Tüm insanlığı etkisi altına alan koronavirüsün ne şekilde çıktığı tartışmaları bir yana, virüsün dünyaya yayıldığı ülkenin salgınla mücadelesindeki başarısı oldukça önemlidir. Nitekim, salgının yayılmasını engellemek için Çin'in tecrübelerini Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros diğer ülkelerin de öğrenmelerinin değerli olduğuna işaret etti. Bu yazımda bu başarıyı nasıl elde ettiklerini ele alacağım.
3 ANA STRATEJİ
Hükümet salgını kontrol altına almak için ülke genelinde 3 ana strateji izledi;
- Salgın başlar başlamaz enfeksiyonun kaynağına anında gidildi ve kimlerin etkilendiği yapılan testlerle tek tespit edildi. Bu sayede de;
- Yayılımın güzergahı tespit edildi.
- Güzergâh tespit edildikten sonra da şüpheli görülen vatandaşlar ve geri kalan savunmasız nüfus katı tedbirlerle koruma altına alındı.
MOBİLİZASYON VE TOPLUM BİLİNCİNİN ÖNEMİ
Bu strateji doğrultusunda; geçmişteki SARS ve H1N1 virüsü deneyimlerinin de etkisiyle salgını kontrol etmek konusunda hızlı ilerlediler. Çin vatandaşları ve Çin hükümeti bu tür virüslerin etkisini gayet iyi biliyordu. Bu yüzden de durumu ciddiye aldılar. Bu süreci toplumsal sorumluluk olarak gördüler. Toplum bilinciyle hareket ettiler. Nitekim toplum bilincinin yerleştiği ülkelerde sonuç almak daha kolaydır. Bu kapsamda yerel halk öyle bir bilinçle hareket etti ki devletin omuzlarındaki yükünü hafifletti. Örneğin açıklanan resmi rakamlara göre yerelde yaklaşık 4 milyon 500 bin kişi kendi mahallelerinin salgınla mücadele çalışmalarına katıldı. Mahallelerine giren ve çıkan kişilerin ateşlerini ölçerek mahalle sakinlerine maske takması çağrısı yaptılar. Evde karantinada olan insanlara günlük ihtiyaçlarını gönderdiler. Çin'in politik sisteminde devletin mahallelere ve hatta apartmanlara kadar ulaşma gücü var. Bundan dolayı da halk hızlı mobilize edildi.
Maske kullanmak konusundaysa halkın farkındalığı çok yüksek. Öyle ki pandemi öncesinde bile sokakta ve toplu taşıma araçlarında maske takıyorlardı. Bu durumu Çin'de yüksek lisans eğitimim nedeniyle kaldığım süre içinde bizzat gözlemledim ve deneyimledim. Maske kullanımına alışıklar. Maskeyi kolda ve çene altında değil; olması gereken yerlerde kullanıyorlar. Bu sayede de yakınlarının ve vatandaşlarının hayatını tehlikeye atmıyorlar.
DEVLET DESTEĞİ VE KRİZ YÖNETİMİ
Hükümet özel sektörde işletmeleri desteklemek ve pandemiye bağlı işten çıkarmaları önlemek için kredileri ve vergi indirimlerini genişletti. Hükümete ait şirketlerin yanı sıra özel sektörü de kontrol altına alarak süreç yönetildi. Fabrikalarda görülen tek bir vaka bile fabrikanın geçici süre kapanmasına neden oldu. Fakat süreç içinde ekonominin çarklarının dönmesi için fabrikaların kapatılmamasına da bir o kadar özen gösterildi. Örneğin vaka olmayan fabrikaların işçileri tatil için gittikleri memleketlerinden firmaların devletin sağladığı özel otobüslerle memleketlerinden özel olarak getirilip üretimin devam etmesi sağlandı. Bu işçiler fabrikaların yurtlarına yerleştirildi ve kontrollü bir şekilde üretime devam ettirildiler.
Çin hükümeti özel sektöre yaptığı desteğin dışında vatandaşlarının toplum bilinci olmasına rağmen işi sıkı tuttu ve krizi iyi yönetti. Ülke genelinde oldukça katı kurallar uyguladı. Ülkeye giriş ve çıkışlarda bu kurallar esnetilmedi. Yurtdışında eğitime giden öğrenciler dahil olmak üzere ülke dışına çıkanlara aşı yapıldı. Aşıyı uygulama aşamasına gelene kadar da ülkede adeta seferberlik ilan edildi. Devlet aşı şirketlerine arazi, kredi ve sübvansiyonlar sundu. Yapılan resmî açıklamaya göre Çin'de 13 şirket bu desteklerden yararlandı. Sinopharm ve Sinovac bu şirketlerin bir adım önüne geçse de diğer firmalar tarafından toplamda 21 aşı geliştirildi. Geliştirilen bu aşılardan burun spreyi şeklinde geliştirilen aşının ismini ise önümüzdeki günlerde daha fazla duymaya başlayacağız. Çünkü koronavirüsün insan vücuduna solunum yollarından girdiğini göz önüne alırsak, solunan bir aşının enjekte edilen diğer aşılardan daha etkili olabilmesi mümkün. Bu durumda virüs girdiği yoldan engellenmiş olacak. Teorik açıdan en ideal olması muhtemel olan bu aşının pratikte yapacağı etkiyi ise önümüzdeki süreçte hep birlikte görmüş olacağız.