En genç meclis üyelerimizden biri ve Plan Bütçe Komisyon Başkanlığı performansı ile de dikkatleri üzerine çeken, takdir kazanması uzun sürmeyen AK Partili Salim Çavdar ile siyasi gündemi ve Silivri Belediyesi bütçe performansını konuştuk.
Cumhur İttifakının Silivri sürecinde oluşum, ilerleme ve gelişmesi hususunda Salim Çavdar, “İlk defa tecrübe edilen bir durum. Zaman zaman hatalar oluyor. Olması da çok doğal. Süreç olabilecek en sağlıklı şekilde ilerliyor. Silivri ittifak kültürünün kitabını yazabilecek bir ilçe örneği oldu. Dört senede herhangi bir kriz ve uyumsuzluk çıkmadan bu işi sağlıklı, güzel bir şekilde götürmek iki tarafın da başarısı” nitelendirmesinde bulundu.
Silivri Belediyesi Plan ve Bütçenin Başkanlığını yürüten Salim Çavdar, Volkan Yılmaz'ın, Silivri Belediyesi bütçe yönetimini değerlendirirken, “Belediyeler sahip oldukları gelirlerle şu anda borçlanmadan hayatlarına devam edemez. Fakat Silivri'de sıra dışı bir örnek var; borçlanma yetkisi almasına rağmen borçlanma yok. Ayrıca da geçmişten gelen bütün borçlar; işçisine, kamuya, piyasaya sıfırlandı” dedi.
“Volkan Yılmaz, bütçe konusunda Türkiye'ye ders veriyor” şeklinde sözlerini sürdüren AK Parti Belediye Meclis Üyesi Salim Çavdar, “Bir yandan bunları yaparken yatırımları durdurmuyor, bilakis daha çok arttıran bir belediye var. Yatırımın bütçe içerisindeki payı da artıyor. Silivri halkı rahat olsun. Volkan Yılmaz, bütçe nasıl yapılır, kullanılır ve gerçekleştirilir konusunda Türkiye'ye ders veriyor” şeklinde konuştu.
“AK Parti'nin İlçe Başkanlığı için insanın isminin geçmesi güzel bir şey” diyen Çavdar, “Özellikle bu yaşta geçmesi benim açımdan gurur verici. Siyasete ilk adımım meclis üyeliği ile oldu. Orada da herhangi bir talebim olmamıştı, bu konuda da olmaz. Şu anda zaten ilçe başkanımız atandı ve inşallah seçim sürecinde onunla ilerleyeceğiz” şeklinde adının siyasi kulislerde ilçe başkan adaylığı ile ilgili geçmesine yanıt verdi.
Silivri Belediye meclisinin en genç üyelerinden biri olarak önemli sorumluluklar üstlenen ve aldığı görevleri de layığı ile yerine getiren Salim Çavdar, kısa süre içinde “Yetgin Çavdar'ın oğlu olarak” giriş yaptığı siyaset sahnesinde kendi olmayı başardı. Oğul Çavdar, Silivri siyasetinin önemli aktörlerinden biri olan baba Yetgin Çavdar'ın gölgesinde dinlenmeden, şahsi duruşunu ortaya koyarak, bulunduğu konumu hak ettiğini ispatladı.
İlk röportajını Hürhaber okuyucuları için verdiğini belirten Salim Çavdar, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN, GİRDİĞİ BÜTÜN SEÇİMLERİ KAZANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: 14-28 Mayıs seçim süreçlerine yönelik eleştirilerin en serti Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneldi. İlk kez birinci turda seçilemeye Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın performansı ile alakalı eleştiri olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Salim ÇAVDAR: Öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumuyla Cumhurbaşkanımızın durumunu aynı değerlendirilmek, aynı teraziye koymak çok yanlış olur. Cumhurbaşkanımız şimdiye kadar girdiği bütün seçimleri kazanmış bir lider ve aslında 14 Mayıs seçimlerinde yine birinci çıktı fakat, “% 50 + 1'' kuralından ötürü seçim ikinci tura kaldı. Yani bunu ben bir başarısızlık veya kazanamamak gibi değerlendirmiyorum. Liderin birinci çıkmasına rağmen kuraldan dolayı ikinci tura kalan bir seçim oldu ve şimdiye kadar aldıklarıarasında en yüksek oylardan birisini kaydetti bu seçimde. Dolayısıyla hem 14 Mayıs'ın hem 28 Mayıs'ın kazananını ben Recep Tayyip Erdoğan olarak görüyorum. Belki biraz iddialı olacak ama Recep Tayyip Erdoğan'ın, girdiği bütün seçimleri kazanacağını düşünüyorum.
Sevginar SALİ: Neye dayandırıyorsunuz bu iddianızı?
Salim ÇAVDAR: Şimdiye kadarki tecrübeler ile birlikte, yaptığı görevler, gerçekleştirdiği hizmetler, vatandaşın gönlüne dokunması, ihtiyacı olan işleri gerçekleştirmesine. Bugün Türkiye'nin veya dünyanın belki yaşayabileceği en büyük ekonomik, sosyal, sağlık gibi alanda bir sürü sıkıntı yaşadı son 5 yıl içerisinde. Başka bir iktidar olsaydı veya başka bir lider olsaydı tekrar seçim kazanabileceğini ben düşünmüyordum.Ancak vatandaş yine Recep Tayyip Erdoğan'a güvendi. Şu an Türkiye'nin içinde bulunduğu ciddi ekonomik sıkıntıdan (bunun bir dizi etkeni var) yine Erdoğan'ın çıkarabileceği yönünde bir seçim yaptı.
Biz bunun benzerini 2002 yılında yaşadık. Büyük krizler oluştu, Cumhurbaşkanı anayasa kitapçığını fırlattı, enflasyon fırladı ama vatandaş “Bizi bu krizden Ecevit çıkarır'' demedi. Tercihini çok farklı kullandı ve Ecevit'e hiç oy vermedi neredeyse. Benzer bir tablo demeyeceğim ama yine ekonomik krizlerin, sıkıntının olduğu bir durumda rekor bir katılımla rekor bir oyla halk “Bizi bu krizden yine Recep Tayyip Erdoğan çıkarır'' dedi.
Belki şuna da bakmak lazım karşısında da maalesef Cumhurbaşkanı'mız da ifade ettiği üzere “Şöyle, dişime göre bir rakip olmadı'' durumumuz da var. Belki de karşısında da iyi bir rakip de çıkmadı. Kemal Kılıçdaroğlu, ne vatandaşı memnun edebileceğini kanıtladı, ne de ortaya bir şey koyabildi. Ortaya ne bir proje, vizyon koydular. Tamamen oy almak üzerine ittifaklar, mutabakatlar, metinler vesaire, vatandaş demek ki bunları doğru bulmadı veya bunlarla tatmin olmadı. O yüzden de tercihini tekrar Ak Parti'den yana kullandı.
“GEREKEN DERSLER ÇIKARILIR”
Sevginar SALİ: Silivri'ye dönecek olursak… AK Parti Silivri'de kaydettiği en düşük oy sonuçlarından birini aldı; %28,3 olarak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Salim ÇAVDAR: Silivri tarihinde en yüksek oyu aldığımız zaman nasıl vatandaşımızı bu demokratik tepkisinden memnun kaldıysak, düşük oy aldığımızda da bunu doğru analiz, irdelemek etmek gerek. Ben kendi açımdan, birçok faktörün sonucu olduğunu düşünüyorum ama burada yerel dinamiklerle genel dinamiklerin arasında fark olduğunu da hesaba katmalıyız. Yerelde yaptığınız veya yapmanız gereken veya yapacağımız bütün çalışmaları hayata geçirseniz dahi genel seçimler için sonuçları çok fazla değiştiremiyorsunuz. Ortada çok kötü, karamsar, bir tablo, da görmüyorum.Buna benzer bir oy oranını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yenilenen ikinci seçimlerinde de aslında Cumhur İttifakı olarak Silivri'de görmüştük. Tabii buradan sonra da hem partimizin ilçe teşkilatı hem il veya genel merkez bazında, bu tabloyu önümüze koyup değerlendirmeler yapıldı, yapılıyor. Buradan gereken dersler çıkarılır. Nerede, ne hata yaptık, neden oyumuz artmadı, neden düştü,bunlar irdelenir ve gereken de yapılır diye düşünüyorum.
“İLÇE KONGRELERİ DOĞRU BİR HAMLE”
Sevginar SALİ: Kurultay süreci işliyor AK Parti'de de. İlçe Kongreleri seçim sonrasına bırakıldı bildiğimiz kadarıyla…
Salim ÇAVDAR: Partimizin Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı ve “Kongreleri yerel seçimlerden sonra yapacağız'' dedi. Dolayısıyla şu anda aslında ilçe kongreleri gündemden çıkmış oldu. Bunu olumlu buluyorum çünkü seçime az bir süre kala ilçede kongre yapmak riskli bir hareket. Ne olursa olsun her kongreden sonra, “O seçildi ben seçilemedim”, “ yeni bir küskünler kesimi oluşuyor. Dolayısıyla seçimden sonraya kalması bence çok değerli. Ben doğru bir hamle olarak görüyorum.
“AK PARTİ'NİN İLÇE BAŞKANLIĞI İÇİN İNSANIN İSMİNİN GEÇMESİ GÜZEL BİR ŞEY”
Sevginar SALİ: Mutlu Bozoğlu'nun milletvekilliği adaylığı için istifası sonrasında İlçe Başkanlığı konusunda adı geçenlerden biri de sizdiniz. AK Parti İlçe Başkanlığı görevi hakkında düşünceniz nedir?
Salim ÇAVDAR: Tabii ki AK Parti'nin İlçe Başkanlığı için insanın isminin geçmesi güzel bir şey. Özellikle bu yaşta geçmesi benim açımdan gurur verici bir şey. Siyasete ilk adımım meclis üyeliği ile oldu. Orada da herhangi bir talebim olmamıştı, bu konuda da olmaz. Şu anda zaten ilçe başkanımız atandı ve inşallah seçim sürecinde onunla ilerleyeceğiz. Dolayısıyla bu konuları konuşmanın çok da faydalı olacağını düşünmüyorum. Şu anda böyle bir gündemde yok. Ama AK Parti'de siyaset yapan her insanın AK Parti ilçe Başkanlığı gibi önemli bir görevde isminin geçmesi gurur verici.
“GÖREV YAPTIĞIM 7 SENE İÇERİSİNDE KİME NE KÖTÜLÜĞÜM DOKUNMUŞ Kİ, TÜGVA'YI BU KADAR ACIMASIZCA ELEŞTİREBİLİYORLAR!?”
Sevginar SALİ: TÜGVA ile ilişkinizi kısa bir süre önce sonlandırdığınızı açıkladınız. Vakıfa yönelik takdir çalışmaları olduğu kadar son derece sert eleştiriler de var. Bir de sizden dinleyelim TÜGVA gerçeği nedir?
Salim ÇAVDAR: Toplam yedi yıl boyunca TÜGVA'da görev yaptım. Bir süre Silivri İlçe Başkanlığı'nı yürüttüm. Daha sonra il yönetiminde bulundum. Daha sonra da İstanbul Teşkilatlanma sorumlu olarak görev yaptım. TÜGVA, öncelikle bir sivil toplum kuruluşu ve ortaokuldan üniversiteye kadar gençlere hizmet etmeyi kendine amaç edinmiş bir STK.Gençlerin kendisini yetiştirmesini destekleyen sporla, sanatla, kültürle, tarihle, edebiyatla gibi bütün branşlarda milli eğitimin verdiği eğitimleri destekleyen bir STK. TÜGVA'nın yaptığı çalışmaları herkes görüyor ama eleştiren insanların maalesef birinci odağı Sayın Cumhurbaşkanı'mızı TÜGVA üzerinden yıpratmak. Oğlunun, Bilal Bey'in yüksek istişare heyetinde olması ve bunun üzerinden de Cumhurbaşkanımızı yıpratmak olduğunu ben düşünüyorum. TÜGVA çok değerli çalışmalar yapıyor. Mesela şunu söyleyeyim, Silivri'de biz bir dron okulu projesi yaptık. Ve burada lise öğrencilerinden dron konusunda merakı olanları dronkullanımında eğittik, yetiştirdik ve buradan finale kalan 3 arkadaşımızı Yenikapı'da, Türkiye'de bu işin en iyileri tarafından verilen bir eğitime gönderdik. Hiçbir ücret ödemeden bu çocuklar gidip bu eğitimleri güzel bir şekilde aldılar ve şu anda bu 3 arkadaşımız da meslek edindiler.Üçü de lise çağında bu işi öğrenip şu anda üniversite öğrencileriler, hem eğitim hayatlarını sürdürüp hem de ciddi bir gelirleri oluşan işleri yapabiliyorlar. Ben bununla gurur duyuyorum. TÜGVA sayesinde bu çocuklar bu imkanıi kazandılar. Şimdi şunu sormak istiyorum, TÜGVA'yı eleştiren arkadaşlar veya kurumlardan hangisi böyle bir şey yaptı bugüne kadar da eleştiriyorlar? Şu an TÜGVA Silivri'de doğa kampları gerçekleştiriyor. Her yaz yaklaşık 1.500 öğrenci katılıyor. Bunun kime ne zararı var? Geneli bırakalım bir tarafa, Silivri'de TÜGVA deyince ilk akla gelen isimlerden birisi benim. Burada görev yaptığım 7 sene içerisinde kime ne kötülüğüm dokunmuş ki, TÜGVA'yı bu kadar acımasızca eleştirebiliyorlar? TÜGVA'nın buradaki yüzü benim. İnsanların bunu görmeleri, düşünmeleri lazım.Maalesef geçtiğimiz yıllarda Adalar'daki İlçe binamıza sistematik bir saldırı oldu. Büyükşehir Belediyesi'nden kiralanan, ücreti ödenen, kira sözleşmesi olan bir yeri, Büyükşehir Belediyesi hukuksuz bir şekilde tahliye etmeye çalıştı. Bu süreci yurt dışındaki FETÖ'nün maşası olan, Twitter'daki trollerin de desteklemeleri ile ülke gündemi haline getirilmeye çalıştılar. Sonuçta günün sonunda hukuk “hayır, boşaltamazsınız burayı'' dedi ve orası hala gençlik merkezi olarak kullanılmaya devam ediyor. Yani TÜGVA bir eğitim vakfı, gençlerin kendini yetiştirmesine katkı sağlayan bir kuruluş. Ve şunu da söyleyeyim, bana da çok ciddi katkıları oldu. Görev yaptığım 7 sene boyunca çok şey öğrendim. Özellikle son 2 yıldır İstanbul Teşkilatlarının tamamından sorumluydum ve İstanbul'un 39 ilçesinde, binlerce arkadaş edindik. Bunların kendilerini yetiştirmesine ciddi katkılar sağladık. Çok insan tanıdık, çok tecrübe kazandık.
Her zaman görev yaptığımız bir yerde vakti geldiğinde sorumluluğumuzu kendiniz bırakıp sonlandırmanızız gerektiğine inanırım. Sonlandırmayı bilmek lazım. Ve ben artık verebileceklerimi verdiğimi düşündüğüm an “tamam'' dedim ve görevi benden daha iyi yapabileceğine inandığım başka bir arkadaşıma devrettim ve o süreci tamamlamış oldum.
“EKONOMİK AÇIDAN ZORA GİRMİŞ BİR BELEDİYE DEVRALDIK”
Sevginar SALİ: İlk dönem meclis üyeliğinize rağmen 4 yıldır Plan ve Bütçe gibi önemli bir komisyonun Başkanısınız. Belediyelerle ilgili genelde borç batağı tespitleri yansır kamuoyuna. 30 Mart 2019 seçimlerinin ardından siz nasıl bir bütçeye sahip bir belediye devraldınız, şu anda durum nedir?
Salim ÇAVDAR: Batık belediye demek doğru olmaz ama ekonomik açıdan zora girmiş bir belediye devraldık. Marmara İktisat mezunuyum. İktisat eğitiminde Türkiye'de en iyi üç üniversite; Boğaziçi, ODTÜ ve Marmara. En iyi iktisat eğitimlerinden birini aldığımı düşünüyorum. Plan Bütçe Komisyon Başkanlığı konusunda ilk başta tecrübem olmadığı için çekimser kalmıştım ama dönemin İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu, Başkan Volkan Yılmaz ve MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın da “Öğrenirsin” dediler. Açık konuşmak gerekirse çok da zorlanmadım. Daha çok meclise gelen gündemle ilgilendiğimiz için yönetimdeki arkadaşlar yardımcı da oldular.
“BELEDİYENİN BORÇLARI SIFIRLANDI”
Kolay anlaşılması için şöyle ifade edeyim; yaklaşık 250 milyon bütçesi olup, 250 milyon borcu olan bir belediye devraldık. Volkan Başkan hep borcunu ödeyen bir belediye tasarrufu çizdi bize. Dört senenin sonunda şu anda kamuya sıfır borcu olan bir Belediye var. Piyasaya hemen hemen hiç borcu kalmadı. Sadece vadesi süren ödemeler var.
“SİLİVRİ'DE SIRA DIŞI BİR ÖRNEK VAR”
Bunun Türkiye'de çok fazla örneğinin olmadığını biliyorum. Bu, Volkan Yılmaz tarzı ve tercihi. Şunu da yapabilirsiniz, Belediyeyi borçlandırabilirsiniz. Sürdürebilir borçlarla bunu devam ettirebilirsiniz. Kimse de size “Niye bu borç var?” demez, çünkü bu bir ülke gerçeği. Merkezi hükümetten alınan pay oranları, son enflasyon artışlarından sonra düşük kaldı. Belediyeler elde ettikleri gelirlerle şu anda borçlanmadan hayatlarına devam edemez. Borçlanmak zorunda. Fakat Silivri'de sıra dışı bir örnek var; borçlanma yetkisi almasına rağmen borçlanma yok, geçmişten gelen bütün borçlar; işçisine, kamuya, piyasaya sıfırlandı.
“VOLKAN YILMAZ, BÜTÇE KONUSUNDA TÜRKİYE'YE DERS VERİYOR”
Bir yandan bunları yaparken yatırımları durdurmuyor, bilakis daha çok arttıran bir belediye var. Yatırımın bütçe içerisindeki payı da her yıl artıyor. Silivri halkı rahat olsun. Volkan Yılmaz, bütçe nasıl yapılır, kullanılır ve gerçekleştirilir konusunda Türkiye'ye ders veriyor. Kendisini ve ekibini çok başarılı buldum.
“GİDERLER KONUSUNDA OLDUĞU GİBİ, GELİRLER KONUSUNDA DA TİTİZ”
Sevginar SALİ: Volkan Yılmaz'a yönelik bütçe hususunda özellikle gelirler ve bu kalemde arttırıcı kısımda ecrimisil artışlarından kaynaklı tepkiler var. Siz Belediye Başkanının bu konudaki tasarrufunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Salim ÇAVDAR: Bu bir tercih, konuyu siyasi bakmıyor. Kendi iş yeriymiş gibi, belediyenin her bir kuruşunu harcarken ne kadar titiz davranıyorsa, gelirleri konusunda da titiz olmamız gerektiğini söylüyor. Vatandaş nezdinde aslında çok güzel bir hareket.
“BÜTÇE YÖNETİMİ KONUSUNDA RAHATIZ”
Ecrimisiller, harçlara yaptığımız artışlar bazen can yakıyor ama Belediyenin gelirlerini artırmak zorundayız. Borçlandıramayız…
Siyasi olarak bedel ödeyecek olmasına rağmen bunu göze alıp, bu artışları ve tasarrufları yapıyor. Ne kadar titiz harcadığına da ben şahidim. Satın alma konusunda ne kadar ekstra mesai yaptığını biliyorum.
Seçilmiş meclis üyeleri olarak onunla beraber yol yürüyen bizler için güzel bir duygu. Bu konuda çok rahatız.
“İTTİFAK KÜLTÜRÜNÜN KİTABINI YAZABİLECEK BİR İLÇE ÖRNEĞİ”
Sevginar SALİ: AK Parti ve MHP, Cumhur İttifakı'nın ruhunu Silivri'de nasıl tesis edebildi?
Salim ÇAVDAR: İlk defa tecrübe edilen bir durum. Zaman zaman hatalar oluyor. Olması da çok doğal. Süreç olabilecek en sağlıklı şekilde ilerliyor. Silivriittifak kültürünün kitabını yazabilecek bir ilçe örneği oldu.Dört senede herhangi bir kriz ve uyumsuzluk çıkmadan bu işi bu kadar sağlıklı, güzel bir şekilde götürmek iki tarafın da başarısı.
Zorlukları yok mu? Mutlaka var çünkü AK Parti olarak burada ittifak ortağısınız. Belediye seçimini beraber kazanıyorsunuz fakat yürütme kısmında, Devlet Bahçeli'nin hükümete destek vermesi gibi siz de burada, karşılıksız destek sunuyorsunuz.
Bazen vatandaş nezdinde bu çok anlaşılmıyor. Sanki Belediye Başkanı veya Yardımcısı sizmişsiniz gibi talepler oluyor. Bunu anlatmak biraz zor.
Her iki partinin de bunu çok iyi benimsediğini düşünüyorum. Bundan sonra da bunu iyi bir şekilde sürdürebileceğimize inanıyorum. Kolay bir şey değil. Meclis üyeleri açısından da zor. Muhalefet adına görev yapsaydım bu kadar tecrübe kazanamazdım. Şu an kazandığım tecrübe misliyle fazla.
AK Parti İlçe Başkanımız Mutlu Bozoğlu ve MHP İlçe Başkanımız Zafer Yalçın sayesinde bu ittifak, paldır küldür başlamasına rağmen sağlıklı yürümeye başladı. Şimdi koşuyor. Onların hakkını da vermek lazım.
“BİZİM İTTİFAK PROJE DEĞİL, GÖNÜL BİRLİKTELİĞİ İTTİFAKIDIR”
Sevginar SALİ: 2024 yılında Cumhur İttifakı'nın Silivri'de devam edip etmemesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Salim ÇAVDAR: Cumhur İttifakı bir proje ittifakı değil. Bunu İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener de söyledi; “Cumhur İttifakı bir proje değil, ama Millet İttifakı bir proje” dedi. Kendisine katılıyorum. Bizimki gönül birlikteliği, 15 Temmuz sonrası kurulmuş vatanın, milletin bütünlüğünü benimseyen insanların bir arada yürüdüğü bir ittifak.
“CUMHUR İTTİFAKI OLARAK SİLİVRİ'DE SEÇİMLERİ KAZANIRIZ”
Önümüzdeki seçimlerde ittifakın devam edeceğine inanıyorum, istiyoruz da. Yerel seçimlerde Silivri'de devam eder. Cumhur İttifakı olarak yerel seçimlere girer ve kazanırız diye düşünüyorum.
“SİLİVRİ'NİN NE KADAR SIKINTISI VARSA BU DÖRT YIL İÇİNDE ÇÖZÜLDÜ”
Sevginar SALİ: Cumhur İttifakının 4 yıllık iktidarında Silivri ne kazandı? Yapılması gereken neler kaldı?
Salim ÇAVDAR: En önemli sorun, E-5'in şehri ikiye bölmesiydi. Şuan bu sorun bile çözülüyor. Yılbaşına kadar tamamlanacağı söyleniyor. Bu çok önemli bir yatırım.
Bazı şeyleri göreve geldikten sonra daha net fark ettik.Örneğin; Silivri'de bir Gençlik ve Kültür Merkezi'nin olmamasının ne kadar büyük eksiklik. Onun da temeli atıldı. Silivri'nin ne kadar sıkıntısı varsa bu dört yıl içinde çözüldü.
Bir benzerini de 2004-2009 yıllarında Hüseyin Turan zamanında Silivri yaşamıştı. Bütün eksiklikler o beş yıl içinde tamamlanmıştı. Şimdi de bizlere nasip oldu.
Birincisi, şehrin iki yakasını bir araya getiren proje; ikincisi, Gençlik ve Kültür Merkezi, üçüncüsü engelli bireyleri olan ailelere yönelik yapılan çalışmalar. Silivri Belediyesinin hakkını verelim. Geçmiş dönemlerde de bu konularda başarılı çalışmaları oldu.
“SİLİVRİ'YE YAPILAN EN ÖNEMLİ İŞLERDEN BİRİ”
Bu dönem daha da üstüne koyarak mesafe kat edildi. Farkında olmasak da çevremizde çok fazla bu konuda mustarip aileler var. Özellikle anneler çok fazla sıkıntı yaşıyor. Bu aileler çok fazla toplumun önüne çıkamıyor.
Silivri Belediyesi ile Nakipoğlu Ailesi işbirliğinde ilçemize kazandırılan Engelsiz Yaşam ve Eğitim Merkezi'nin açılışı yakında yapılacak. Silivri'ye kazandırılan en önemli işlerden biri. Belediye ve bağışçı aile bakımından çok kıymetli. Silivri Belediyesi çok insanın mutluluğuna sebep olacak.
Her mahalleye futbol ve basketbol spor sahaları yapıldı. Görevi olmamasına rağmen Başkan Yılmaz, sağlık ocakları, 112 Yardım Merkezleri kazandırdı. Okullar yenilendi ve çok ciddi destekler sağlandı. Geçmişte de yapılanlar var ama bu dönem üzerine de konarak çok fazla işler yapıldı.
“BEŞ YIL DAHA YÖNETİMDE OLURSAK SİLİVRİ ÇOK İYİ YERE GELİR”
Beş yıl daha Belediyenin yönetimini biz sürdürürsek Silivri hak ettiği işleri görür ve hizmete kavuşur. Çok daha iyi yerlere gelir. Yaşam standardımız yükselir.
“YETKİN ÇAVDAR'IN OĞLU OLMANIN ZOR VE KOLAY TARAFLARI”
Sevginar SALİ: Sizi Yetkin Çavdar'ın oğlu olarak tanıdık ama kendinizi kısa sürede kanıtladınız, konumuzun hakkını teslim ettiniz. Yetkin Çavdar'ın referansıyla siyasete girmenin zor ve kolay tarafları neler?
Yetkin ÇAVDAR: Benim durumumda olan arkadaşlarım var. Güçlü figür olan babaların evlatları olmak hem çok güzel ve hayatı kolaylaştırırken, bir yandan da zorluyor. Kendinizi ispatlamanız gerekiyor. Siyasi konuda her sıkıştığınızda arkanızda bir dağ var. Orada müthiş bir bilgi ve birikim duruyor. Size her türlü çıkış yolu gösterebiliyor ve destekliyor. Kimseye ihtiyacınız yok. Dolayısıyla siyaseti çok rahat yapabiliyorsunuz ama bir yandan da işte onun yaşadığı dönemin bazı doğruları, tarzı ve kuralları var. Bir yandan da benim yaşadığım zamanınşartları. Aramızda 30 yaş var. Haliyle bir jenerasyon farkı oluşuyor. Bakış açılarımız zaman zaman farklılık gösterebiliyor. Sonuç itibariyle aynı ekolde, aynı yerde siyaset yapmanın avantajları çok daha fazla. Tabi ki siyasete bakış açım onların jenerasyonundan çok daha farklı.
“GENEL SİYASET, YERELİ BELİRLİYOR”
Türkiye'de siyasetin evrilmeye başladığını düşünüyorum. Yerel siyasetin biteceğini de. Yerelde yapılan işlerin çok fazla kıymetinin olmadığını, genel siyasetin tamamen yereli belirleyici olduğuna inanıyorum ama Yetkin Çavdar'ın jenerasyonu bu işe böyle bakmıyor. Onların tarzı çok daha farklı.
“TABİ Kİ BİR AVANTAJ”
Onun evladı olmaktan mutlu ve gururluyum. Her zaman desteğini hissettiğim için de rahatım.
“MÜDAHALECİ BİR BABA OLMADI”
Sevginar SALİ: Farklı bir siyasi tercihiniz olabilir miydi? Olsaydı ne olurdu?
Salim ÇAVDAR: Siyasi olarak bunu hiç düşünmedim. Eğitim veya ticari hayatımda hiçbir zaman müdahaleci bir baba olmadı. Üniversite tercihlerime da karışmadı. “İstediğin bölümü ve yeri tercih edebilirsin” dedi. İş hayatımda kararlarımı, ona danışırsam söyler, danışmazsam müdahale etmez. Evlilik kararımla ilgili aynı şekilde. Bu anlamda ben de çocuklarımı yetiştirirken onu örnek alıyorum. Özgüvenime olumlu yansıması oldu.
Sevginar SALİ: Genç yaşta evlendiniz, iki evladınız var gençlere tavsiye eder misiniz?
Salim ÇAVDAR: Okul ve askerlik bitti, 26 yaşında evlendim. Herkese, okul, askerlik bittikten sonra ve tabi ki iş hayatlarını oturttuktan sonra evlenmelerini tavsiye ederim.
Sevginar SALİ: Aile, iş hayatı, vakıf sorumluluğu ve siyaset yetişmek zor olmuyor mu?
Salim ÇAVDAR: Çok programlıyım. Bazı şeylerden; aile, arkadaş, sosyal çevreden ciddi fedakârlık yaptım. Siyasi olarak katılmamız gereken etkinlikler bittiği an Salim Çavdar eve gider. Bunu arkadaşlarım da çok iyi bilir. Evime ve aileme maksimum süre ayırırım. Mümkünse hafta sonları tatil programlarımı ailemle yaparım.
Babanın siyasetçi olmasının, onun ailemize yaşattıklarının tecrübesi bende çok fazla olduğu için dersimi aldım.
“SİYASETTE PLANIN OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: Hayatını bu denli iyi planlayan biri siyasi yaşantısını da programlamıştır. Bundan sonrakisiyasi hedefleriniz neler?
Salim ÇAVDAR: Siyasette planın olmadığımı düşünüyorum. Girişim de plansız oldu. Herhangi bir meclis üyeliği başvurum olmadan İlçe Başkanımızın teklifiyle siyasete girdim. Önümüzdeki süreçle ilgili de plan yapmayı doğru bulmuyorum.
“BİR HİZMET DÖNEMİNİ GERÇEKLEŞTİRİP O SAYFAYI KAPATMAK GEREKİR”
Geçmişin siyasetiyle bugünün siyaseti farklı. Bir hizmet dönemini gerçekleştirip o sayfayı kapatmak gerekir. Bu iş dünyada böyle. Türkiye'de biraz farklı. Burası eğer hizmet makamıysa, hiçbir maddi geliriniz yoksa, manevi bir haz noktasıysa belli bir süre görev yapıp, hizmet edip burayı tamamlamak lazım. Gençliğimin en güzel yıllarında burada hizmet ediyorum. Beni siyasette tatmin eden tek şey yardımcı olduğum insanların yüzlerindeki memnuniyet ve mutluluk. Dolayısıyla 2024 yılı ile ilgili şöyle veya böyle plan yapalım, meclis üyeliğine devam edip etmemekle ilgili bir düşüncem yok. Benim durumumdaki insanlar için siyaset büyük bir mutluluk ama gereklilik değil.