Sevginar Sali

Cazibe merkezi Silivri

Cumartesi akşamı Kadıköy'e Karpuz Festivali'ne giderken, iki gün evvelinde Çanta yolunda düşündüklerimi anımsadım tekrardan. Son üç yılda bu mahallelerimizi ziyaret etme sıklığına bakıyorum da Silivri'nin merkezden ibaret olmadığı anlayışının sözde değil, özünde hepimize hissettiren iradenin hakkını teslim etmek gerektiğini kabul etmeliyiz. Silivrililer için bile ilçe sınırları yeniden çizildi, ilçenin var olan potansiyelleri her zamankinden daha parlak şekilde göz önüne çıkartıldı.
Yılmaz'ın her iki adreste de son bir hafta içinde ve hatta Gümüşyaka'da da Arpa Tohum Dağıtım Töreni ve festival etkinliklerinde “Ben sizi ziyaret ettiğimde sadece konuşmak, görüşmek için değil, hizmet ve çalışma nedenleri ile ziyaretlerim anlamlansın arzusunu taşıyorum” açıklaması yerini buluyor.
Silivri'nin 39 İstanbul ilçesi arasında nüfus yoğunluğu sebebiyle önemi, etkisi zayıftı. Gelişim şartları itibariyle “İstanbul'un kırsalı” nitelemelerine maruz kalıyordu. Ne zaman ki İBB'de sesimiz istikrarlı bir şekilde gür çıkmaya başladı, yerel yönetimin üretken, örnek belediyecilik atılımları ile Silivri adından söz ettirme iddiasını pekiştirdi, işler değişti.
Silivri'yi cazibe merkezi haline getirmek üzerine kurulu siyasi vaatler, yerel yönetim hedefleri bu dönem, genelinde mutlaka etkisi var ancak, yerel koşullar itibariyle iyice ete kemiğe büründü.
Yani Volkan Yılmaz, sadece yerelde bize Silivri'nin merkezden ibaret olmadığını öğretmedi, Silivri'nin İstanbul hatta Türkiye genelindeki yerini yeniden konumlandırırken, değerini de arttırdı. Belediye Başkanının buna öncülük etmesi çok önemli bir husus ve olmazsa olmaz ön şarttır. Ama yereldeki itiş kakışmalarımıza rağmen (ki bunlar işin cilvesi ve olmasında hiçbir sakınca yok, aksine fayda sağlar kanımca…), ortak bir katkının, hoşgörünün sinerjisi de inkar edilemez. Sadece kişisel gözlemim değil, birebirde açıkça söylendiğini de ifade edebilirim, Volkan Yılmaz'ın belediye başkanlığından hoşnutsuz olan kesim temelde başarısız olduğu için değil, dünya görüşü ve bireysel çıkarlarına uygun düşmediğinden değişmesini, bir daha seçilmemesini istiyor. Yoksa 2019 seçimlerinden önceki düzenin devamında Silivri için ciddi bir çıkmaz, değişimle gelen toparlanma herkesin malumu…
“İkinci dönem seçilmek için böyle bir görüntü ve performans gösteriyor. Tekrar seçildikten sonra değişecek” diyenler ilk adaylık zamanlarındaki korkulu senaryoları yeniden masaya sürüyor.
Sıklıkla tekrarlanan “Cumhur İttifakı kaybedeceği için kaybedecek…” veya “Başka yere aday olacağı için ikinci dönemi olmayacak…” öngörüleri içinde “Söz verdiklerini yapamadığı için” ibaresi birinci döneminin sonuna daha 1,5 yıl varken bile Yılmaz ile ilgili söylenemez, söylense bile ancak bir insafsızlık olarak karşılık bulur, sağlıklı bir değerlendirme olmaz.
Bireysel kayırmacılıktan olabildiğince uzak (tamamen diyemeyiz), alıştığımızın ötesinde devletçi yaklaşımı kişisel çıkar ayarlarını bozarken kamu yararının neticeleri Yılmaz'ın ikinci dönem toplumsal testleri arasında bulunuyor. Gücü de, sorumluluğu da paylaşmayı sevmiyor, zayıf olanların, dezavantajlı grupların gözünden düzeni yönetiyor.
Volkan Yılmaz'a atfedilen en önemli handikabı MHP'li olması. Cumhur İttifakının adayı olması hem avantaj hem dezavantaj. Siyasi kimliğine dair hiçbir şüphe yok da, Belediye Başkanı seçildiği günden itibaren Silivri'yi MHP'nin üstünde tutmadığını da pek hissettirmedi. Durum böyleyken, Silivri'den beklenen mütekabiliyettir.

YORUM YAP