaşadık. Büyük krizler oluştu, Cumhurbaşkanı anayasa kitapçığını fırlattı, enflasyon fırladı ama vatandaş “Bizi bu krizden Ecevit çıkarır'' demedi. Tercihini çok farklı kullandı ve Ecevit'e hiç oy vermedi neredeyse. Benzer bir tablo demeyeceğim ama yine ekonomik krizlerin, sıkıntının olduğu bir durumda rekor bir katılımla rekor bir oyla halk “Bizi bu krizden yine Recep Tayyip Erdoğan çıkarır'' dedi.
Belki şuna da bakmak lazım karşısında da maalesef Cumhurbaşkanı'mız da ifade ettiği üzere “Şöyle, dişime göre bir rakip olmadı'' durumumuz da var. Belki de karşısında da iyi bir rakip de çıkmadı. Kemal Kılıçdaroğlu, ne vatandaşı memnun edebileceğini kanıtladı, ne de ortaya bir şey koyabildi. Ortaya ne bir proje, vizyon koydular. Tamamen oy almak üzerine ittifaklar, mutabakatlar, metinler vesaire, vatandaş demek ki bunları doğru bulmadı veya bunlarla tatmin olmadı. O yüzden de tercihini tekrar Ak Parti'den yana kullandı.
Tamamı yarın Hürhaber Gazetesinde...