Silivri’de işler nasıl dönüp dolaşıp Ömer Çetin’e geliyor aklım almıyor inanın. Asıl merak ettiğim ise hiçbir dahili veya suçu yokken insanların nasıl bir kolaycılıkla suçlanıyor olabilmesi.
Ömer Çetin’in eksik ve kusurları var mı? Var tabi. Ama bir de şöyle düşünün; hangimizin yok ki!? En büyük kusuru da çok tanıdığım ve yakinen bildiğim biri gibi en son söylemesi gereken şeyi en başta ifade etme huyu olsa gerek. Dilinden dökülenler, aklından geçenler yüreğinin güzelliğini duvarlarla örebiliyor. Duygusallık ve hassasiyetini savunmak için kelimeleri hançer gibi saplanabiliyor karşısındakine. Bir zamanlar rakiptik; birbirimizi hiç tanımazdık ama düşman gibiydik. Çok canımı acıtmıştı yazdıkları, tabi o dönem çaktırmadan sineye çekmiş, yaralandığım kadar cevap yetiştirmeye çalışmıştım yılların kelime ustasına… Acemilikler işte!
Sokakta konuşulan her şeye inanmayın. İnsanların kızgınlıkla birbirine yazdıkları, söylediklerine itibar etmeyin. Keşke mümkün olsa birbirinizi kırdığınız mevzuların bir çoğunun ne kadar boş olduğunu anlatabilsem.
Ömer Çetin sadece bir insan… Gözünüzde o kadar büyütmeyin. Bir belediye başkanına, Silivri’ye zarar verecek kadar güçlü biri değil. Siyasi ve pek çok donanıma sahip ve bunları birine hizmet etmek için kullanmasının sebebi hayat mücadelesi. Bunun nasıl bir şey olduğunu sanıyorum herkes bilir. Hepimizin içinde bulunduğu bir mücadele.
Ömer Çetin, Özcan Işıklar’ın ‘sağ kolu’ görünümünde ve pek çok kişinin aksine bunu hiç önemsemiyor oluşu sinir bozucu. Oysa ikilinin arasında görev aşkından ziyade dava ve yol arkadaşlığı paylaştıkları.
Çetin’in avukatlığı olarak düşünmeyin. Sadece susmak içime sinmiyor. Çetin’in istifası isteniyor ya eminim bin defa bu kararla o Işıklar’a zaten muhtelif zamanlar ve olaylar çerçevesinde çıkmıştır. Ama dün olduğu gibi bugün de Çetin’in dostu, yani belediye başkanımız ‘sarı öküzü’ vermenin neyin başlangıcı olacağı konusunda kendi kendine yönelik telkiniyle istifasını yine ve de kabul etmez.
Işıklar, Çetin’in istifasını kabul etmemekle iyilik mi yapıyor, kötülük mü tartışılır. Yani ben bunu tartışırım. Çok da ayrıntılarına dalmadan genel anlamda söyleyecek olursak; Işıklar açısından iyi, Çetin bakımından yıpratıcı bir süreç. Işıklar’ın dostu olmanın ağır bedeli... Özel insanlar zordur. Katlanır ve sevilir kılınmaları için özel yetenekler, fikirler ve duygularla donatılmış olduklarını düşünüyorum.
Çok pis bir huyum var; herkes bir yöne hücum ederken, savunmaya geçiyorum. Ama tek etken bu değil; ben Ömer Çetin’in hayatının en kötü tanıtım projesinin kendisiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. İnsanların onun hakkında ne düşüneceğini önemsemiyor belki de... Bedelini ağır ödüyor.
Çözüm mü? 2014 yerel seçimleri bir ispat fırsatı olabilir… Bir şey ispat etme ihtiyacı hissederlerse tabi… Yapılması ve yapılacaklar konusunda asıl kararı Çetin ve Işıklarlar verecek. Başka kimse değil... Işıklar’ı pek çok konu ve açıdan eleştirebiliriz; vefasızlık çok zorlama olur... İşte büyük ölçüde bu yüzden Çetin’e sahip çıkmaya devam edecek... Sonucu ne olursa olsun...
ABELİA CUP’TA ÖDÜL HEYECANI
Abelia Sports Clup ve Silivri Tenis Akademi’nin ortaklaşa düzenlediği, toplamda 140 sporcunun katıldığı 2013 Abelia Clup tenis turnuvasının ödül töreni 9 Ekim 2013 Çarşamba, bu akşam saat 19.00’da gerçekleştirilecek. Turnuvanın katılımcı ve şampiyonları ödüllerini alacak. Kazananları şimdiden tebrik ediyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ
Hadis-i şerifte buyuruluyor: "Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin! Kimi seversen ve ne kadar seversen sev, bir gün ayrılacaksın! Ne yaparsan ve nasıl yaşarsan yaşa, karşılığını göreceksin!”
NİCE GÜZEL YAŞLARA
İSMMMO Silivri Temsilcisi Saadet Gencoğlu’nun dün doğum günüydü. Bir gün gecikmeli de olsa kutluyorum. Yeni yaşında, yeni heyecanlar ve bunların hayırlı neticelerini diliyorum. İyi ki doğdunuz Saadet Gencoğlu, iyi ki varsınız… Yeni yaşınızda her şey gönlünüzce olsun.
Mutlu yaşlara...