Bazı konular, kimi zamanlarda özel hassasiyete bürünür… Örneğin doğum öncesi bir kadının fiziksel olarak veya beslenme açısından kendisine ve çevresindekilerin ona ayrı bir özen göstermesi gerektiği gibi…
Şunu özellikle belirtmek istiyorum; son bir yıldır CHP’lilerin Silivri yerine ilçemizde bulunan cezaevine odaklanmasının tabi ki sebepleri var. Açıklanan ve müebbet cezalar ile akıllara kazınan adaletsiz yargı sürecinin hafızalara işlendiği Silivri’de konserlerde eğlence görüntüsü vermek istemediklerini düşünüyorum. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım cezaevi ile Silivri’nin özdeşleşmesi durumu çoğu noktada kaçınılmaz. Bu durumu kabul edip, karşı stratejilere artık ciddi bir ağırlık geliştirmek şart.
Silivri Belediyesi’nin ‘Silivri’de yaşamak güzel’ sloganıyla bastırdığı çantalardan birini kullanan bir arkadaşımız, İstanbul’da otobüste karşılaştığı ve ilk anda anlam veremediği tepkiyi paylaşınca anladım ki olayları sadece Silivri’den bakarak anlayamayız, yanlış manaları da bu perspektiften çözme şansımız yok; Silivri cezaevinde yaşamanın güzel olduğu mesajını vermek için özel bir çalışma yapılabileceği fikri nasıl bir akla hizmet eder düşünemiyorum! Ama insanlar o kadar kamplaştı ki söz konusu süreçte birbirine karşı algıda bu kadar acımasız olabiliyor demek ki…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Silivri ziyareti seçim arifesinde olduğumuz için özellikle anlamlıydı. Öncesinde hiçbir etkinliğe gelip gelmeyişinin bu kadar derin anlamı yoktu, böylesi büyük mana yüklenmedi… Peki şimdi neden yükleniyor? Çünkü seçim var… Beklentiler, genel merkezin görüşüne, düşüncesine, kararına odaklanmış durumda Silivri’de pek çok kişi.
Kılıçdaroğlu yerel bir etkinliğe gelseydi ve adaylık açıklaması dahi yapmasaydı, en ufak bir iması bile çok şey ifade ederdi. Bu yüzden de kaçınmış olabilir… Aday adaylık sürecine ciddi bir müdahale olurdu belli isimle alakalı en ufak işareti… Bu da anlaşılır bir şey.
Anlaşılmayan ise şu; Salı günü kabul ettiği ve başka bir programı varken neden "katılacağım” dedi Silivri davetine!? Böyle bir şey söylemediği bunun Işıklar ve Tuğlu’nun açıklaması olduğunu kabul etmek istemiyorum.
Programın iptal gerekçesiyle ilgili Işıklar’ın ‘savaş gündemi sebebiyle Ankara’dan ayrılmayacak’ açıklaması ve gerçekte Kılıçdaroğlu’nun Kuşadası’na gidip nikah şahitliği yapması ikinci bir handikap.
Bir genel başkana davet, programdan üç gün önce mi yapılır? Yapılır da nasıl kabul edilir? CHP’de akıl sır ermeyen şeyler yaşanıyor… Ve hepsi de Işıklar’ın hanesine programsızlık ve başarısızlık olarak yazılıyor… Yerelde tabi… Genel Merkezin ortaya çıkan tabloda hiçbir şey görmediğini düşünmek bile mümkün.
Olan Silivri ile CHP ve Işıklar bağlamında oluyor; insanlar ‘Işıklar, genel başkanını Silivri’ye getiremedi, tesiri ve önemi bu kadar yetersiz’ diye düşünüyor... ‘Genel Merkez, Silivri’ye önem vermiyor’ gibi fikirler üretiyor... Toplamda bir programsızlık sıkıntısı olduğunu da belirtmek gerekir…
Silivri, CHP’yi anlamaya hazır yeter ki siz Silivri’ye sahip olduğu değeri verin, açıklama yapacak kadar sayın… Silivri ve pek çok CHP’li bunu da unutur… CHP’nin içinde unutturmak istemeyenler ellerinden geleni yapacaktır… Aslında Kılıçdaroğlu’yla ilgili konu tamamen yerel seçim odaklı. Gerisini milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları da gayet iyi toparlayabilir. CHP’liler ve Silivri, 2014’te yaşanacaklar ile ilgili sabırsızlık içinde…
Yerel seçim arifesinde olmaz da; sonrası için geç kalmış olmayın! İmkan bulursalar CHP’li yerel yetkililer Genel Merkezlerini ‘cezaevi’ ve ‘Silivri’ tanım kullanımı konusunda uyarsın lütfen. Bu işi Silivri halkına bırakırsanız canınız yanabilir.
Bu arada Cumartesi günü Özcan Işıklar, tüm hayal kırıklıklarını içine gömüp Genel Başkanı’na cezaevi programında eşlik ederken, aday adayı rakipleri de Kuşadası’nda kulis peşindeydi. CHP’nin aday adayları arasında, hafta sonu yaşanan süreçte, kaybeden yok ama bulundukları noktadan bir adım ileri giden de olmadı sanıyorum… Işıklar, zararını olabildiğince telafi etti, adaylık rakipleri de ellerinden geleni yaptı nasıl bir sonuç ve etki doğuracağı henüz belli değil.
Bu arada AK Partili arkadaşlarla konuşuyoruz onlar da CHP’nin adayının Özcan Işıklar olacağı konusunda hemfikir. "En zayıf rakibimiz” diye de ekliyorlar; teselli olacakları bir şey bulmuşlar ama inandırıcılık açısından ciddi bir problem var haberiniz olsun! Mağlubiyetler tarihi rakibini küçümseyenler yazar unutmayın…
İyi haftalar…