Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 2. Geleneksel Canlar Semaha Dönüyor gecesinde Alevi hemşerilerine bir türlü yapımı tamamlanmayan ve yarım kalan Cemevi binasını tamamlama sözü verdi. Işıklar, “İnançlarınızı özgürce yerine getirecek zeminin oluşması Türkiye'de barışın ve huzurun artması anlamına gelir. Başladık bitireceğiz. Baharda semahı orada dönme sözü veriyorum” dedi.
Alevi Kültür Dernekleri Silivri ve Beylikdüzü Şubeleri tarafından organize edilen 2. Geleneksel Canlar Semaha Dönüyor programı, 17 Kasım 2017 Cuma günü, büyük bir katılımla Mega Silivria'da gerçekleştirildi. Esenyurt, Sultangazi, Sarıyer, Bakırköy, Maltepe ve Kartal Alevi Kültür Dernekleri Şubelerinin katkılarıyla hazırlanan programa Alevi Kültür Dernekleri Silivri ve Beylikdüzü Şube Başkanlığını yürüten Coşkun Aksoy ev sahipliği yaptı. Geceye; CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve eşi Esma Işıklar, CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil ve yönetimi, AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu ve yönetimi, Demokrat Parti İlçe Başkanı Halide Avlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şube Başkanı Süheyl Kırkıcı ve eşi Öznur Kırkıcı, Belediye Meclis Üyeleri, CHP eski İlçe Başkanlarından Abdullah Yıldırım, Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Nuray Koçer, Yeni Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Başkanı Ercan Çalışkan, Şoförler Odası Başkanı Recep Akıncı, Sander Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Dertop, Alevi inanç önderleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda Alevi toplumu üyesi vatandaş katılırken, Türk halk müziğine gönül vermiş Metin Güven, Filiz Denizhan, Dilek Odabaş, Tolga Sağ, Muharrem Temiz, Nilüfer Sarıtaş ve Fatma Şahin sahne aldı.
AKSOY: ALEVİLİK SAĞLAM BİR İNANÇSAL TEMELE OTURUYOR
Açılış konuşmasına Pir Sultan Abdal'ın Sofu Mezhebimi Neden Sorarsın şiiriyle başlayan Coşkun Aksoy, şunları söyledi: “Sofu mezhebimi neden sorarsın? Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz. Gözlüye gizli olmaz ne ararsın? Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz. Eğnimize biz kırmızı giyeriz, halimizce biz de mana duyarız. İmam Cafer mezhebine uyarız, biz Muhammed Ali diyenlerdeniz. Gönül dostları, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz gecemize. Biz inancımızda daima hakikati arayan ve onu buldukça ifadeye cüret gösteren kâmil insanlarız. İnancımızın dinamikleri o kadar sağlam ki binlerce yıldır bozulmadan gelen ritüeller bize bunu gösteriyor.
“ÖZCAN IŞIKLAR'IN OLAĞANÜSTÜ DESTEKLERİ OLDU”
Değerli canlar, bu gecemizin tertiplenmesinde emeği geçen yönetim kurulu arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bizlere destek veren İstanbul şubelerimizin yönetim kurullarına ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Ve en önemlisi bizden desteklerini hiçbir şekilde esirgemeyen Belediye Başkanımız Sayın Özcan Işıklar'a huzurlarınızda sonsuz teşekkür etmek istiyorum. Böyle bir program yapmak istediğimizi söylediğimde, “Siz ne gerekiyorsa yapın, emrinizdeyiz” dedi. Değerli dostlar, bu gecenin düzenlenmesinde maddi ve manevi Silivri Belediyesi bize olağanüstü destek verdi. Bizlerin bir araya gelmesine vesile oldu, kendilerine tekrardan çok teşekkür ediyorum. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
IŞIKLAR: ÜZERİMİZDE OYNANMAK İSTENEN ÖTEKİLEŞTİRME ANLAYIŞINA KARŞI UYANIK OLACAĞIZ
Aksoy'un ardından Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a söz verildi. “Özellikle böyle dönemlerde bir arada olmaya çok ihtiyacımız var” diyen Işıklar, katılımcılara şöyle seslendi: “Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Coşkuyu, sevgiyi, kardeşliği, barışı huzuru paylaşmaya ihtiyacımız var. Yaşıyoruz, görüyoruz, bunları birbirimize söylemekten imtina etmememiz lazım ki üstesinden gelebilelim. Bütün İslam coğrafyasında küresel bir oyun sahnelenmek isteniyor. Oynanan oyunlara alet edilen en çok bizler olduk. Değerlerimizi, inançlarımızı ayrıştırma sebebi gibi gösterip İslamiyet'in yüzünü terörize eden bölme- parçalama-ötekileştirme anlayışının oyununa gelmememiz lazım. Farklılıklarımızı başkalaştırmaya çalışanlara karşı da uyanık olmalıyız. Biz yaratılanı yaratandan ötürü seven bir anlayışı temsil ediyoruz. İnancımızın esası, insan sevgisidir. Biz bu memlekette insana olan saygının çimentosuyuz.”
“SİZLERE BAHARDA CEMEVİMİZDE SEMAH DÖNME SÖZÜ VERİYORUM”
Işıklar, konuşmasının devamında yapımı devam eden Silivri Cemevi inşaatını bitirme müjdesi verdi: “İnançlarınızı özgürce yerine getirecek zeminin oluşması Türkiye'de barışın ve huzurun artması anlamına gelir. İlçemizde de böyle. Başladık bitireceğiz. Biz kendi inançlarımızla, değer ve katkılarımızla yapacağız. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şubesi Başkanı Süheyl kardeşimiz de aramızda. Vakıf olarak ben baharda semahı orada dönme sözü veriyorum. Gecikmesini bir kenara koyun, yakıştığı şekilde ve daha güzelini elbirliğiyle yapacağız. Hoşgörü, barış, huzur ortamının sağlanması konusunda hep birlikte gayret göstereceğiz. İnsanı ve hoşgörüyü esas alan, Anadolu Müslümanlığını erenleriyle Balkanlar'a kadar yayan bir kültürün temsilcileri, ilçemiz barışının da en önemli yapı taşlarından ve bundan sonra da tüm hemşerilerimiz gibi el ele, gönül gönüle olmaya devam edeceğiz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.”
EMRE: ÜLKEMİZ FARKLILIKLARIYLA BÜYÜK BİR ZENGİNLİK İÇERİYOR
Sahneye Işıklar'a katkılarından dolayı plaket takdim etmesi için çağrılan CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, bu esnada duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Emre, “Bu gecenin hazırlanmasında emeği geçen herkese yürekten şükranlarımı sunuyorum. Sayın Belediye Başkanımız Özcan Işıklar, hakikaten Silivri ilçesini örnek bir anlayışla yıllardan beri yönetiyor. Bir belediyenin, o sınırlar içerisinde yaşayan halka eşit mesafede, herkese elini uzatarak nasıl yönetmesi gerektiğini de örnek bir şekilde gösteriyor. Özellikle bu tür etkinliklerde hep şunu söylerim; Türkiye, dünyanın en güzel ülkelerinden biri, öyleyse Türkiye'de yaşamanın da bir o kadar güzel olması lazım. Bugün ülkemizde yaşayan Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle, Hristiyan'ıyla bu ülke, farklılıklarıyla büyük bir zenginlik içeriyor. Önemli olan bu zenginliğin farkına varmak, bu zenginlikten güç alabilmek, büyük bir kardeşlik hukuku yaratabilmek. Bugün burada farklı siyasi pencerelerden bakan insanlarımızla bir masada hoşgörü içerisinde bulunabiliyorsak, ülkemizde de bu hoşgörü anlayışını egemen kılmamız lazım. Evet, biliyoruz Alevilerin ülkemizde bazı hak talepleri var. Bu konuda ilerlemeler olduğu da yerel düzeyde açık. Özellikle Cemevleri'nin ibadethane sayılması konusunda yerel düzeyde farklı siyasi partilerin kabulleri var ama bunun bütün ülkeye merkezi bir anlayışla hakim olması, eksiklerin giderilmesi lazım. Şayet böyle olursa Türkiye daha da güçlenerek toplumsal barışında önemli bir mesafe alarak yoluna devam etmiş olacaktır. Biz tüm Türkiye'nin vekiliyiz. 80 milyon insana hitap ediyoruz. Bize elini uzatan, bizden destek isteyen, yanında olmamız isteyen kim varsa o eli başta CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere uzatmaya hazırız. Ülkemizi çok daha güçlü, yaşanabilir bir ülke hakine elbirliği ile getireceğiz. Hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum” diye konuştu.
DEMİR: GİDECEK BİR YERİMİZ YOK
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, toplumsal yaşamda maruz kaldıkları ayrımcılıklara dikkat çekti. Demir, konuşmasında şunları kaydetti: “Türkiye'deki hak ihlallerini ortadan kaldırmak adına karış karış geziyoruz. İnanç ayrımı olmasın diye mücadele ediyoruz. Küçük bir anımı anlatmak istiyorum; yaklaşık 7-8 ay önce Alman Dışişleri Bakanlığı imzalı bir davetiye aldım. Dünyanın en etkin 100 tane din ve inanç temsilcisi olarak Türkiye'den tek ben seçilmişim. Gitme kararı aldık, hazırlıklarımızı yaptık. 10-15 gün kala Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu aradı. “Sayın Başkanım Almanya'ya gidiyormuşsunuz. Panelin konusu nedir, benim bu konuda yapabileceğim bir şey var mı, size nasıl katkı sunabilirim” diye sordu. Sayın Başkanıma nazik tavrı için teşekkür ettim. Kendisine, “Orada Türkiye'deki hak ihlallerini, tutuklu milletvekillerini, kayyum atadığınız belediye başkanlarını anlatacağız ancak bütün bunları anlatırken de finalde ülkem adına bir şeyler söyleyebilirsem bu da beni mutlu eder. Hazır aramışken Sayın Bakanım sizden ricam bana ülkem adına söyleyebileceğim doneleri verirseniz finalde de ben bunları söylemiş olayım” dedim. Sayın Bakan, teşekkür ederek telefonu kapattı. Ne oldu biliyor musunuz sevgili dostlar? Alman Konsolosluğu Genel Merkez'imizi aradı, “Genel Başkanınızın programı iptal oldu” dedi. Bunu sizlere özellikle anlattım. Programımızı niye iptal ettiler, suçumuz, günahımız ne diye soruldu tabi. “Genel Başkanınız İngilizce bilmediği için iptal ettik” demişler. Sanki dünyanın yüz yerinden gelen adamların hepsi İngilizce biliyormuş gibi! Bu ülke önemli bir süreçten geçiyor. Biz 15 Temmuz'dan önce de darbeler yaşadık, 15 Temmuz'u da yaşadık. Bu ülkenin dışında gidecek hiçbir yerimizin olmadığını çok iyi biliyoruz. Alevi'si Sünni'siyle, sağcısı solcusuyla bu memleketin bizim olduğunu biliyoruz.
“TÜM İYİMSERLİĞİMİZE RAĞMEN HALA ÖTEKİLEŞTİRİLİYORUZ”
Her platformda analar ağlamasın, çocuklarımız ölmesin, Türkiye'ye barış gelsin diyoruz. Lazım değil, lanet olsun, hiçbir şey istemiyoruz. Biz Cemevleri'ne ibadethane statüsü verilmesinden de vazgeçtik. Din derslerinin zorunlu olarak okutulmasından da vazgeçtik. Türkiye'deki ayrımcılığa da razıyız. Yeter ki barış gelsin. Kimse Alevilerin üzerinden nemalanmasın. Ama maalesef bütün bu iyi niyetimize rağmen her seferinde ötekileştirilen, yok sayılan ve inancından dolayı farklı farklı sıkıntılar çeken biz oluyoruz. Biliyorsunuz Milli Eğitim müfredatı yeni hazırlandı. 21. yüzyılda Alevi misiniz, Sünni misiniz diye ayrımcılık yapılarak çocuklarımıza zulüm ediliyor. İşin özü biz bu ülke için bu kadar iyimser davranırken ve bu ülkenin en büyük cemaati olmamıza rağmen, çocuklarımızı özel okullara değil devlete teslim ederken hala ayrımcılık yaşıyoruz. Bütün hakkımızdan vazgeçtik, barış gelsin ülkemize diyoruz ama burada siyasiler kulaklarını tıkamış. Onların yukarıda ettiği kavga bizi ilgilendirmiyor. Biz sonuna kadar bu ülkenin çağdaş, aydın, demokrat, laik, Cumhuriyetin ilkelerine sahip çıkan tavrımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Bu bizim duruşumuz. Semahlarımızla, türkülerimizle, deyişlerimizle, yol arkadaşlarımızla sonuna kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Bunu herkes bilsin. Biz bu ülkenin sigortasıyız. Biz olduğumuz sürece bu ülkenin sırtı yere gelmez. Siyasilere inat birliğimizi bütünlüğümüzü sağlamak zorundayız çünkü gidecek başka yerimiz yok.
“FETÖ GİTTİ, MENZİL GELDİ”
Dışardan ahkâm kesmek çok kolay. Biliyorsunuz Ortadoğu kan gölüne döndü. Amerika'nın Türkiye üzerinde sinsi planları var. 15 Temmuz'u yaptıran Amerika'dır, arkasındaki CIA'dır, Avrupa ülkeleridir. FETÖ terör örgütünü ülkede barındırmayın diye 40 yıldır bağırmamıza rağmen gelen bütün iktidarlar bu cemaati beslediler. Şimdi menzil cemaati var. Yeni yeni türeyen başka cemaatler var. Türkiye'yi bu sefer bunlar yönetir hale geldi. Referandumdan önce bir AK Partili milletvekili arkadaşıma, sevgili dostum Başkanlık Sistemi iyi olabilir ama ülkede yargıyı, adaleti, insan hak ve özgürlüklerini bitirdiniz, bu kabul edilirse yarın emin olun en çok Tayyip beye, AK Parti'ye zarar verecek çünkü eskiden %40'la iktidar olma şansınız vardı artık %51 demiştim. Hz. Ali'ye sormuşlar devletin dini nedir diye, adalettir demiş. Ülkede her geçen gün adalet kötüye gidiyor, bizim haykırışımız o anlamdadır yoksa biz asla siyaset yapmıyoruz. Uzun yıllardır siyaset yaptım, 5 yıldır siyasi kimliğimi bir tarafa bıraktım, hiçbir siyasi partiye gitmiyorum, bütün siyasi partilere eşit mesafede duruyorum. Değerli dostlar, Türkiye'yi layık olduğu yere hep birlikte taşıyacağız. Bu gece için katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyor, helali hoş olsun diyorum.” Konuşmalarının akabinde Demir'e geceye yapmış olduğu katkı ve katılımlarından ötürü plaket verildi. Plaketi, Garip Dede Dergahı Başkanı Pir Celal Fırat takdim etti.
Protokol konuşmalarından arta kalan zamanda sanatçılar sırasıyla sahne aldı, gece boyunca türküler söylendi. Semah ekipleri semazenlerle birlikte birlik, irilik ve dirilik için semah döndü.
Hazal BAŞARAN