Bakmayın gülücük koyduğuma, CHP'nin tepkisine katılıyorum… Başka konularda haksız olması bu husustaki haklılığını zerre azaltmaz, artık Silivri Belediye Başkanı olan Volkan Yılmaz'ın söylemini ne kadar zorlarsanız zorlayın haklı çıkarmaz.
Ben gazeteci olarak acemiliğine verecektim. Boğuştuğu bir sürü sorun varken, sahur mahmurluğu çok da düşünülerek ağzından çıkmayan bu cümleye pek takılmamayı düşünüyordum… Ama muhalefet haklı olarak affetmedi… Vurdu ve uzun zamandır rakibinin yediği golleri izleyen tarafa, kendi kale ağlarının havalandığını görmek nasip oldu…
Volkan Yılmaz'ın siyasi kimliği ve konumunu bilerek böyle bir söylemi kendisine yakıştırmayanlar olarak kendi iyi niyetimizin kurbanı olduk belki…
Ne diyor Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu ağırladıkları sahur programında?
“Cumhur İttifakı ruhunu özümsemiş anlamlandırmış insanlar olarak biz kendi arkadaşlarımıza gideceğiz, o zillet ittifakında kristalize olmuş arkadaşlarla kaybedecek vaktimiz yok. Onları ikna etmek gibi bir derdimiz de yok...”
CHP bu sözlere tepkisini ortaya koyarak “Silivri siyasetinde asla yeri olmayan bir zihniyetin üslubu” diyor… Silivri siyaseti çok daha kötülerini gördü görmesine... Ancak Volkan Yılmaz'ın bizi alıştırdığı; ideolojik inançları bir kenara koyarak kucaklayıcı, iyi niyetli siyasi kimliğine güven ve desteği sorgulattı… Belki bu sorgulamanın arkasında çoğunlukta yine Yılmaz'a desteğin devam yaklaşımı sürer ama canımız sıkıldı mı? Benimki sıkıldı doğrusu…
Başkan Yılmaz da kendisine inanan insanları bu tarz söylemlerin nasıl üzebileceğini tecrübe etmiş olarak bundan sonra daha dikkatli mesajlarla yoluna devam eder umarım… Ne söylediğiniz kadar bunu nasıl ifade ettiğiniz de son derece önemli. Yılmaz'ın siyasi tecrübesine ve başarısına yakışmayan bir yanlışa imza attı.
Önümüz 23 Haziran… Siyaset bir süre daha gündemi şekillendiren en önemli etken olmayı sürdürecek. ‘Zillet'in mimarları ve en ateşli taraftarları bile bu söylemden vazgeçmişken, Yılmaz'ın buna başvurmasının haklı izahı tabi ki yok!
Doğru yaptığı pek çok konunun yanında yanlışa düştüğünde bundan ders almayı bilip bilmediğini önümüzdeki zaman Yılmaz'a kamuoyuna anlatma fırsatı verir… Bunu gerektiği gibi değerlendirmek kendisine kalmış…
Silivri Belediye seçimlerinde Yılmaz'a oy verip, İBB'de İmamoğlu'dan yana tercihte bulunan seçmenlerin varlığını yine de hatırlatalım Belediye Başkanımıza… Güzel hatırına bir kereye mahsus Binali Yıldırım'a destek verip de pişman olanların varlığı da keza aynı şekilde unutulmamalı.
Bir konu daha var siyaseten bunu kimse kolay kolay dile getiremez ama ben alenen söyleyeyim bir çokların kendi aralarında fısıldaşarak değerlendirdiğini : )) Silivri AK Parti, İBB'de dayanak bulduktan sonra Volkan Yılmaz'ın etkisi ve önemi gözlerinde azalır yorumlarına katılıyorum. İBB başkanları varken, ilçe başkanının kıymeti ister istemez önemsizleşir… Ayrıca hakkın yerini bulması için İmamoğlu, sahada açık ara kazandığı seçimin mazbatasını alarak Başkanlık koltuğuna oturmalı.
İçişleri Bakanımızın taşıdığı tereddüdü hiç hissetmiyorum; İmamoğlu, Silivri'ye belediye başkanının siyasi kimliğinden kaynaklı ayrım yapmaz. İlk seçiminde %50'ye yakın oy aldığı Silivri'den ikinci seçiminde sokak %70 diyor ama siz buna %60 deyin oy alacak bir İmamoğlu, bu ilçeye ne deyip ya da düşünüp ayrımcılık yapacak Allah aşkına! İnsan taş olur valla…
İstanbul'u bilmem de Silivri'de 31 Mart'ta Binali Yıldırım'a oy vermeyen insanların fikrini 23 Haziran'da değiştirecek hiçbir etkinlik şimdiye kadar göremedim. Geçersiz oy kullananlar, sandığa gitmeyenleri etkinleştirecek bir durum da yok! Cumhurbaşkanı, Binali Yıldırım, kelli felli AK Partililerinin anlatamadığı İstanbul seçiminin tekrarı hususundaki haklılığı ilçe teşkilatında anlatabilecek insan bulmak şöyle dursun, aramak bile boşuna…
Bir de zaman bu sefer AK Parti aleyhine çok fena işliyor…
Ekonomik kaygılar bu denli artmışken siyasi söylemler seçmene ulaşamıyor bile…
Silivri halkı çok radikal bir yaklaşımla, son derece spesifik bir karar verdi 31 Mart'ta… Siyasi ideolojisi ne olursa olsun, Yılmaz'ın temsil ettiğine ne kadar ters veya uzak durursa dursun; kendisine destek verdi ve belediye başkanı seçti. Evet 23 Haziran'daki de bir yerel seçim ama siyasi söylemler artık belediye başkanımızı kısıtlayan nitelikte. Çok da politik olarak gerekli olan ekstrem söylemleri kime oy vermiş olursa olsun, hangi partiye kendini yakın hissederse hissetsin herkesin belediye başkanı olan değil bir zahmet siyasetçiler, milletvekilleri, ilçe başkanları çok gerekliyse dile getirsin.
Halk siyasete ‘tok', hizmete ‘aç'!