Handan Demirkıran

Çocuk ve ergenlerde karşı gelme bozukluğu

İlk kez 1980 de DSM III sınıflama sisteminde yerini alan karşı gelme ya da karşıt olma bozukluğu, sık sık hiddetlenen, büyükleri ile tartışmaya giren, büyüklerin isteklerine uymayan, özellikle başkalarını kızdıran şeyleri yapan, kendi yaramazlıkları için başkalarını suçlayan, alıngan, kızgın, gücenen, kinci çocuk ve ergenleri tanımlamak için kullanılmıştır. Bu belirtilerin en az dördünün 6 ay sürmesi halinde çocuk veya ergende karşı gelme bozukluğundan bahsedebiliriz.

Bu çocukların başkalarının haklarına ciddi saldırıları söz konusu değildir, ancak erişkinlerle sık sık tartışmaya girerler, tartışma sırasında kontrol kaybı, terleme, aşırı sinirlilik görülür. En sık ev ortamında problem yaşarlar, ancak zaman zaman okulda öğretmen ve yaşıtları ile de ilişkisel zorluklar görülebilir.

Ev ortamında ebeveynlerinin koydukları kurallara direnç gösterebilir, davranışlarıyla reddedici bir tutum sergileyebilirler.

Erkeklerde açık agresif bir tutum söz konusu iken kızlarda pasif-agresif bir tutum yaşanır.

Karşı gelme bozukluğuna eşlik diğer belirti ve durumlar da vardır. Özgüven eksikliği, duygu durumu değişkenliği, madde kullanımı, sigara kullanımı görülebilir. Ayrıca DEHB, davranım bozukluğu, öğrenme bozuklukları ve iletişim bozuklukları en sık eşlik eden durumlardır.

Bu bozukluk sıklıkla 8 yaştan önce ortaya çıkmaktadır. Başlangıçta yavaştır, müdahale edilmedikçe aylar ve yıllar içinde gelişir. Karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğuyla her ne kadar benzer belirtiler gösterse de birbirinden ayrı değerlendirilir. Davranım bozukluğunda hayvanlara, insanlara, eşyalara zarar verme durumu söz konusu iken karşı gelme bozukluğunda bunlar görülmez. Davranım bozukluğu tanısı alanlarda karşı gelme bozukluğu belirtileri gelişebilir.

Karşı gelme bozukluğunun tedavisinde ebeveyn eğitim programları uygulanır ve özellikle ergenlik öncesi etkin olduğu bilinmektedir. Bu program çerçevesinde ebeveyne çocuğun olumlu ve istenilen davranışları ödüllendirmesi, istenilmeyen davranışları görmemezlikten gelmesi veya olumsuz bir davranış görünce ortamdan uzaklaşması önerilmektedir. Buradaki amaç, çocuk veya ergenin davranışlarını izleyerek süreç içinde bu davranışlarının sıklığı ve şiddeti değerlendirilir. Bir sonraki seanslarda da bu durumlar gözden geçirilir. Duruma eşlik eden başka bir durum söz konusu değil ise ilaç kullanımına gerek yoktur.

YORUM YAP