Aday lotosu başladı… Büyük ikramiye kime çıkacak bakalım!
Kimse ne bulunduğu konumdan emin, ne de hedefinin rotası hususunda bir kesinlik söz konusu… Nasıl olsun ki; memlekette “Bakan olarak uyanan” akşam “sıradan insan olarak” evine dönüyor. Daha kötüsü de var; sağ salim çıkıp, dönememek!
Ameliyat masasında bir hastanın hayal kurması olmayacak şey değil… Ama önceliğinin sağlığı olmaması anormal olur…
Şimdi bizim ülke olarak kanayan yaralarımızı tedavi etmeden başka şeyler düşünmemiz bana çok doğru gelmiyor…
Terörle mücadele gündemimizin nöbetçi maddesi olup kaldı başımıza.
7 Haziran'dan sonra baş gösteren terör olayları için “AK Parti'yi tek başına iktidara getirin terör bitsin” denildi… Ondan ve başkaca sebeplerden 1 Kasım'da yeniden tek başına iktidar imkanı tanındı ama terör bitmek bir yana arttı.
Terörde sabahtan akşama biten bir durum olamaz. Hele bizim karşı karşıya kaldığımız durumda, sahip olduğumuz koşullarda ‘yangının büyümemesi', ‘kontrol altına alınması' bile başarı olarak değerlendirilebilir.
Bu noktada yazı tıkanır; tıpkı bizi yönetenlerin kitlendiği gibi…
Gelelim bizim sulara…
İktidarın sahibinde bir kıpırdanma var… Seçim söylentisi olmasaydı da olurdu.
Geçen laf lafı açtı (gazeteci ile siyasetçi sohbet edince konu ister istemez iktidarlara dayanıyor) sohbet esnasında biri şu tespitte bulundu: “Özcan Işıklar, Selami Değirmenci'nin üç dönemde yaşadığı yıpranmayı iki dönemde yaşadı…” Fazla düşünmeden katıldım. Hüseyin Turan ile kıyas yapamadık o işini bir dönemde bitirdi. Yağcıoğlu ve Agu'nun da Değirmenci'den bir farkı yoktu.
Önce ben de konuyu zaman kavramı üzerinden değerlendirdim de Işıklar'ın seleflerinin yönettiği Silivri ile bugünkü arasında dağ kadar fark var… Büyükçavuşlu, Değirmenköy, Çanta, Gümüşyaka, Kavaklı, Ortaköy, Selimpaşa'da 7 aylık belediye vardı ve başkanları… Sekiz kişinin yaptığı işi şimdi bir kimseye yükleyip; “Aa ne çabuk yıprandı!” diye şaşıp kalıyoruz… Sekize bölünen siyaset odakları merkezde toplandı. Rekabet tek kişi üzerine, merkeze toplandı ve odaklandı... Her beldede ayrı ayrı kaynayan siyaset kazanları kilere kaldırıldı! Silivri'deki siyaset ateşine odun taşıyor herkes : ))
Ha, bir de köylerin tüzel kişilikleri mevcuttu; muhtarların inisiyatifi de şuan tamamen belediyeye geçti… Yetki artışı beraberinde ciddi bir sorumluluk getirdi...
Her şey Silivri Belediyesine bağlandı… Bir de o “bağlanma” derdi vardı tabi…
Yıllarca devam eden yerleşik yapılar ve onları var eden anlayış ile insanlar farklı bir yapılanmanın içine sürüklendi.
Eskiden belediye kendi çalışmasını programlayabiliyordu; şimdi bir de İBB mevzusu var tabi… İBB'nin bile eminim ki kontrol etmekte zorlandığı İSKİ ve İGDAŞ çalışmaları apayrı bir mesele…
Kurumlar kendi aralarında koordinasyonu sağlamaya uğraşmaktan iş yapmaya mecalleri kalmıyor. Biri yapıyor, diğeri bozuyor! Bir de öyle yap-boz tahtası durumu oluştu. Anlayışlar ve siyasi tercihler devreye gidince kimsenin kimseye saygısı, anlayış ve emeğine özen gösterme durumu kalmıyor.
Kişileri tartışmayı bırakalım da kurumlar bile yıprandı…
Ne de verilse, yapılsa tatmin olmayacağız, insan doyumsuz bir varlık; her daim daha iyisini isteyip, beklemeye devam edeceğiz. Elimizdekiyle de yetinemeyiz!
Bizi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar bunları bilsin de gelsin veya yeniden aday olsun : ))
SİLİVRİ'DE ELEKTRİK KESİNTİSİ
Silivri'nin bazı bölgelerde, 24 Eylül Cumartesi günü elektrik kesintisi yapılacak. Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, planlı yatırım, bakım ve onarım faaliyetleri kapsamında Selimpaşa Mah., 6199. Sk., 6061. Sk., 6063. Sk., ve civarında 24 Eylül Cumartesi günü 09:00 - 16:00 saatleri arasında Bakım Programı Çalışması süresince İş Sağlığı ve Güvenliği'ni de gözeterek elektrik kesintisi yapılacaktır.
Hayırlı Cumalar...
İyi hafta sonlarınız olsun inşallah...